İZMİR - Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Çeşme yarımadasına yapılması planlanan "Çeşme Turizm Projesi"ne tepki gösteren yurttaşlar, projenin bölge ekosistemini yok edeceğini belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, İzmir’in Urla ilçesine bağlı Zeytineli köyünden Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı ve Ildır’a uzanan 120 milyon metrekarelik alanı kapsayan bölgede yapılması gündemde olan "Çeşme Turizm Projesi"ne karşı itirazlar yükseliyor. 13 Ekim 2019’da Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilan edilen ve o dönem iki ilçedeki özel mülklerin acele kamulaştırılmasıyla başlanan proje daha sonra yüzde 98’i hazine arazisi olarak yeniden düzenlendi. Bu alanın 5 bin 250 hektarı tescilli orman alanıyken, turizm bölgesinin 42 kilometresinin kıyılardan 20 milyon metrekaresiyse deniz yüzeyinden oluşuyor. Bu alanların tamamı özel mülkiyet kapsamına girecek.
BİLİRKİŞİ RAPORU OLUMSUZ
Projeye karşı TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP Derneği ve 107 kişi, önce yürütmenin durdurulması, sonrasında ise iptali için Mart 2021’de dava açtı. Dava kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi raporunda da projenin kamu yararı taşımadığı sonucuna varıldı. Raporda ayrıca, “Proje alanının yüzde 54,62’si ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’, yüzde 7,47’si ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ içerisinde yer almaktadır. Bölgenin neredeyse yarısı 2017 yılında 1’inci Derece Doğal Sit Alanı olarak tanımlanmıştır. Yaz aylarında ilçe nüfusunun 1 milyonun üzerine çıkacağı düşünülerek yarımadada bulunan mevcut su kaynakları ve altyapı tümüyle yetersiz kalacak ve doğal çevre geri dönülemez tahribatlar yaşayacaktır. Tarım ve orman alanları, doğal değerler (flora, fauna, ekosistemler) ve kültürel miras üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri göz önüne alındığında, planlama ilkelerine ve kamu yaranına uygun olmadığı görüşüne varmıştır” diye belirtildi.
YURTTAŞLAR İSTEMİYOR
Bölgede yaşayan yurttaşlarda projenin yapılmaması için mücadelesini sürdürüyor. Proje açıklandığı günden bugüne örgütlenen yurttaşlar, açtıkları davaların yanı sıra çeşitli eylem ve etkinlikler düzenliyor. Son olarak 16 Nisan günü Alaçatı’da bir araya gelen yurttaşlar, yaptıkları kitlesel açıklama ile Çeşme’nin talanına izin vermeyeceklerini duyurdu.
ENDEMİK BİTKİLER
Çeşmelilerden Selma Ay, amaçlarının yerel tohum, doğal tarım, meraların ve endemik bitkilerin korunması olduğunu söyledi. Çeşme’nin işleri, aşları ve havasını solukları yer olduğunu belirten Ay, “Her sabah kalktığımın da kendimi dünyanın en güzel kasabasında yaşıyorum diye hayal ediyorum. Bizim sakız ağacımız çok kıymetli. Göz yaşı dediğimiz küçük sakızların atası burasıdır. Daha sonra bir şekilde dışarıya taşınmış ve orada daha popüler hale gelmiş. Yine Çeşme limonu kabuğuyla yenilebilen, birçok özelliği olan bir limondur ve mutlaka korunması gerekiyor. Çeşme beyaz soğanımız, mor kekiğimiz var. Dağlarda gezerseniz o kadar farklı bitkiye ulaşırsınız. Bu fauna ve florayı korumak zorundayız” dedi.
