‘Cumhuriyet Kürtlerin inkarı üzerine kuruldu’

img

İSTANBUL - Cumhuriyet'in Kürtlerin inkarı üzerine kurulduğunu dile getiren SMF Temsilcisi Mehmet Ali Eser, "Eğer Kurtuluş Savaşı gerçekten bir direniş, işgale gelen emperyalistlere karşı mücadelesiyse o zaman neden Kürtler kendi topraklarına sahip çıktığı zaman kurtuluş, bağımsızlık yerine 'terörizm' oluyor?" diye sordu.

KÖZ gazetesi, 12 Eylül döneminin devrimci isimlerinden Hasan Coşkun anısına bu yıl 7’ncisi düzenlenen "Hasan Coşkun Panelleri" kapsamında Beyoğlu’nda bulunan Cezayir Toplantı Salonu’nda "Afrin'in Türkiye'ye Yansımaları" başlıklı bir panel düzenledi. 
 
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Temsilcisi Mehmet Ali Eser, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) üyesi İbrahim Aydın ve KÖZ adına da Orhan Dilber konuşmacı olarak katıldı. Panele, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek'in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
 
Salona, Coşkun'un fotoğrafları ve "Afrin harekatı, Erdoğan'ın içerideki sıkışmışlığının sonucudur", "Gerici MHP ve Saray İttifakına karşı ortak aday etrafında birleşelim" dövizleri asıldı. Panel, saygı duruşunun ardından ve Hasan Coşkun'un yaşamının anlatıldığı sinevizyon ile başladı. 
 
'KÜRTLERİN MÜCADELESİ NEDEN TERÖRİZM OLUYOR?'
 
Panelde ilk sözü alan SMF Temsilcisi Mehmet Ali Eser, 18 Mart Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünü hatırlatarak, "Varsayalım ki, Cumhuriyet tarihi, Kurtuluş Savaşı'nın zaferi üzerine kurulmuştur. Eğer bize anlatıldığı gibi Kurtuluş Savaşı gerçekten direniş, bir ulusun kendi kaderine, topraklarına sahip çıkma, işgale gelen emperyalistlere karşı mücadele sonucu oluşmuşsa ve eğer bu bir onur abidesiyse o zaman neden Kürtler kendi topraklarına sahip çıktığı zaman onur, kurtuluş, bağımsızlık yerine terörizm oluyor? Biz devrimcilerin insanlara anlatması gereken şey budur. Bugün 18 Mart Çanakkale Savaşı üzerinden bütün bir ulus rehin alınacak şekilde televizyonlar, siyasetçiler propagandalar yapmaktadır. Kürt ulusu, Ortadoğu'nun en eski halkıdır. Dolayısıyla uluslar, kimlikler oluşturulduğunda görmezlikten gelinmiş ağlatılmıştır. Bu halk, bugün ulusal kimliklerinin en net olarak kazandığı bir dönemin içerisinde; fakat karşısında onu bastırmak, onun üzerinden kahramanlık ilan etmek, propagandası yapılmaktadır. Bu nasıl bir mantıktır. Bunun cevabını kuşkusuz tarih verecektir. Ama güncel olarak da biz verebiliriz" şeklinde konuştu. 
 
'CUMHURİYET KÜRTLERİN İNKARI ÜZERİNE KURULDU'
 
Bugün yine ortaya çıkan durumun, Cumhuriyet'in Kürtlerin inkarı üzerine kurulduğu düşüncesi olduğunu ifade eden Eser, "Türkiye Devleti, kendi siyasal iktidarını Kürt ulusunun ve tarihsel olarak bu topraklarda yaşamış bir dizi ulusal azınlığı yok sayması üzerine kurulmuştur. Bu nedenle büyük bir tarihsel gerçekliğin inkarı olarak bugüne kadar gelinmiştir. Kürtlerin son 40 yıllık bir ulusal kimliğe kavuşma, ortak bir hafıza oluşturma, kendi kaderlerini doğrudan siyasal örgütleriyle oluşturma eyleminin netleştiği bir dönemdeyiz. Türkiye ayyuka çıkan bu durumu yırtma, engellemek istiyor. Bu nedenle hemen yanı başındaki Kürtlerin yeni bir siyasal oluşum kurmalarını engelleyebilmek için arayışlara girişmiştir. Bir takım siyasal fırsatları da değerlendirerek Afrin'e girmiştir" dedi.
 
'REJİM İNŞASI DÖNEM DÖNEM TARTIŞILDI'
 
Ardından söz alan ÖDP üyesi İbrahim Aydın da, 1990‘lı yılların Türkiye'de rejim krizinin tartışıldığı yıllar olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Rejim krizi, Cumhuriyet’in ilk 70 yıllık rejiminin, tüm toplumu bir arada tutma özelliklerini kaybetmişti. Dolayısıyla bir kriz içerisindeydi. Buna 2000'li yıllarda yaşanan ekonomik kriz de eklenince tam anlamıyla egemen sınıflar işin içerisinden çıkılmaz bir hale gelmişti. Bu rejim krizini yaratan en emel unsurlardan birisi Türkiye'nin üniter devlet esaslarına göre kurulmuş olması ve özellikle Kürt hareketinin ortaya çıkıp bu coğrafyada 'ben de varım' demesiyle çok daha farklı boyut kazanmıştı. Dolayısıyla, yeni bir rejim inşası dönem dönem tartışılan konuların başında geliyordu" ifadelerini kullandı. 
 
'KÜRT MESELESİ SİLAHLA ÇÖZÜLMEK İSTENİYOR'
 
Bugün Ergenekon, derin devlet, ulusalcı ve milliyetçi bütün yapıların ittifak oluşturduğunu söyleyen Aydın, bu ittifakın en temel konularından birisinin Kürt meselesi olduğunu vurguladı. Milliyetçi ittifakın, Kürt meselesini şiddetle, silahla çözme politikası güttüğünü belirten Aydın, "Bu ittifak, eski rejimden daha ceberut, daha açık faşist nitelikli bir proje olarak karşımıza çıktı. Bugün inşa edilen tekçi, başkanlık sistemine dayalı, parlamenter sistemin tasfiyesi, ortaya yeni rejim çıkarttı. 2019'da da büyük ölçüde bu yerleştirilmeye çalışılacaktır” dedi. Toplumsal muhalefetin bu süre içerisinde mücadelesini yükseltmesi gerektiğinin altınız çizen Aydın, "Eğer bunu yapamazsak, ne Kürt meselesine ilişkin somut bir destek oluşturabiliriz ne de toplumda bir güç olma potansiyelini ortaya koyamayız. Yapmamız gereken çok açık: ‘Bizim 2019 Türkiye'sine dönük hızla bir asgari bir mücadele programı çıkarmalıyız. Bu program etrafında bütün sol, sosyalistleri bir araya getirmeliyiz. Bu eksende adayımızı çıkaralım ve demokratik bir Türkiye istediğimizi çıkıp her yerde bağıralım" diye konuştu.
 
Panel, soru-cevap bölümünün ardından son buldu.