MUĞLA - Marmaris’te 21 Haziran’da başlayan ve şimdiye kadar binlerce hektar ormanın yanması akıllara bölgenin ranta açılacağı tartışmalarını getirdi. Bölgedeki ekolojistler de, bu tehlikenin hep var olduğunu belirterek, artık orman yakılmasına gerek kalmadığını aktardı.
Muğla Marmaris ilçesinde Hisarönü Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda 21 Haziran akşamı başlayan yangın kısa zamanda büyük bir alana yayılarak Değirmenyanı Kürardı mevkii, Kırzeytinlik mevkii ile Börtübet, Yediadalar ve Honoz tepesine yayıldı.
Bölgede çıkan her yangın sonrasında yanan bölgelerin imara açılacağı tartışmaları sürürken, geçen sene yanan bölgelerin bir kısmının maden sahası ilan edildiği ortaya çıkmıştı. Marmaris’te geçen yıl 29 Temmuz’da başlayan ve 9 gün süren orman yangınında da 13 bin 650 hektar alan zarar gördü. 2007 yılında Marmaris ilçe sınırları dâhilinde manganez, boksit ve krom cevherleri tespit edilerek 42 adet maden arama ve işletme ruhsatı verildi. Bu maden sahalarının bir kısmı da yanan ormanlık bölgenin içerisinde bulunuyor.
RANT KORKUSU
Yine ilçede bulunan Kızılbük Koyu'nda yangından 5 gün sonra Sinpaş Holding tarafından bölgeye otel ve devremülk projesi yapılması için “Çevresel Etki Değerlendirme gerekli değildir” kararı verilmişti. O tarihten itibaren inşaata başlayan şirket bölgede bulunan vadileri dinamitlerle patlatarak ekolojik dengeye büyük zarar verdi. Daha önce Bodrum, Antalya Kaş ve Balıkesir Ayvalık ilçelerinde yaşanan orman yangınlarından sonra bölgede otellerin yükselmesi yurttaşların korkularını daha da büyütüyor.
Ekolojistler, Marmaris’te yaşanan son duruma ve rant korkusuna ilişkin konuştu.
EKONOMİK DURUM
Marmaris Kent Konseyi üyesi Halime Şaman, yangının Yeşilbelde mevkiinde yoğunlaştığını belirtti. O bölgede bir çöplük bulunduğunu ve burada bulunan metan gazından dolayı tehlikenin büyük olduğunu aktaran Şaman, “Yangının o bölgeye ulaşmaması için büyük bir uğraş veriliyor. Yangının o bölgeye doğru ilerlemesi daha ağır bir tablo çıkarabilir. Yoğun bir faaliyet gösteriliyor ama geçen yıl karşılaşmadığımız bir şekilde gönüllü ekiplerden ekonomik taleplerle karşılaştık. Gönüllüler ‘bizim kaynaklarımız tükendi. Benzin alamıyoruz’ diyerek böyle bir talepte bulunuyor. Bu da ekonomik krizin yangına müdahaleyi de vurduğu bir dönem yaşadığımızı gösteriyor” dedi.
‘YANGIN RİSKİ YÖNETİLEMİYOR’
Yangına müdahalede iki yol olduğuna dikkati çeken Şaman, bunun yangın öncesi önleyici faaliyetler ve yangın anında hızlı müdahale olduğunu belirtti. Marmaris’te ise yangının kontrolden çıktıktan sonra müdahale edildiğini kaydeden Şaman, “Yangına ilk anda müdahale edemezseniz daha sonra havadan ya da karadan desteklerle ne yaptığınızın hiçbir anlamı yoktur. Biz orman yangınlarında riski değil krizi yönetiyoruz. Orman yangını ile ilgili risk yönetimi yapılıp, mücadele verilmiyor. Daha sonra herkes kriz uzmanı kesiliyor. Biz krizle yaşamak istemiyoruz. Zamanında riski yönetin, doğru önlemler alın istiyoruz. Sonra alınmayan önlemin bedelini hep beraber ödüyoruz” ifadelerini kullandı.
