Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: CHP’nin tutsak edildiği bir siyaseti izledik

img
ANKARA- CHP’nin İmralı kararını değerlendiren Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu, “CHP’nin çözüm önermeyen ulusalcılar tarafından tutsak edildiği bir siyaseti izledik” dedi.
 
CHP'nin İmralı'ya temsilci göndermeyeceği yönündeki kararına tepkiler sürüyor. Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne ikici aşamaya geçişte yapılacak komisyonun Abdullah Öcalan ile görüşmesinin kritik olduğu ve sürecin önünü açacağı vurgulanırken CHP'nin tarhisel ve stratejik bir hataya düştüğü eleştirileri yapıldı.
 
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu CHP'nin İmralı kararının köşeye sıkışmış bir siyasetin sonucu ortaya çıktığını belirtti. 
 
Aksoyoğlu, "Bunun belirli aşamaları var. Şüphesiz komisyona katılmak bu dönemin CHP’si için kritik, sosyal demokratlar için ise olası bir karardı. İlk andan itibaren kendi partisinden gelen ulusalcı ve İyi Parti - Zafer Partisi hattından gelen bir milliyetçi itiraz dalgası vardı. Ancak CHP’li üyeler komisyon faaliyetini vicdani bir sorgulama olarak gördüler. Bunun üzerine konulması talep edilen çözüm setleri yol üzerinde az önce sözünü ettiğim baskıyla yok edildi. Feti Yıldız’ın komisyonu İmralı’ya göndermek isteği o gün, orada CHP’nin itirazına maruz bırakılsa; CHP, 'muhatabımızla Yüce Meclis’te görüşürüz' dese, ya sosyal demokrasinin evrensel pratikleri itibariyle bu görüşme Ankara’da yapılır ya da bugün Murat Emir’in açıkladığı haliyle teknolojinin imkanlarından faydalanırdı. CHP’nin alanı teorize etme isteksizliği bu kozu ulusalcı-milliyetçi bir koalisyonun Özgür Özel’i durdurma pratiği olarak bir gazete manşetine yansıdı" dedi.
 
ÇÖZÜMDE İSTEKSİZ
 
CHP’nin dayandığı toplumsal tabanın ilerici dinamiklerinin gözardı edildiğini söyleyen Aksoyoğlu, şunları söyledi: "Kent merkezlerinde toplanmış ve manipüle yeteneği yüksek ulusalcılar tarafından, halihazırda çözüm seti önermeyen veya önceliği bu olmayan, CHP’nin tutsak edildiği bir siyaseti izledik. Üstelik CHP’nin aylarca hazırlanarak bugün kamuoyuna açıkladığı parti programı, çözüm süreci konusunda ön alma isteksizliği nedeniyle gündemin içinde eriyip gitti. Görünen o ki çözüm süreci belirli bir tempo içerisinde önümüzdeki yıllara ve hükümet dönemlerine yayılarak çok defa gündeme gelecek. 'Bunu bizim iktidarımızda çözeriz,' demek için bir kamuoyu hazırlamak gerekecek üstelik. Türkiye sosyal demokrasi hareketinin bu bağlamda kamuoyunu çok geriden kuracağını anlamış olduk. Siyasal ve sosyolojik olarak bu kadar hazırlıksız yakalanacağınız bir sorunla nasıl başa çıkacağınız ise önümüzdeki yılların başat konularından biri olacak maalesef."
 
MA / Ömer Güngör