Algedik: Türkiye’de sıfır emisyon söyleminin karşılığı yok

img
ANKARA - Türkiye’nin İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde gerilemesine dikkat çeken İklim ve Enerji Uzmanı Önder Algedik, “Türkiye, ‘2053’te sıfır emisyon’ söylemini sattığı ortamda 6 sıra geriye düştü. Bu söylemin hiçbir karşılığı yok” dedi.
 
Mısır'da yapılan 27’nci Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraftar Konferansı’nda, Germanwatch, NewClimate Institue ve CAN Internatiol dünya çapında en fazla sera gazı salan 59 ülkenin yer aldığı İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) yayınlandı. Endekste 6 sıra geriye düşen Türkiye, 47’nci sıraya geriledi. Bunun yanı sıra Türkiye’de 2022 yılı boyunca ekolojik tahribat yaratan ve iklim değişikliğini hızlandıran pek çok uygulama yürütüldü.
 
TÜRKİYE’DEN TALAN MANZARALARI
 
Şirnex’te bulunan Cudi Dağı’nda 7 aylık bir süre içerisinde ormanlık alanın yüzde 7’si yok edildi. Bunun yanı sıra Mersin Akkuyu ve Sinop Abalı’da Nükleer Güç Santralleri’nin kurulması için çalışmalar sürdürülüyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi raporlarına göre, 2020 yılında 3 bin 350, 2021’de ise 299 orman yandı. Türkiye’de her yaz orman yangınları ile karşılaşılmasına rağmen teknik materyallerin bu yangınlar esnasında yetersiz kaldığı çokça görüldü. Çanakkale’de bulunan Kazdağları’ndaki talana karşı yapılan başvurular sonucu mahkeme ikinci kez “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. 
 
Bu kararın ardından AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Maden İşletmeleri’nin çalışma alanında yangın çıktı. Orman yangınlarının yanı sıra Kapadokya bölgesinde yer alan tarihi eserler de yol yapım çalışmaları ile tahrip edildi. Ankara başta olmak üzere pek çok kentte ormanlık alanlar “yol çalışmaları” gerekçe gösterilerek tahrip ediliyor.
 
Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, Türkiye’nin enerji politikalarını ve iklim endeksi karnesini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
 
‘SIFIR EMİSYON SÖYLEMİNİN KARŞILIĞI YOK’
 
Algedik, her yıl açıklanan iklim değişikliği endeksinde Türkiye'nin 6 sıra geriye düşmesiyle halihazırda kötü olan iklim politikalarının daha kötü hale geldiğine dikkat çekti. Türkiye’nin Rusya’nın ardından sondan ikinci olduğunu belirten Algedik, “Türkiye bir süredir ‘2053 yılında sıfır emisyon hedefimiz var’ söylemini satıyor. Ne yazık ki bu söylem sivil toplumda da karşılık buluyor. Bu söylemin hiçbir karşılığı, resmî belgesi yok. Türkiye ‘2053 yılında sıfır emisyon’ söylemini sattığı bir ortamda, 6 sıra geriye düştü. Bu raporda, Türkiye'nin iklim ve değişim politikalarıyla söylemi arasındaki fark karşılığını buldu” diye belirtti. 
 
 ‘EMİSYONU SIFIRLAMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL’
 
Dökülen her asfaltın, betonun ve kesilen her ağacın 2053 yılına kadar Türkiye’de emisyon oranını arttıracağını ve bugünden daha kötü hale getireceğini belirten Algedik, “Emisyon dediğimiz şeyin kaynağı dökülen asfalt, beton ve kesilen ağaç. Biz bunları yaptıkça, 40 yıl sonranın emisyonun besliyoruz. Böyle olduğu sürece de emisyonu sıfırlamamız mümkün değil” dedi.
 
