İSTANBUL - Cudi Yürüyüşü ile dayanışma göstermek için Çanakkale’de açıklama yapan HDK Ekoloji Meclisi, “Kazdağları’ndan Cudi’ye savaş politikalarına karşı direneceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, Çanakkale’de bulunan İskele Meydanı’nda Cudi Yürüyüşü’ne katılan ekolojistlerle dayanışma göstermek için basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda ekoloji ve doğa aktivistinin katıldığı açıklamada, kadınların el emeği ile boyayıp yazdığı “Savaşa Karşı Yaşamı Talana Karşı Doğayı Savunuyoruz” pankartı ile “Ağaç kıyımına ormansızlaştırmaya son”, “Kazdağları’ndan Cudi’ye birlikte mücadeleye” ve “Şırnak’ta doğa katliamı var” dövizleri açıldı.
Açıklamayı HDK Ekoloji Meclisi üyesi Burcu Özaydın okudu. Şırnak’ta ve tüm ülkede doğa katliamı ile talanı olduğunu belirten Özaydın, “Ekosistem içinde yaşayan tüm canlı ve cansız varlıklarla, binlerce yıllık tarihle, kültürle bir bütündür. Yıllardır Kürt coğrafyasında savaş, operasyonlar, çatışmalardan dolayı sadece insanlar değil, hayvanlar, ormanlar yok oluyor, büyük bir ekolojik yıkım yaşanıyor” dedi. Yaklaşık iki yıldır "güvenlik" gerekçesiyle Kürt illerinde ağaçların durmaksızın kesildiğini ifade eden Burcu, “Bölgede orman katliamı korkunç boyutlara ulaşmış durumda. Yaklaşık iki yıldır özellikle Şırnak’ta Cudi ve Gabar dağlarında aralıksız olarak ağaçlar kesiliyor. Roboski’de adım başı maden sondajları yapılıyor. Güvenlik gerekçesi ile başlatılan kesimler şu sıralar yüzlerce hektarı bulmuş durumda” şeklinde konuştu.
SAVAŞIN YIKIMI
Yıllardır yürütülen savaşla bölgedeki ormanlar, hayvanlar ve doğanın ciddi şekilde zarar gördüğüne dikkat çeken Özaydın, “Operasyonlar ve güvenlik gerekçesi ile karakol ve kalekol inşaatları gerekçesi ile ormanlar askeri bölge haline getirildi, ağaçlar kesildi, orman alanları yok edildi ve ekosistem ağır tahribata uğradı. Savaş sebebiyle çıkan yangınlarla binlerce hektar doğal alan kuraklaştı. Bölge halkının bu alanlara girişi yine güvenlik gerekçesi ile engelleniyor. Halk binlerce yıldır yaşadığı ormanlardan kopartılıyor, yaşam alanları daraltılıyor. Böylece yaşanan orman katliamı, sermaye ve devlet eliyle yürütülen ekokırım, gözden ırak bir şekilde sürdürülüyor. Güvenlik, görünürdeki ‘gerekçe’ olsa da asıl amacın bölgedeki yeşil alanı orman vasfından düşürmek ve orayı kömür ve diğer madenler için bir sahaya dönüştürmek olduğu bölge halkı tarafından dillendiriliyor” diye belirtti.
ŞIRNAK’TAKİ EKOLOJİK TALAN
Şırnak’ta, geçtiğimiz yılın yaz aylarında beş ayrı yerde orman yangını çıktığını anımsatan Özaydın, “Yangınlar sonucu birçok yeşil alan zarar görmüştü. Kesimlerin bölgedeki korucuların eliyle yapıldığı ifade ediliyor, her gün kentten çevre kentlerdeki odun pazarlarına onlarca kamyonla odun taşındığı görüntülere yansıyor. Aynı alanlarda maden ruhsatları çıkartılıyor, birileri bu kesimlerden rant sağlıyor. Şırnak Barosu, bölgede yürütülen doğa katliamına ilişkin hazırladığı raporda ağaç kesimleri için Şırnak Valiliği ve Şırnak Orman Müdürlüğü tarafından yapılan ihalenin gizli ve usulsüz yapıldığını, belli kişilere verildiğini tespit etti. Kentte günde yaklaşık 100-150 ton ağaç yüklü ortalama 15 kamyon yola çıkıyor” dedi.
‘KABUL ETMİYORUZ’
Özaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz Çanakkale’de ekoloji mücadelesi verenler ve yaşam savunucuları olarak Çanakkale’den, Kazdağları’ndan haykırıyoruz. Ülkenin her köşesinde yürütülen yağma, talan ve katliam politikalarına karşı çıkıyoruz. Savaş en büyük ekolojik yıkımdır. Kabul etmiyoruz, Kazdağları’ndan Cudi’ye bu savaş politikalarına karşı direneceğiz. Susmayacağız”