Şirnex Barosu: Ombdusmanlığın yanıtındaki bilgiler gerçeği yansıtmıyor

img
ŞIRNEX - Şirnex Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Eşsözcüsü Fadıl Tay, Ombdusmanlığın kentteki orman kıyımına dair başvuruyu "dostane çözüm” ile sonuçlandırılmasına tepki göstererek, verilen yanıttaki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.  
 
Şirnex’in Cudî, Besta, Gabar ve Cilênimêja bölgelerinde 2 yılı aşkın bir süredir binlerce ağaç korucular tarafından kesilerek, farklı kentlerde satıldı. Asker gözetiminde yapılan orman kıyımına "güvenlik" gerekçe gösteriliyor. Halkın, ekoloji ve hukuk örgütlerinin tepkilerine rağmen devam eden kıyıma yapılan itirazlar şu ana kadar sonuç vermedi. En son Şirnex Barosu'nun Çevre ve Kent Komisyonu tarafından 19 Eylül 2022’de Meclis Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombudsmanlık) başvuru yapıldı. 
 
OMBDUSMANLIĞIN İDDİALARI 
 
Ombudsmanlık, baroya verdiği yanıtta kıyıma dair herhangi bir "sorun" olmadığına işaret etti. Ombdusmanlık, bölgedeki kesimin "köylü pazar satışı" yöntemi ile yapıldığını, ormanlık alanlarda herhangi bir azalmanın olmadığını, ileriki yıllarda kesimin yapıldığı yerlerin yeniden eski formuna ulaşacağını, 100 hektarlık bir alana ağaç dikildiğini iddia etti. Ombdusmanlık, söz konusu iddiaları ise, Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü tarafından gönderilen inceleme raporuna dayandırdı. Omdusmanlık, kentteki ormanlık alanların yüzde 7'lik bir oranda azalmasına dair de, "oran yüzde 0,69 civarında azaldı" iddiasında bulundu. Ombdusmanlık, yanıtının sonunda ise, "başvuruyu sonlandırmak" anlamına da gelen "dostane çözüm" kararı verildiğini bildirdi. 
 
'KÖYLÜ PAZAR SATIŞINA AYKIRI'
 
Ombudsmanlık tarafından verilen yanıtı değerlendiren Şirnex Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Eş sözcüsü Fadıl Tay, cevabın gerçeği yansıtmadığını ve çelişkiler olduğunu söyledi. Ağaç kesiminin "Köylü Pazar Satışı" usulüne göre yapılmadığını kaydeden Tay, söz konusu usulden bahsedilebilmesi için ihale usulü ile açık arttırma yapılması ve bunların da köylülerden oluşması gerektiğini vurguladı. Tay, "Ama 2-3 yıldır süren bu ağaç kesiminde, kesen ekiplerin hiçbirinin o köylerden olmadığını görüyoruz. Bu durumda Kamu Başdenetçiliğinin kararında bahsedilen köylü pazar satış sisteminin aslında usullerinin yerine getirmediği apaçık ortadadır. Bu verdikleri cevap buradaki çelişkiyi ortaya koyuyor” diye konuştu. 
 
'DOSTANE ÇÖZÜM' KARARININ ANLAMI 
 
Ağaç kesiminin yasaya aykırı bir şekilde peşkeş çekildiğine vurgulayan Tay, “dostane çözüm” kararına işaret ederek, "Biz iki tarafta pozitif bir şekilde olaya katkı sunup, her iki tarafın da kazanacağı bir çözüm üretme sistemi kuracağız' deniliyor. Yaklaşık 2-3 yılık bir süreç içerisinde yaklaşık yüzde 8'lik bir orman alanının azaldığına dair bir savımız var. Yine burada uyduda aldığımız görüntüde bu açık ve net bir şekilde görülüyor. Biz bunu teknik bilgilerle söylüyoruz. Kamu Başdenetçisinin verdiği kararda sadece yüzde 0,69 civarında bir azalmanın olduğu söyleniyor. Biz buna kesinlikle katılmıyoruz” dedi. 
 
AĞAÇLANDIRMA SONUÇ VERİR Mİ?
 
Başdenetçinin kesim yapılan alanlarda başlatılacak ağaçlandırma iddiasını ise "doğa üzerinde asimilasyon uygulaması" şeklinde nitelendiren Tay, şunları söyledi: "Bu bahsedilen 100 hektarlık ağaçlandırma aslında bu bölgenin kendi endemik bitkilerinden olmayan fıstık ve zeytin ağaçlarından oluşuyor. Fıstık ve zeytin ağaçları herkesin bildiği üzere bu doğaya kazandırılması için üzerinden beli bir zamanın geçmesi gerekir ve meşe ağaçları gibi sürgün kökleri şeklinde büyümeyen ağaçlardır. Buradaki meşe ağaçları o bölgenin endemik bitkisi olduğu için burada yapılan ağaç kesimleri doğa anlamında yapılan bir soykırımdan da bahsedebilir. Çünkü buradaki meşe ağacı yok olduktan sonra buna bağlı olarak çeşitli ekosistem ve hayvanlarında yok olması anlamına geliyor. Meşe ağaçları o bölgede birçok hayvanın sığınağıdır. Biz yüz yılık ağaçlardan bahsediyoruz. Fıstık ve zeytin ağaçlarını getirseniz de meşe ağacının verdiği katkıyı kesinlikle vermeyecektir” diye konuştu. 
 
HUKUKİ MÜCADELE SÜRDÜRÜLECEK
 
Raporun hiçbir şekilde sorularına cevap olmadığını kaydeden Tay, hukuki girişimlerini sürdüreceklerini belirtti. Tay, şöyle devam etti: "Doğamızı koruduğumuz zaman aslında insanlarımızı da korumuş oluyoruz. Bizler sadece Botan’ın doğası için demiyoruz. Türkiye’nin dört bir tarafındaki doğa için aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Doğanın bir ideolojisi yoktur, doğa her yerde aynıdır, ağaç her yerde aynıdır. Temel meselemiz, bu ekosistemin bir parçası olarak oradaki tüm canlıların korunması gerektiğidir." Tay, ayrıca hukuki süreçten sonuç alamamaları durumunda Avrupa'daki çevre örgütlerine de başvuracakları bilgisini paylaştı. 
 
MA / Zeynep Durgut