EMİSYON ARTIŞI: ULAŞIM, BİNALAR VE ELEKTRİK
 
Türkiye'nin geçmiş yıllarda emisyon oranlarının düşük olduğuna değinen Algedik, bu oranın yükselmesine ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’nin gerilemesine neden olan şeylerden biri de iklim politikaları. Türkiye'nin iklim ve enerji politikaları çok kötü, yenilenebilir enerji politikalarının da çok iyi olduğu söylenemez. Asfalt ve beton ekonomisinde enerjinin, zorlayıcı faktör olduğunu görüyoruz. Elektrik üretiminde kullanılan kömür ve elektrik üretimi için kaynakların tüketilmesi bir sorun. Asfalt yoluyla petrol tüketiminin artması, kentleşme yoluyla hem çimento kaynaklı emisyonların hem de konut ve binalardaki fosil yakıt tüketiminin artması çok önemli amiral gemileri olarak gözüküyor. Dolayısıyla Türkiye’de emisyonunu kötüleşmesinin sebebi ulaşım, binalar ve elektrik üretimidir.”
 
İKLİMSEL YIKIMIN ÖNÜ AÇILIYOR
 
Türkiye’nin, içerisinde bulunduğu ekonomik krizden ötürü bütün kaynakları nakit paraya çevirmeye çalıştığını söyleyen Algedik, bu nedenle kamu hastanelerinin kapatılarak şehir hastanelerine dönüştürüldüğünü, ulaşımın otomobile kitlenmeye ve buradan vergi toplanmaya çalışıldığını, yol ve köprü yatırımları yapıldığının altını çizdi. İktidarın bunu muhalefetle birlikte yaptığını vurgulayan Algedik, “Kentsel alt yapıyı değiştirerek, çok ciddi bir iklimsel yıkımın önünü açıyor. Bunlar daha fazla petrol, kömür, gaz tüketimi, daha fazla doğa tahribatı ve ağaç kesimi anlamına geliyor. 2018 yılından bu yana ormanlardan kesilecek ağaç miktarında inanılmaz bir artış hedefi konuldu ve bütün kamu bunu değerlendirmeye çalışıyor. Böyle olunca Cudi’de kesilen ağaçlar ile Ayancık’taki Tomruk Baskını aynı politikanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
 
TÜRKİYE İKLİM KRİZİNİ HIZLANDIRIYOR
 
Türkiye'deki ekolojik yıkımın madencilik sektöründe kendisini gösterdiğine dikkat çeken Algedik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de toplumun ürettiği gıda ürünleri toplamı 110 milyon ton. Ama bizim döktüğümüz çimento yaklaşık 60 milyon ton, serdiğimiz asfalt yaklaşık 40 milyon ton. Bunun toplamı ürettiğimiz gıda kadar. Bunun üzerine 40-50 milyon ton da petrol yakıyoruz, 40-50 metre küp gaz yakıyoruz, dünyadan 40 milyon ton kömür ithal ediyor, 110 milyon tondan fazla kömür yakıyoruz. Bunların sonucunda da 400 milyon tondan fazla karbondioksit salıyoruz. Buna Anadolu’nun canı dayanmaz. Türkiye iklim değişikliğini hızlandırmak için elinden geleni yapıyor. Buna yönelik verilen karşı mücadeleler bu anlamda çok önemli.”
 
İKLİM VE DOĞANIN KARŞILIĞI YOK
 
Türkiye’nin Avrupa’da kendi çöpünü yakan en büyük tesise sahip olduğunu söyleyen Algedik, Türkiye’de bir yılda 5 milyon tona yakın çöpün yakıldığını aktardı. Algedik, Türkiye’nin bunun sonuçlarını yaşadığını belirterek, “Türkiye şu an kuraklık dönemi geçtiği halde kuraklık yaşamaya devam ediyor. Tarıma değil, asfalt ve betona yatırım yapılıyor. Türkiye’de iklimin ve doğanın karşılığı yok, kimse umursamıyor. Ormanlar yanıyor, ağaçlar kesiliyor ama biz İngiltere’nin çöplerini konuşup kendi yaktığımız çöpleri konuşmuyoruz. Türkiye’de çöp yakılan tesis sayısını bile bilmiyoruz ama 70’den fazla çöp yakma tesisi var” dedi. 
 
MA / Yüsra Batıhan