SİNOP - Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santrale karşı açılan iptal davasının reddedilmesine tepki gösteren Sinop NKP üyeleri, mücadelelerinin süreceğini belirtti.
Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santrale açılan davanın reddedilmesi ilişkin, santralin kurulması planlanan İnceburun'da basın açıklaması yaptı. "Nükleer santral istemiyoruz" pankartının açıldığı açıklamaya, kentte bulunan siyasi parti ve sendikaların yani sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Basın açıklamasını okuyan Sinop NKP Sözcüsü İlker Şahin, 36 yıl önce Ukrayna'da Çernobil Nükleer Santrali'nin de yaşanan patlamayı anımsattı. O dönem patlamanın ardından radyoaktif madde yüklü bulutların Türkiye dâhil bir çok ülkeyi etkilediğini vurgulayan Şahin, "Facianın etkileri nedeniyle 100 binlerce çocuk sakat dünyaya gelmiş, kanser vakalarının arttığı tespit edilmiştir. 1990 ile 2000 yılları arasında Belarus’da kanser oranı yüzde 40 artmıştır. Dünya sağlık örgütünün tahminlerine göre, sadece Gomel bölgesinde yaşayan 50 binin üzerinde çocuk tiroit kanserine yakalanmıştır. Kürtajlar, erken doğumlar ve ölü doğan bebek oranları çarpıcı şekilde artmıştır. Reaktörün yakınında yaşayan 350 bin insan evlerini sonsuza kadar terk etmek zorunda kalmışlardır. Türkiye de de Çernobil’den yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarında artış olduğu, Türk Tabipler Birliği’nin yaptığı araştırmaya göre Çernobil kazasından en ağır şekilde etkilenen Karadeniz bölgesinde bulunan Hopa’da ölümlerin yüzde 47,9'unun kansere bağlı olduğu da tespit edilmiştir" dedi.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
11 Mart 2011 yılında Japonya’da yaşanan Fukuşima nükleer sızıntısına da değinen Şahin, "Yaşanan bunca felaketlere rağmen, nükleer atıklarda bulunan plütonyum elementinin yarılanma ömrünün 24 bin yıl, etkisinin 240 bin yıl sürdüğü bilim insanlarınca kanıtlanmış doğayı kirleten, insanlığa ve tüm canlı yaşama ölüm kusan nükleer santrallerden vazgeçmemek taammüden cinayet işlemek, katliam, tür kırımı demektir. Mersin-Akkuyu ve Sinop-İnceburun’da kurulacak nükleer santrallerin zehir akıtmasından ve insanlığı felakete sürüklemekten başka bir yararının olmayacağı, bir avuç enerji lobilerinin ve büyük sermaye guruplarının daha çok kazanma hırsından başka bir yarar sağlamayacağı ortadadır. Akkuyu’da iş kazalarından işçi ölümleri şimdiden başlamıştır. Çevrede kirlilik yaratılmış, santral inşaat zemininde toprak yarılmaları yaşanmaktadır" diye belirtti.
ÇED SÜRECİ
Sinop-İnceburun’da kurulacak olan nükleer santrali için açılan ÇED iptal davasının da reddedildiğini aktaran Şahin, "Mahkeme heyeti bu kararı hangi gerekçelere dayandırarak verdi, sorusunu sormamıza yol açmıştır. Bu kadar çok ÇED raporunu iptal nedenleri varken, bilirkişi heyetinin tespit ettiği 276 nedenden dolayı böyle ÇED raporu olmaz demesine rağmen; kurum avukatlarının; 'evet bu ÇED eksiklik, yanlışlık ve uyumsuzluk taşımakta, iptal edilmeli, yeni bilirkişi heyeti belirlenerek yeniden ÇED raporu düzenlenmeli' demesine rağmen, mahkeme heyeti ÇED iptal davasını neden RED kararı verilmiştir" diye tepki gösterdi.
'KABUL EDİLEMEZ'
Bu sorulara yanıtları olduğunu söyleyen Şahin, şöyle devam etti: "Mahkeme heyeti (yargıçlar) yargıç değil, özel olarak görevlendirilmiş, hukuk tanımaz, kasıtlı davranan, taraflı karar veren, siyasi kişilerdir. Talimatla hareket ederek hukuk bilmez ve vicdan yoksunu kişilerdir. Bilimsel, hukuksal gerekçelere göre değil, tamamen keyfiyete göre hareket ediyor olabilecek kişilerdir. Dolayısı ile bu mahkeme heyeti suç işlemiştir, suç işledikleri HSYK’ya bildirilmelidir. Bu kadar aleni hukuk tanımaz cüretkarlığını ancak, arkasında çok güçlü bir siyasi güç olanlar gösterebilir. Yani karar taraflı, kasıtlı ve siyasidir. Demokratik hukuk devletinde olabilecek bir durum değildir/olamaz. Tarih önünde bu anlayış, bu karar asla kabul edilemez, bilim, hukuk ve vicdanlarda şimdiden mahkûm edilmiştir. Nükleere karşı mücadelemiz çoğalarak, güçlenerek sürdürülecektir. İnançlıyız, kararlıyız kazanacağız. Nükleer santral yaptırmayarak, doğadan, yaşamdan yana olacağız."