‘1938’de insanlar, bugün doğa katlediliyor’

img
DÊRSIM – Dêrsîm’de 1938’de yaşanan katliamı hatırlatan 89 yaşındaki Hüseyin Çelik, “O dönem insanlar katledildi. Bunları yapanlar, bugün doğayı katlediyor” dedi. 
 
Dêrsim’de "Madencilik yağmasına karşı doğayı ve yaşamı savunuyoruz” şiarıyla gerçekleştirilen 21’inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde ekolojik talan politikalarına öfke yağdı. Dêrsim’de yapılması planlanan maden ocağına karşı festivalde bir araya gelen binler, doğa talanına izin vermeyeceklerini haykırdı. 
 
‘DOĞANIN YAPISIYLA OYNANIYOR’ 
 
Dêrsim’de yaşayan 84 yaşındaki Funda Çelik, Dêrsim doğasına karşı talan politikalarının yürütüldüğünü ifade ederek, bu duruma karşı olduklarını dile getirdi. Çelik, kentin doğasıyla oynandığını söyledi. Dêrsim’in doğasının kirletilmeye çalışıldığını dile getiren 63 yaşındaki Esma Toprak da, “Gelip Dêrsim’in doğasını görselerdi, böyle yapmazlardı. Barajlara karşıyız. İnsanın ve doğanın yapısıyla kimse oynamasın” diye konuştu. 
 
‘EKOLOJİK TALANA KARŞI BİRLİK OLMALI’ 
 
89 yaşındaki Hüseyin Çelik (89), insanların ekolojik talana karşı birlik olması gerektiğini belirtti. Ekolojik mücadelenin toplumsal bir mücadele olduğunu vurgulayan Çelik, “1938’de o kadar bina yakıldı, yıkıldı. İnsanlar katledildi. Bunları yapan insanlar bugün doğayı katlediyor. Benimle, seninle bu iş bitmez. Baştakilerin eşitlikçi bir tutum sergilemesi gerekiyor. Beraberlik ve birlik yoksa, yürüttüğü siyasette işe yaramaz” şeklinde konuştu. 
 
‘İNSANIN DOĞAYA İHTİYACI VAR’
 
Doğa İçin Sanat Derneği üyesi Göksel Ezeltürk, insanların doğanın bir parçası olduğunu hatırlattı. Doğanın maden için talan edildiğini belirten Ezeltürk, “İnsanların bu toprağa ihtiyacı var, aynı zamanda doğanında insana ihtiyacı var. İnsan, doğanın bu kadar katledildiği bir ortamda, uzun vadede yaşama şansı olmayacak. Bunları göz önüne alarak yeni politikaların belirlenmesi gerekiyor. Bu konuda devlet politikalarının yeniden revize etmeye ihtiyaç var” ifadelerinde bulundu.
 
‘İKLİM KRİZİ HIZLANDIRILIYOR’
 
Ağaç kıyımının iklim krizini hızlandıran etmen olduğunun altını çizen Ezeltürk, “Ağaç kıyımının susuzluk ve ısının yükselmesi konusunda çok ciddi etkileri olacak. Çok doğru örgütlenmeye ihtiyacımız var, çünkü devlet halk ile sermaye arasında sermayeyi savunan noktada” şeklinde konuştu.