İZMİR - Seferihisar Sığacık’ta bulunan yat limanının kapasitesinin arttırılmak istemesine tepki gösteren bölge halkı, bölgenin deniz dolgusu ve olası taş ocaklarıyla doğal ve tarihi yapısının bozulacağını söyleyerek, tüm yurttaşları 26 Temmuz’daki ÇED toplantısına çağırdı.
Teos Antik Kentinin de bulunduğu İzmir Seferihisar ilçesi Sığacık Mahallesi’nde bulunan Teos Marinası’nın, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından kapasitesi arttırılmak isteniyor. Antik kentten kaynaklı tarihi dokusu bulunan bu bölgenin aynı zamanda doğal bir yapısı bulunuyor. Halihazırda 560 yat kapasitesi bulunan ve Kolin Holding tarafından işletilen marinaya kapasite artırımı ile birlikte 500 yatlık bir marina daha yapılacak.
ÇİFTE TALAN
Projeyle birlikte deniz dolgusu yapılması planlanırken 18 bin metrekarelik kara 75 bin metrekarelik ise deniz alanı kullanılacak. Proje dosyasına göre deniz dolgu alanıyla birlikte körfez kısmen kapalı bir göle dönüştürülecek. Akıntının azalması zaten durgun olan denizde kirlilik daha da büyütecek. Deniz dolgusundan kaynaklı bölgeye yakın bir yerde taş ocağı açılacağı da düşünülürse, doğa talanının boyutu artıyor. Taş çıkarmak için vadi ve ormanlar yok edilirken deniz dolgusuyla da Sığacık’ın doğal yapısı tahrip edilecek.
TSUNAMİ RİSKİ
2006’du kurulan marinanın çevreye verdiği kirliliğin yanı sıra bölgenin deprem riski de bulunması marinanın genişletilmesini tehlikeli kılıyor. Bakanlığın hazırladığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda bile İzmir'de 30 Ekim 2020’de Seferihisar’da yaşanan deprem sonrası oluşan tsunamiden marinanın da ağır hasar gördüğünü açıklıyor.
ÇED TOPLANTISI 26 TEMMUZ’DA
Proje için başlatılan ÇED sürecine bölge halkının yoğun bir tepkisi bulunuyor. Mevcut marinanın deniz ve çevre kirliliğinden şikayetçi olan yurttaşlar, marinanın büyümesiyle bu kirliliğinin de büyüyeceğini söylüyor. ÇED süreci kapsamında 26 Temmuz günü Sığacık’ta halkın katılımı toplantısı yapılacakken, yurttaşlarda bu toplantıya katılmama ve protesto etme çağrısında bulunuyor.
TURİZM YALANI
Bölgede yaşayan yurttaşlardan Ali Haydar Çelik, mevcut marinanın 4-5 katı büyütülmek istendiğini söyledi. Marina alanının içine ayrıca 40 odalı bir otel, iş merkezleri, hangarlar, soğuk hava depoları, onarım merkezleri yapılacağını vurgulayan Çelik, “Bu yatların çevreye, denize yaptığı kirletme yüzünden bu bölge kokudan durulmayacak halde olacak. Dolayısıyla en büyük tehlike çevre esnafının kokudan iş yapamayacak duruma düşmesi olacak. Yani raporda belirtildiği gibi ‘turist gelecek, çevre halkı yararlanacak’ gibi bir durum söz konusu değil. Gelecek turistlere yönelik bütün hizmet sektörü zaten o projenin içinde yapılacak” dedi
AKDENİZ FOKLARININ ALANI THLİKE ALTINDA
Deniz dolgusuyla koy ve koyun en derin alanının yat limanı içinde kalacağını aktaran Çelik, balıkçı teknelerinin de bu bölgeye giremeyeceğini kaydetti. Bununla birlikte bölgede balıkçılığın biteceğini dile getiren Çelik, “Yine su ürünleri bu kirlilikten kaynaklı yok olacak. Burası aynı zamanda Akdeniz foklarının yaşam alanı. Onların yaşam alanı da ortadan kalkacak. Yine İyonya’nın Paris’i dediğimiz Teos Antik Şehri’nin tarihi dokusu yok olacak. Birileri buradan rant elde ederken buranın halkı burada yaşayamaz duruma gelecek. Dolayısıyla Seferihisar halkı olarak bu projeye karşıyız. Bırakın Sığacık doğal ve tarihi yapısıyla kalsın. Bunun içinde projeye karşı 26 Temmuz’da yapılacak halkın katılım toplantısında olmalıyız. Çevremizi Kolin ve benzeri sermaye gruplarına peşkeş çektirmeyelim” diye belirtti.
