Tanık gazeteciler polis şiddetini anlattı

img
ANKARA - Gazetecilerin tutuklanmasını protesto ederken gözaltına alınan 3 gazeteci hakkında devam eden davanın duruşmasında dinlenen tanıklar, polis şiddetini anlattı.
 
Gazetecilerin  Amed'de tuklanmasını protesto ederken gözaltına alınan ve haklarında "Polise kendilerini darp ettirdikleri" iddiasıyla dava açılan gazeteciler Sibel Yükler, Deniz Nazlım ile Yıldız Tar'ın duruşması Ankara 71’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, gözaltı anına tanıklık eden gazeteciler Hüseyin Aykol, Eren Güven ve DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu de tanık olarak dinlenmek üzere katıldı. 
 
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada, dosyaya gelen evrakların okunmasının ardından DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu dinlenildi.
 
TANIK GAZETECİLER DİNLENDİ 
 
Açıklamanın gazetecilerin tutuklanması protesto etmek yapılmak istendiğini söyleyen Dedeoğlu, bu konuda Ankara Valiliği’ne de sözlü bildirimde bulunduklarını belirtti. Devamında Dedeoğlu, “Gazeteci tutuklaması olunca bunu protesto etmek için basın açıklaması yapmak istedik. Valiliğin de izin verdiği bir bölge olarak Ulus Meydanı’nda yapmak istedik. Bunu sözlü olarak da bildirdik. O gün oraya gittiğimizde polisin yoğun güvenli vardı. Bir emniyet amiri ‘Bugün size izin vermeyeceğiz’ dedi. Öncesindeki bir basın açıklamasını gerekçe gösterilerek, bu durum bildirildi. Açıklamaya izin verilmeden polis, bizleri oradan uzaklaştırmaya başladı. Bu sırada polislerin kadın-erkek herkesi gözaltına almaya başladıklarını ve yargılanan gazetecilerin polislerce darp edildiklerini gördüm. Gözaltına alınan gazeteciler, basın açıklamasını takip etmek isteyen gazetecilerdi. Henüz herhangi bir toplanma olmadan, polisler gözaltı yapmaya başladı. Polisler ‘süpür süpür diyerek, gazetecileri alandan uzaklaştırdı” diye belirtti.
 
Tanık olarak dinlenen gazeteci-yazar Hüseyin Aykol da, basın açıklamasına katılmak için Ulus Meydanı’na gittiğini ancak henüz açıklama yerine ulaşmadan gazetecilerin polislerin kötü muamelesiyle gözaltına alındığına tanıklık ettiğini söyledi. Aykol, polislerin dağılma yönünde gazetecilere dönük herhangi bir uyarısının da olmadığını dile getirdi. 
 
POLİS ŞİDDETİNİ ANLATTI 
 
Son olarak dinlenen gazeteci Eren Güven ise, şunları belirtti: “Gözaltı anında ben de oradaydım. Amaçlanan tutuklu gazeteciler için bir basın açıklaması yapmaktı. Tutuklu gazeteciler arasında daha önce birlikte çalıştığım meslektaşlarım da vardı. Bu nedenle açıklamaya katılmak istedim. Ancak basın açıklaması için henüz toplanılmadan gazeteciler gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerin kötü muameleye maruz kalırken ki çığlıklarını duydum. Benim de kameram kırıldı. Dağılma yönünde herhangi bir anons da yapılmadı, kaldı ki açıklamanın yapılacağı alana da henüz tam ulaşamamıştık. Deniz Nazlım benim yanımdaydı. Deniz’in hırpalanarak gözaltına alınmasına tanıklık ettim. Diğer gözaltına alınan gazetecilerin çığlıklarını duydum.”
 
Daha sonra iddia makamı, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu’na “Siz tertip ettiniz diye soruyorum. Yazılı bildirim yapmaya neden ihtiyaç duymadınız?” sorusunu yöneltti. Dedeoğlu ise soruya, “Birçok kez sendika olarak basın açıklaması yaparız. Bu açıklamalarda da yazılı bildirimde bulunmuyoruz, sadece sözlü olarak bildirimde bulunuyoruz. Açıklamada sendikalar masasından görevli polislerin olması gerekirdi, bu polisler olmadığı gibi alanda yoğunluklu TEM polisleri vardı. Gözaltı anındaki şiddetin kaynağı da bundan kaynaklanıyor” yanıtını verdi.
 
GAZETECİLERE DAVA AÇILDI 
 
Ardından beyanda bulunan avukat Muhammet Ünsal, “Sendikanın sosyal medyasından bildirim yapılması aynı zamanda bir bildirimdir. Celse arasında valilikten gelen yazıda, açıklamaya dair bir yasaklamanın olmadığı aktarılmıştır. Bu anlamda hukuka aykırı bir toplantıdan bahsedilemez. Mevcut delillerden atılı suçlamanın oluşmadığı ortadadır” dedi.
 
Avukat Gulan Çağın Kaleli Koçer de, “Olay günü müvekkiller gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını bildirdiler. Ancak soruşturma makamı bu konuda herhangi bir işlem yapmadı. İşlem yapılmadığı gibi kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmazdan dört ay sonra iddianame hazırlanarak, dava açıldı. Suç duyurusunda bulundukları için müvekkillerin aleyhinde bu dava açılmıştır” diye belirtti. 
 
Duruşma, olay gününe ait görüntülerin istenilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerenin beklenmesi kararıyla 19 Eylül’e ertelendi.