RANT TEHLİKESİ
Her yangından sonra rant kaygısı yaşadıklarını dile getiren Şaman, yanan bölgelerin koruma altında yaban hayatının bulunduğu bir bölge olduğunu kaydetti. Şimdiye kadar bölgede 3 koca vadiyi ve binlerce futbol sahası büyüklüğündeki alanın yandığını ifade eden Şaman, şöyle devam etti: “Yanan bölgeler denize yakın bölgeler. Şimdiden net yorumlar yapmak hatalı olabilir. Ancak elbette ranta açılma bir tehdit olarak karşımızda duruyor. Bizim sürekli tetikte olmamız gerekecek. Çünkü halka bir şey danışmadan kapalı kapılar arkasında alınan kararlarla yönetmeliklerin değiştiğini, yeni imar izinlerinin çıktığını görüyoruz.”
KISA SÜREDE YAYILDI
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Marmaris Meclisi üyesi Murat Sütçüoğlu ise, yangının Bördübet bölgesinde küçük bir alanda başlamasına rağmen kısa zamanda geniş alana yayıldığını ifade etti. Bunun nedeninin söndürme ekiplerinin gece çalışamaması ve rüzgar olduğunu vurgulayan Sütçüoğlu, “Gece bekleme oluyor, gündüz müdahale ediliyor. Otluk, Karacasöğüt tarafına oradan aşağı kısımlarda Hisarönü’ne kadar geldi. Buralardan ilerlerse Marmaris’in Beldibi kısmına da tehlike oluşturabilir, Akyaka’ya kadar gidebilir. Yanan alan çok bakir el değmemiş bir alandı. Aynı zamanda yakın zamanda koruma alanı ilan edilen doğal ve özel koyları olan bir alandı” dedi.
ÖNLEM ALINMADI
Geçen sene yaşanan yangından sonra bölge için hiçbir önlem alınmadığını kaydeden Sütçüoğlu, “Bu kadar büyük yangın oldu. Odun kereste üretmekten başka bir hazırlık yapılmadı. Gece görüşü bulunan yangın söndürme araçları olsaydı ilk akşam yangın büyümeden müdahale edilebilirdi. O noktada çıkan yangına gece müdahale edilemeyince sabaha kadar yangın büyüyerek yayıldı” diye belirtti.
RANTA AÇILIYOR
Marmaris’in uzun zamandır büyük rant projeleriyle gündemde olduğunu anımsatan Sütçüoğlu, bölgede orman yakmaya bile gerek kalmadan Sinpaş Holding’in yaptığı yıkıma değindi. Yine son yangının çıktığı Hisarönü bölgesinde kişiye özel imar değişiklikleri yapıldığını aktaran Sütçüoğlu, “Haliyle orman yangınları sonrasında da herkes tedirgin oluyor. Zaten son yıllarda bütün Gökova bölgesi Datça Bozburun Yarımadasına yönelik sit alanlarının derecelerini düşürme, yapılaşmaya açmak yönünde yasal hazırlıklar yapılıyor. Onların alt yapısı uzun yıllardır hazırlanıyor. Arkası da gelebilir. Belki yangınla da birleştirebilirler. Oraya yönelik büyük ölçekli hesaplar var. Bu zihniyet bölgedeki doğal yaşamı, habitatı, ekolojik dengeyi yok etmeye devam ediyor” diye konuştu.
MADEN TEHLİKESİ
Sütçüoğlu ayrıca Muğla genelinin yüzde 59’unun maden sahası ilan edildiğini anımsatarak, “Direkt yanan bölgede bir maden sahası var mı bilmiyorum. Ama yüzde 59’u maden ruhsatı olan bir ilde nereye baksanız maden ruhsatı verilmiş bölge vardır. Muhtemelen o ormanda da maden ruhsatı verilmiştir” diye aktardı.
MA / Tolga Güney