‘ÇEŞME’DEN ELİNİZİ ÇEKİN’
Proje dosyasına göre ilçenin nüfusunun 1 milyonu geçebileceğine dikkat çeken Ay, “Acaba 1 milyon kişiyi nasıl beslemeyi düşünüyorlar? Su sorunu olacak. Topraklarımız kirlenecek, sulak alanımız, kuşlarımız, flora ve faunamız bozulacak. Tüm bunlara karşı çıkmak zorundayız. Çeşme bizim başka gidecek yerimiz de yok. Biz burada mutlu yaşarken sırf betona peşkeş çekilmesini kabul edemiyoruz. Çeşmeliler Çeşme’de doğal, samimi, toprağı, suyu temiz ortamda yaşamayı, sağlıklı beslenmeyi istiyor. Çeşme’den elinizi çekin” ifadelerini kullandı.
SU SORUNU
Çeşmeli yurttaşlardan Nurcan Albayrak da, Çeşme’nin 50 binden daha az nüfuslu olan turizm ve tarımla kalkınan bir ilçe olduğunun altını çizdi. Çeşme yarımadasının yüzde 60’ını kapsayan bir yerin rant projesi haline getirilmek istendiğini aktaran Albayrak, “Bunu da sevimli hale getirmek için ‘ortasına Atatürk Mahallesi, golf alanları yapacağız’ diyorlar. Bunların hiçbiri doğru değil. Bir defa 28 tane golf alanı yapmaları mümkün değil. Çeşme halkını besleyecek suyu yok. Her yaz su kıtlığı yaşanıyor. Golf sahaları için suyu denizden ozmoz yöntemiyle bulacaklarmış. Böyle bir şey de mümkün değil. Bu dünyanın en pahalı su elde etme sistemi. Bu kadar kolay bir şey olsa Mersin’den Kıbrıs’a su çekmezlerdi. Denizden suyu arıttıkları zaman tuzu tekrar denize verecekler. Bu Ege Denizinin kuzeyini tuzlandıracak. Burada ne balık ne de başka canlının yaşayabilmesi mümkün değil.” diye belirtti.
‘GÜZEL YERLER PAZARLANIYOR’
Denizin içinin bile proje sahasında olmasına tepki gösteren Albayrak, Çeşmelilerin artık denize bile giremeyeceğini kaydetti. Çeşmedeki otellerin birçoğunun boş olduğunu söyleyen Albayrak, “Önce Çeşme’deki otelleri doldursunlar. Daha sonra yeni projeler yapılsın. Bu proje tamamen arsa pazarlamadır. Bunu ev yapmak isteyen yabancılara parsel parsel satacaklar. Bunun içinde karşıyız. ‘Bölgede hiçbir şey yok’ diyorlar. Yalan söylüyorlar. Binlerce endemik bitki ve zeytin ağaçları var. Çeşme para ediyor diye buraya yapılıyor. Ne kadar güzel yer varsa oraya yapıyorlar. Ben artık güzel bir yer gördüğüm zaman sosyal medyada paylaşmıyorum. Güzel her yeri anında pazarlıyorlar” diye konuştu.
'BETON YIĞININA KARŞIYIZ'
Alaçatılı yurttaş Ömer Önal ise, ailesinin 450 yıldır bu bölgede yaşadığını ve bölgeyi koruduğunu dile getirdi. Bölgeye binalar yapılması durumunda endemik bitki ve ağaçlarının yok olacağına dikkati çeken Önal, şunları söyledi: “Kıyı kenar çizgileri de yok olacak. Zaten denize girebileceğimiz 4-5 tane koyumuz var. Buranın anasonu, kavunu, sakızı, tütünü var. Üretmeyen bir toplum olmuşken burada üreteceğimiz çok şeyler var. Turizm sadece beton yığınları demek değil. Bu bakir olan koyları turistlere gezdirelim.”
“Bize emanet edilen toprakları sonuna kadar koruyacağız” diyen Önal, “Çeşme projesine karşıyız. Bu projeyi yaptırmamaktan yanayız. Alaçatı Sulak alanında flamingolar bulunuyor. Eğer buraya binalar yapılırsa bu kuşlar buradan kaçacak. Dünyanın en güzel sörf alanlarından birisi burada. Sörfçüler rüzgarlarının kesildiğini söylüyor. Yarın burada sörf turizmi ve sporu da yapılamayacak. Bu projeye karşıyız” şeklinde konuştu.
MA / Tolga Güney