Sêgedik tarihi baraj tehdidi altında

img
DÊRSIM - Xozat ilçesindeki Kinzir dağları eteğinde bulunan Sêgedik köyünün doğası ve tarihi baraj tehdidi altında.  
 
Dêrsim'in Xozat (Hozat) ilçesine bağlı Sêgedik köyünde 2015 yılında alınan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuyla yapımına başlanan Cevizlidere Baraj Projesi, köyün doğası, tarihi kaya mezarları ve kilise yok olacak. Kinzir dağlarının eteğinde bulunan köyde, Gelê adı verilen yüksek tepeden getirilen kırmızı taşlarla yapılan Ermeni Kilise'nin (Şapel) yanında 2015 yılında açılan yolda, ortaya çıkan insan kemikleri ortalığa saçıldı. Kemiklerin 1915 Ermeni Katliamı ya da 1938 Dersim Tertelesi'nde yaşamını yitirenlere ait olduğu tahmin ediliyordu. Yine kilisenin korunması için ise dönemin İl Kültür Müdürlüğü'ne yapılan başvurular da yanıtsız kaldı. Sêgedik, 20'den fazla kaya mezarın bulunmasıyla da tarihi öneme sahip olan bir köy olarak biliniyor. 
 
Köyde akan Sêgedik Deresi üzerinde 2015 yılında başlayan baraj projesiyle doğa ve tarihin yok olmasının yanı sıra halkın geçim kaynağı olan arıcılık da bitirilecek.
 
DOĞA TALANI BAŞLADI 
 
Bakanlığın incelemeleri sonrasında 31 Aralık 2015 tarihinde “ÇED olumlu” kararı verildi ve 5 Eylül 2016 tarihinde de proje planlaması tamamlandı. İhalenin ardından Uras Endüstri İnşaat Anonim Şirketi ile ABM Yol İnşaat Turizm Petrol Nakliyat Sanayi Ticaret Anomim Şirketi ortaklığında yapımına başlanan Cevizlidere Baraj Projesi kapsamında başlayan çalışmalar ile doğa malzeme ocakları, kırma-eleme tesisi, yıkama-eleme tesisi ve hazır beton santrali için tahrip edildi. Mayıs 2023'te ise iş makineleriyle bölgeye giren firma, doğayı talan etmeye başladı. 
 
PROJEYE KARŞI DAVA AÇILDI 
 
Köylüler, baraj yapımına karşı avukatları aracılığıyla “yürütmenin durdurulması” istemiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Ancak bu başvuru kısa bir süre sonra reddedildi. Başvurunun reddedilmesine karşı İstinaf Mahkemesi’ne taşınan dava, henüz sonuçlanmadı. 
 
Doğa talanına karşı açılan davaya ilişkin konuşan Avukat Özgür Ulaş Kaplan, köyün muhtarı Celal Varol vasıtasıyla 2021 yılında “yürütmenin durdurulması” için başvuruda bulunduklarını söyledi. Projenin bütün aşamalarının o döneme kadar tamamlandığını belirten Kaplan, "ÇED raporları, halk toplantıları yapılmıştı. 2015 yılında bütün işlemler bitmişti. İlk ÇED sürecinin olduğu dönemlerde yargı süreci yürütülmedi" dedi.
 
BAKANLIK: HUKUKA AYKIRLIK YOK!
 
Başvuruyu reddeden bakanlığın, projede hukuka aykırılık olmadığını savunduğunu aktaran Kaplan, bunun üzerine Ankara 8’inci İdare Mahkemesi'ne başvurduklarını söyledi. Kaplan, "İdare Mahkemesi, 2015'te projenin bütün süreçlerinin tamamlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Bilirkişi incelemesi neticesinde oradaki arıcılık, tarımsal faaliyetler zararının tespiti için mahallinde keşif talebinde bulunduk. Bölgede şapel, kaya mezarlar, arkeolojik yapılar var. Bunların yerinde keşif talebinde bulunduk. İdare kararına karşı istinaf yoluna başvurduk" bilgilerini paylaştı.
 
‘ÇEVRE MEVZUATINA AYKIRI!'
 
İstinaf Mahkemesi'nin bozma kararı verebileceğini belirten Kaplan,  bunun sonucunda bölgede keşfin yapılabileceğini söyledi. Kaplan, "Mahkeme karar verecek. Keşif yapılırsa mevcut proje geniş bir alanı kapsıyor. Orada kırma tesisleri, taş ocakları yapılacak. O alanda çevreye toz, kirlilik yayılacak. Arıcılık faaliyetleri yok olacak. Tarihi ve kültürel açıdan zorluklar olacak. Şapel var, kaya mezarlar var. Bazı tarihi eserler var. Onların koruma altına alınması gerekiyor. Bu projesinin çevre mevzuatı, yasalara aykırı olduğu düşüncesindeyiz" şeklinde konuştu.
 
YAŞAM ALANI YOK OLACAK
 
Projenin yol açacağı tahribata değinen köy Muhtarı Celal Varol ise, köydeki yaşam alanının yok olacağını söyledi. Köyde bulunan mezarlıklarında proje kapsamında taşınacağını belirten Varol, "Mezarları, kemikleri nasıl taşıyacaklar?" diye sordu. Sulama projelerine karşı olmadıklarını ancak gerçekleştirilecek projenin köyü maneviyatıyla beraber yok edeceği uyarısında bulundu. 
 
‘DOĞA KORUNMALI’ 
 
Dersim Hay Platformu Sözcüsü Ahmet Balkıs ise, doğanın korunması gerektiğini, bu nedenle projeye karşı olduklarını kaydetti. Köyde biri sağlam beş Ermeni kilise-şapel izinin olduğunu aktaran Balkıs, “Yine orada kaya mezarlar var. Dersim'de var olan Ermeni kültürünün unutulmaması için çaba harcıyoruz. Devletten korunmasını beklerken, devletin yaptığı bambaşka bir şey var” ifadelerinde bulundu.
 
Yapılacak olan baraj göletinin “güvenlik” amaçlı olduğunu vurgulayan Balkıs, “Sulama göletinin tarıma destek olmadığını, bunun güvenlik projesi olduğunu düşünüyoruz" dedi. 
 
MA / Müjdat Can