Ekolojist İçöz: Doğa 'ölüyorum’ diyor

img
İZMİR - İklim krizinin aşırı kar hırsından kaynaklandığını belirten ekolojist Erhan İçöz, "Doğa kendisini dengeleyebilmek için aşırı hava olaylarıyla insanlara, 'Ben ölüyorum. Sizi de yok edeceğim' diyor” dedi. 
 
Küresel iklim değişikliği, ekolojik talanın da etkisiyle tüm dünyaya etkisini hissettiriyor. Özellikle küresel iklimde en büyük değişimi yaratan hava olayı olarak bilinen El Nino’nun etkisiyle sıcaklıklar artarken, olağandışı hava olayları da kendisini göstermeye başladı. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Atlantik Okyanusu'nun kuzeyinde deniz yüzeyi sıcaklıklarında “Benzeri görülmemiş bir artış” gözlemlendiğini duyururken, El Nino'nun etkisini artıracağını ve 2014 yılındaki sıcaklık rekorlarının art arda kırılmasının beklendiğini açıkladı. 
 
Copernicus İklim Değişikliği Servisi ise, Kuzey Atlantik‘teki “Olağanüstü sıcak” okyanus sıcaklıklarını, İrlanda, Birleşik Krallık ve Baltık Denizi yakınlarındaki “Aşırı” deniz ısı dalgalarını gösteren veriler yayımladı. Buna göre, Nisan ayında küresel okyanus sıcaklığı 21,1 santigrat derece yükseldi.
 
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SONUÇLARI 
 
Karbon emisyonlarının artması, madenler, ormansızlaştırma ve daha birçok saldırı ile doğanın kendini yenilemesinin önüne geçilirken, dünyanın birçok bölgesi yaratılan iklim krizinin sonuçlarıyla boğuşuyor. Amerika'da sel, Kanada'da orman yangınları sürerken, Türkiye'nin güneyinde orman yangınları, kuzeyinde sel felaketi büyük hasara yol açtı.
 
BUZULLAR ERİYOR
 
Küresel ısınma nedeniyle buzullarda da erime meydana geldi. Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi‘ne göre, buz tabakasının 27 Haziran’da kapladığı 11,7 milyon kilometrekare, 1981-2010 dönemi ortalamasından neredeyse 2,6 milyon kilometrekare daha az. Antarktika‘daki deniz buzu rekor düzeyde küçülürken, Norveç takım adaları Svalbard, küresel ortalamadan dört kat daha hızlı ısınıyor. 50 yıl içerisinde tüm deniz buzlarından arınması beklenen adalarda, buza bağımlı olan tüm organizmalar ya göç edecek ya adapte olacak ya da yok olacak. Yine bilim insanları, Tundra ekosistemlerinin soğuğa dikkatlice adapte edildiği için ısınma ve buzlanma gibi ilişkili iklim olaylarının yaşam dengesini bozacağını ve Kuzey Kutbu besin ağları boyunca yansımalar olabileceğine işaret ediyor. 
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu Yönetim Kurulu üyesi Erhan İçöz, küresel ısınma ve etkilerine dair konuştu. 
 
İNSAN FAALİYETLERİNİN ETKİSİ
 
Isınmanın yanı sıra olağanüstü hava olaylarının arttığına dikkat çeken İçöz, Karadeniz Bölgesi’nde sellerin artık sıradan bir olay haline geldiğini söyledi. İçöz, "Eskiden 2-3 yılda bir olan seller artık senede 2-3 kere olmaya başladı. Bir araştırmaya göre dünya ölçeğindeki kasırgaların sayısı 17 kat arttı. Bütün bunlar iklimin dengesinin bozulduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bir yerde ısınma varsa bir yerde soğuma oluyor. Bu iklim krizinin temel sebebi ise insan faaliyetleri. Yoksa dünya oluşalı 5 milyar yıldan bu yana kuraklıklar oluyor, iklimler değişiyor. Ancak bunlar normal koşullarda onbinlerce yılda olan değişiklikler" diye belirtti. 
 
EN ETKİLİ UNSUR ORMAN 
 
Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında iklime müdahalenin arttığını belirten İçöz, sanayi kuruluşları, madenler ve kentleşme gibi olguların olumsuz etkilerinin bulunduğunu dile getirdi. Madenler nedeniyle ormanların yok edildiğini anımsatan İçöz, "Ormanlar hava sıcaklıklarını dengeleyen unsurlardır. Aynı zamanda yer altı barajı gibi çalışarak, suların yer altında toplanmasına ve dengeli olarak dağılmasını sağlıyor. Ormanlar aynı zamanda yağmurları da çekiyor. Bu kadar faydası olan ormanlar milyonlarca canlıya da ev sahipliği yapıyor. Bu ormanlar yok edildiği zaman tüm bu işlevleri de yok oluyor. Bütün bunlar insanların çıkarları için doğaya ne kadar gaddarca davranıldığını gösteriyor" dedi. 
 
'DOĞA HAYKIRIYOR'
 
Bu faaliyetler sonucu kentler üzerinde ısı adacıkları oluştuğunu kaydeden İçöz, "Yani kentlerin üzerinde kent dışı bölgelere göre daha sıcak bir hava oluşuyor. Bu ısı adacıkları atmosferdeki daha soğuk bölgelerdeki havanın hızla bu sıcak bölgelere akmasına neden oluyor. Bu da fırtınaları oluşturuyor. Yani doğa kendisini dengeleyebilmek için fırtına ve aşırı hava olaylarıyla, insanlara 'Ben ölüyorum. Sizi de yok edeceğim' diyor. İnsan penceresinden bakarsak her şeyin bir çaresi bulunur. Ama öyle değil. Dünya ve evren bir bütün ve tüm olaylar birbirini etkiliyor" ifadelerini kullandı. 
 
'GİDİŞATA DUR DENİLMELİ'
 
"Bu yok oluştan dönüş için öncelikle 'kalkınma' denilen masaldan vazgeçmek gerekiyor" diyen İçöz, şöyle devam etti: "İklim krizini yaratan sıradan insanlar değil. Bu krize neden olan sermaye ve kapitalist sistemdir. Kapitalizmin aç gözlülüğü, aşırı kar hırsı olmasa bu iklim krizi de olmaz. Aşırı kentleşmeden, madencilikten vazgeçmeliyiz. Çok zorunlu olan madenler dışındaki madenlerin işletilmesi durdurulmalıdır. Örneğin altın madeni ne işe yarıyor? Dengeli bir gelir dağılımı ve olabildiği kadar basit bir yaşama dönersek, doğa da kendisini tamir edip küresel iklim krizinin üstesinden gelebilir. Yoksa bilim insanlarının söylediği gibi belli bir eşik var ve bu eşik aşıldığı zaman geri dönüş mümkün değil. Eğer yönetenler gidişe dur demezlerse geleceğe umutla bakmak mümkün olmayacak." 
 
MA / Tolga Güney