‘NEFES ALAMAYACAĞIZ’
Uzun yıllardır bölgede yaşadığını belirten yurttaşlardan Gülbahar Kaplan da, “Cennet Seferihisar’ı cehenneme çevirmeme niyetindeyiz. Proje hayata geçerse insanlar rahat nefes alamayacak, balıklar yok olacak. Denizlerimiz yok edildi. Eskiden rahatça her yerde denize girebiliyorduk. Ama şimdi bu olmayacak. Katliam sadece insanlara yapılmaz. Doğa katliamı çok farklı bir olaydır. Doğanın yok edilmesi demek insanlığın yok edilmesi demektir” diye aktardı.
‘DAYATMALARA İZİN VERMEYECEĞİZ’
Doğayı talan eden sisteme ve yandaşlarına karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Kaplan, sözlerine şöyle son verdi: “Onların dayatmalarına karşı hiçbir zaman mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu dayatmalarla hiçbir yere varamayacaklarını da bilsinler. Biz ÇED toplantılarını da yaptırmayacağız. Seferihisar halkı olarak birlik, beraberlik içerisinde olup şu güzelliği onların yok etmesine fırsat vermeyeceğiz. Burada yaşıyorsak kendi çıkarları için yeteri kadar para kazanamamışlar gibi Sığacık’ı da peşkeş çekmelerine fırsat vermeyeceğiz. Bütün Seferihisar halkını 26 Temmuz’daki toplantıya bekliyoruz. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Biz her zaman bu sistemin karşısında mücadelemize devam edeceğiz.”
DOĞAYA SAVAŞ
Yurttaşlardan Ayhan Altay da, doğanın dengesiyle oynamanın zararlarını dünyanın her yerinde gördüklerini dile getirdi. Küresel iklim değişikliği yaşanırken doğanın korunmak yerine yok edilmeye çalışıldığına dikkati çeken Altay, “Herhangi noktadaki en küçük değişikliğin dünyanın her tarafını nasıl etkilediğini biliyoruz. Buzulların erimesinin etkisini burada hissediyoruz. Burada yapılacak işlem de doğrudan doğruya doğaya açılmış bir savaştır. Bu savaşı kazanmalarına izin vermemeliyiz ve doğanın yanında yer almalıyız. Sığacık’ın bu güzelliğine kıyılacak. Burada her şeyden önce denize dolgu yapılacak. Bunun için milyonlarca metreküp taş sökülüp getirilecek. Söküldüğü yerin dengesini de buranın dengesini de bozacak. Tüm canlıların yaşamını olumsuz etkileyecek” ifadelerini kullandı.
‘DİRENMEK ZORUNDAYIZ’
30 yıldır Sığacık’ta yaşadığını söyleyen yurttaş Osman Özkan ise, mevcut marinanın doğal bir marina olduğunu ve buraya çöküldüğünü ifade etti. Marina yapıldıktan sonra kirliliğin arttığına vurgu yapan Özkan, yeni projeyle de hem taş ocağı yapılacağını hem de denizin tahrip edileceğini aktardı. İnsanlar ve deniz canlılarının yaşam alanlarının da kısıtlanacağına değinen Özkan, “O nedenle projeye karşıyım. Ancak tek başına karşı olmam yetmez. Özellikle de Sığacık ve Seferihisar halkına çağrımdır; geçmişte yaptığınız hoşgörüyü şimdi göstermesinler. Bu işe karşı bir direniş sergilemelerini istiyorum. İdarenin kafası bu konularda sermaye gruplarından yana çalışıyor. Kolin ya da diğer 5’lü ya da buradan bir sermaye grubu. O sorun değil. Asıl meselemiz buranın tahribatı. Yanlış yapılıyor. Bu yanlışa karşı da direnmek zorundayız. Direnmezsek şu an yaşadığımız sıkıntıların daha büyüğünü yaşayacağız” diye konuştu.
MA / Tolga Güney