ILO Memursen’in işçi delegesi olarak atanmasına tepki gösterdi

img
ANKARA – ILO, Memursen’in Çalışma Bakanlığı tarafından işçi delegesi olarak atanmasına tepki gösterdi. “En fazla temsile haiz örgütler arasında alınan karar” a uyulmadığı belirtilerek,  aksi durumda tüzük dahilindeki seçeneklerin değerlendirileceği ifade edildi. 
 
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Memursen’in işçi delegesi olarak atanması hakkında 107’nci Uluslararası Çalışma Konferansı Yetki Tespit Komitesi Kararı’nda, Çalışma Bakanlığının Memursen’i işçi delegesi olarak ataması kararının, “En fazla temsile haiz örgütler arasında alınan karar” kriterine uygun olmadığını ifade ettiğini bildirdi. 
 
‘HÜKÜMETLER ANLAŞMAYI HAYATA GEÇİRMEK İÇİN YÜKÜMLÜDÜR’
 
Komite, İLO Anayasasının 3(5)’inci maddesi ile Uluslararası Daimi Adalet Divanı’nın 1922 tarihli ve 1 no’lu mütalaasını hatırlatarak, “Komite yayınladığı kararlarda ülke çalışanlarının temsilini garanti etmenin en iyi yolu olarak hükümetlerin, anlaşmayı hayata geçirmek için ellerinden geleni yapmakla yükümlü olduklarını ifade etmektedir” dedi. 
 
‘MEMURSEN’İN BAĞIMSIZ OLMADIĞI YÖNÜNDEKİ İDDİALAR NOT EDİLDİ’
 
Komite, Memur-Sen’in hızla artan üye sayısı, hükümet politikalarına verdiği destek, sendika hak ihlalleri ve kamu sektöründeki kitlesel işten çıkarmalara sessiz kalması dikkate alınarak gerçek ve bağımsız bir işçi örgütü olmadığı yönündeki iddiaları not ettiğini de ifade ederek, sendika hakkında bilgilerin komiteye sunulmamasına rağmen, Memur-Sen hakkında bilgi sahibi olunduğunu vurguladı. 
 
Komite değerlendirmesi şu şekilde:
 
“Komite, Bakanlığın sonraki Uluslararası Çalışma Konferanslarında en fazla temsil niteliğine haiz bir delegasyon oluşturmak için taraflar arasında uzlaşma sağlama çabalarına devem edeceğini açık bir şekilde ifade ettiğini not etmektedir. Komite, bu çabaların özveri ile gerçekleştirileceğini ve başarıya  ulaşacağını umut ettiğini kaydetmektedir.
 
Komite aksi durumda, İşçi Delegasyonunun bağımsızlığı ve temsil niteliği konusunda gelecekte yapılacak itirazların inandırıcı kanıtlar ile desteklenmesi halinde daimi tüzük dahilinde mevcut seçenekleri ciddi biçimde değerlendireceğinin altını çizmektedir.”