Ekoloji örgütleri: İliç Türkiye'nin Çernobilidir

img

İSTANBUL- Ekoloji örgütlerinin, Erzincan’ın İliç ilçesinde altın madeninde kullanılan siyanüre ilişkin yaptığı açıklamada, siyanürün ‘felaket’ saçacağını belirterek, "İliç Türkiye'nin Çernobilidir" dedi. 

İstanbul’daki ekoloji örgütleri, Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik tarafından işletilen altın madeninde kullanılan siyanür borusunun patlaması ile oluşan ekolojik tahribata ilişkin Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada “İliç Türkiye’nin Çernobilidir. Maden sahası derhal kapatılsın”, “İkizdere direniyor”, “Ekoloji birliği” pankartları taşındı. “Maden kapanacak, Fırat siyanürsüz akacak doğa nefes alacak”, “Siyanür zehir saçıyor, doğa mücadeleye çağırıyor” dövizleri taşınan açıklamada sık sık, “İliçten Fırat’a siyanür akıyor”, “Biz biz biz bir aradayız hep bir arada doğayı savunacağız”, “Havama suyuma toprağıma dokunma” sloganları atıldı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu, Kemaliye ve Köyleri Çevre Platformu, Divriği Kültür Derneği, Divriği Yaşam ve Doğa Platformu, Bakırtepe Çevre Platformu, Malatya Çevre Platformu, Munzur Çevre Derneği, Ekoloji Birliği ve çok sayıda yurttaş katıldı.

İKTİDAR TAHRİP EDİYOR’

Ekoloji örgütleri adına açıklamayı okuyan Hüsne Gölbaşı, “Kadim Fırat nehrinde Mezopotamya havzasına ölüm akıyor! Medeniyetler beşiği, ekoloji gruplarının mücadelesine rağmen, yıllardır zehir solumaya mahkum ediliyor. Israrla siyanüre, siyanürün kayaçlardan çözdüğü ağır metallere boğduruluyor. Son iki ayda atık havuzunun sızıntısının sürekli hale geldiği Çöpler Altın Madeni’nde yaşananlar bir kaza değil, doğaya ve yaşam alanlarına saldırıdır. Ülkemizin dört bir yanını tahrip eden sömürü madenciliği ve bunu mümkün kılan siyasi iktidar, çevremize telafisi imkansız hasarlar vermeye devam etmektedir” dedi.

‘CANLILARIN SOYU TÜKETİLİYOR’

Şirketlerin ikiyüzlülükte sınır tanımadığını ifade eden Gölbaşı, kar elde etmek için gelecek nesillere çözülmesi zor problemleri devrettiklerini belirtti. Gölbaşı devamla, “Daha da acı olanı, bunu mümkün kılan hükümet politikalarıdır. Artık kronik bir sorun haline gelmiş bu tutum, geçmişte Bergama, Kütahya ve Gümüşhane’de facialarla sonlandı. Geçtiğimiz günlerde Manisa-Muradiye’de işçilerin ve yörede yaşayanların zehirlenmesine neden oldu. Tüm bu sürecin sonunda, doğa neredeyse büsbütün yok edildiğinde, buralardan çıkarılacak bir miktar altın bunun karşılığı olamaz. Gelecek nesillerin temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını ellerinden alıp, bölgedeki canlılığın soyunu tükettiğimizde; çıkardığımız altınlar bunları geri getirebilecek midir?” diye sordu.

‘SİYANÜR FELAKET SAÇACAK’

Denetimsiz ve kontrolsüz bir sömürge madenciliğin olduğunu belirten Gölbaşı, yapılanlara karşı verilen cezanın skandal ve hafif bir ceza olduğunu söyledi. Gölbaşı, “Muhtemelen iştahlarını daha da kabartmış ve şımarıklıklarını daha da körüklemiştir. Yaklaşık bir buçuk kilometrekarelik siyanürlü atık su havuzuyla zehirlenen, bir zamanlar insanlara ve doğaya can veren Fırat Nehri, bu zalim tavır sürdürülürse artık on yıllarca süre çevreye ölüm ve felaket saçacaktır. Taleplerimiz, en başta şirket tarafından toplumla dalga geçercesine yapılmış saha genişletme başvurusunun reddedilmesi, Çöpler Altın Madeni’nin kapatılması ve ülkemizin her yerinde siyanürlü siyanürsüz altın çıkarılmasının son bulmasıdır. Görevimiz bu ekoyıkımı durdurmak, gelecek nesillere ve bize can sağlayan habitata borcumuzdur” şeklinde konuştu.