'Kürdistan'daki talan, halkın kendini yönetme isteğine karşı savaştır'

ŞIRNAK- Şırnak’ta sürdürülen ağaç kıyımına karşı Namaz Dağı eteklerinden seslenen DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Kürdistan coğrafyasına yapılan bu talan, halkın kendi kendini yönetme isteğine karşı yapılan bir savaş politikasıdır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Özgür Kadın Hareketi (TJA), Şırnak’ta devam ağaç kesimine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Namaz Dağı eteklerinde gerçekleşen açıklamaya, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Hasan Özgüneş, DBP ile HDP il ve ilçe örgütleri, TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi, Silopi Belediyesi Eşbaşkanları Adalet Fidan, Süleyman Şavluk, Cizre Belediye Eşbaşkanı Berivan Kutlu, Mehmet Zırığ, İdil Belediye Eşbaşkanı Songül Erden, Murat Şen’in yanı sıra onlarca kişi açıklama katıldı.

Namaz Dağı’nda traktörlerle kesilen ağaçların taşındığı bölgede yapılan açıklamada, “Xweza Jiyan e, jiyanê qetil nekin!” pankartı açılırken sık sık, “Ormana uzanan eller kırılsın” sloganı atıldı.

Açıklamada ilk olarak konuşan HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, iki yıldır aralıksız bir şekilde kentte ağaç kıyımının gerçekleştirildiğini söyledi. Bölgede 40 yıldır özel savaşın yürütüldüğünü kaydeden İmir, Cudi, Gabar ve Namaz Dağı ile Besta Bölgesi’nde yapılan ağaç kıyımının özel savaşın farklı bir konsepti olduğunu ifade etti. Kürt halkının kültürüne, diline ve kimliğine yönelik uzun yıllardır bir saldırı olduğunu dile getiren İmir, “Kürt halkına düşmanlık edenler bugün dağını, taşını yok ediyor. Cudi, Kürdistan'ın kalbidir. Şırnak Kürdistan'dır. Burada yapılan talana karşı var olan bu ahlaksız sessizlik, burasının Kürt ve Kürdistan coğrafyası olmasındandır” dedi.

‘CUDİ’NİN SESİ, BESTA’NIN HAYKIRIŞI OLALIM’

Şırnak’ın birçok kavme ev sahipliğini yaptığını kaydeden İmir, “Çok sayıda millet Mezopotamya’nın beşiğinden çıkıp diğer yere yayıldılar. Burası insanlığın merkezidir. Buradaki doğa bütün dünyanın doğasıdır. Kürtleri kendinize düşman olarak ilan etmişsiniz. Kürt kimliğini ve varlığını inkar ediyorsunuz. Her türlü katliamı kendinize meşru görüyorsunuz. Bu katliam, iktidarın izni ile korucuların eliyle kesiliyor. Tarih bu talanı ve ihaneti kabul etmeyecek. Bunun hesabını soracak. Buna sessiz kalmayalım. Cudi’nin sesi olalım, Besta’nın haykırışı olalım. Bu katliama ses çıkaralım” diye konuştu.

Bölge milletvekilleri olarak bu konuyu meclise taşıdıklarını belirten İmir, bugüne kadar 25 soru önergesi verdiklerini fakat bu soru önergelerine ne yazılı ne de sözlü herhangi bir cevabın verilmediğini söyledi.

‘ÖVÜNDÜKLERİ DUBLE YOLLARLA KÜRDİSTAN’I TALAN EDİYORLAR’

Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Yıllarca Kürdistan'da, yalanla, göçle ve yakmakla baş edemediklerini kesmeyle bitirmeye çalışıyorlar. Burayı insansızlaştırımaya çalıyorlar. İnsanları kimliksizleştirmek istiyorlar. Yıllarca yaptıkları duble yollarla övündüler. Bu yolları Kürdistan’ı talan etmek için kullanıyorlar. Doğamızı, yandaşlarına peşkeş çekiyorlar. Ağaçsızlaştırdıkları yerleri hemen maden ocakları için birilerine vererek ayrı bir rant alanı açıyorlar. Kürt halkı, kültürüne, diline ve köklerin her şekilde sahip çıkacaktır. Kürt halkı, bütün talana katliamlara karşı coğrafyasına sahip çıktı ve sahip çıkacak. Bu yalancı iktidarın yüzyıllık inkârcı politikalarına karşı duracak. Asla buna  geçit vermeyeceğiz. Bu inkarcı politikalarına nasıl boyun eğmediysek bu talana ve işbirlikçiliğe karşı mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.

‘EKOLOJİSTLERİN BİR YÖNÜ KÜRDİSTAN OLMALIDIR’

Ekolojist çevrelere de seslenen Aydeniz, “Kürdistan coğrafyasına yapılan bu talan, halkın kendi kendini yönetme isteğine karşı yapılan bir savaş politikasıdır. Herkesin bu talana sessiz kalmaması gerekiyor. Burada yürütülen politikalara sessiz kalmak, bu politikalara sahip çıkıp ortak olmak demektir. Bunun için bütün ekolojistlerin bir yönü Kürdistan olmalıdır. Burada yürütülen politikalar, Türkiye halklarının kriz içinde yaşamasına neden oluyor. Bu savaş politikaları devam ettikçe ekonomi, siyasi ve iktisadi krizler derinleşmesi sürecek” şeklinde konuştu.