Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi: İklimi değil, sistemi değiştirelim!

img

İZMİR - Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin, dünya genelinde bugün çıkılan 4. Küresel İklim Grevi’ne dair açıklamasında “İklimi değil, sistemi değiştirelim!” denildi.

 
İspanya'nın Madrid kentinde 2-13 Aralık’ta gerçekleşecek 25. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP25) öncesi devletlere baskı yapma hedefiyle dünya genelinde binlerce insan bugün yapılan 4. Küresel İklim Grevi’ne çıktı. Eylem bilinçli olarak ABD’de başlayan ve şu an neredeyse bütün markaların ürünlerine yüksek oranda indirim yaparak insanları alışveriş yapmaya teşvik ettikleri Kara Cuma’ya (Black Friday) denk getirildi.
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir İl Örgütü de bugüne dair "Geleceğimiz satılık değil" diyerek bir açıklama yaptı. 
 
Parti binasında düzenlenen, HDP İzmir İl Eşbaşkan Besriye Tekkür'ün de katıldığı basın toplantısında konuşan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir İl Eşbaşkanı Atilla Kılıç, iklim için “acil durum” çağrısı yaptı. 
 
İklim krizine karşı hükümetlerin eyleme geçmesi talebiyle dünya genelinde çıkan milyonlarca öğrencinin bugün 4. Küresel İklim Grevi’ne çıktığını dile getiren Kılıç, “Kasım ayının son cumasına denk gelen alışveriş günü Kara Cuma’ya (Black Friday) karşı ‘geleceğimiz satılık değil’ diyorlar. 2-13 Aralık tarihleri arasında İspanya'nın Madrid kentinde düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP25) öncesinde fosil yakıt tüketimlerinin sonlandırılmasını talep ediyorlar” dedi.   
 
BM RAPORU: HEMEN ŞİMDİ HAREKETE GEÇMELİYİZ 
 
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) gelecek hafta başlayacak BM İklim Zirvesi'nden önce açıkladığı yeni raporuna değinen Kılıç, raporda iklim değişikliğine ilişkin acil durum çağrısında bulunulduğuna dikkat çekti.
UNEP’e göre yıllık Emisyon Açığı Raporu, Paris Anlaşması'nın tüm taahhütleri yerine getirilse bile, sıcaklıkların 3,2 santigrat  derece artarak, daha geniş ve daha tahrip edici iklim etkilerine yol açacağına işaret ediyor.
 
‘ÜLKELER TAAHHÜTLERİNİ YERİNE GETİRMELİ’
 
Kılıç, açıklamasının devamında raporun baş yazarı John Christensen’in kaleme aldığı yazısından şu bölümü alıntıladı: “Torunlarımıza bunu miras bırakmak istemeyiz... Dönüşümsel bir değişimden bahsediyoruz, kademeli değişimle bu hedefi başaramayız. Gelecek 10 yılda toplumlarımızı dönüştürmemiz gerekiyor... Ülkelerin taahhütlerini yerine getirmek için 2020 sonunu beklememesi ve her şehrin, bölgenin, işletmenin ve bireyin şimdiden harekete geçmesi gerekiyor... 2020 yılında emisyonları mümkün olduğunca azaltacak hızlı kazanımlara, ardından da ekonomilerin ve toplumların büyük dönüşümlerini başlatmak için daha güçlü Ulusal Katkılara ihtiyacımız var... İklim eylemini ertelediğimiz yılların açığını kapatmak zorundayız. Bunları gerçekleştiremediğimiz takdirde, 1,5°C derece hedefini tutturma ihtimalimiz 2030 yılından önce ortadan kalkacak.” 
 
‘SERA GAZI ARTIŞINDA İNŞAAT SEKTÖRÜ ÖNE ÇIKIYOR’
 
Türkiye’nin enerji alanında hem ekolojik hem ekonomik bir yıkıma, geri dönülmez bir iklim krizine doğru hızla ilerlediğini söyleyen Kılıç, Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 88’nin fosil yakıtlardan karşılandığını ve 2002-2018 döneminde ithal edilen kömür, petrol ile  gaz için toplam 606,1 milyar dolar harcandığını kaydetti.
 
“Türkiye’de 1990 yılında atmosfere 219,2 milyon ton sera gazı salınırken, 2017’de sera gazı salımındaki yüzde 140’lık artışla atmosfere 526,3 milyon ton sera gazı salınmıştır” diyen Kılıç, Türkiye’nin sera gazı salımlarındaki artışta inşaat, elektrik üretimi ve ulaşım sektörlerinin öne çıktığını ifade etti. 
 
Kılıç, “İklimsel bir acil durum bir söyleme, politik bir pazarlama stratejisine veya yeşil güzellemeye indirgenemez. Vatandaşın havasını zehirletmem demeçleri ile bir sonuç almak mümkün değildir. İklimsel bir acil durumda olduğunuzu kabullenmek ve derhal önlem almak gerekiyor. Bu nedenle inkarcı gecikmiş, ihmalkar tutumlara karşı grevci gençlerin çağrısına kulak verelim ve iklim adaleti için mücadeleyi güçlendirelim. İklimi değil, sistemi değiştirelim!” diye konuştu.