İZMİR - Çeşme’de ‘Turizm Projesi’ne karşı bir araya gelen ekolojistler, projenin yarımadada ekosistemi yok edeceğini söyleyerek, mücadele vurgusunda bulundu.
TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve Çeşme Çevre Platformu'nun çağrısıyla bir araya gelen ekoloji örgütleri, ‘Çeşme Turizm Projesi'ne karşı Çeşme Alaçatı'da bir araya geldi. “Çeşme Turizm Projesi adı altında kamu arazileri elden çıkarılıyor” ve “Çeşme Projesi İzmir’in Kanal İstanbul’udur” dövizlerini taşıyan yurttaşlar, sık sık “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Direne direne kazanacağız” sloganlarını attı. Yüzlerce kişinin bir araya geldiği açıklamada, projenin bölgede ekosistemi yok edeceğine değinilerek, sonuna kadar mücadele edileceği mesajı verildi.
Açıklamada ilk olarak konuşan Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Ahmet Güler, Çeşme’nin yapılmak istenen projeye ihtiyacı olmadığını söyledi. Hali hazırda Çeşme’de ki otellerin 30-40 bin yatak kapasitesi olduğuna dikkat çeken Güler, “Bunun sadece yüzde 20’si kullanılmaktadır. Otel adı altında konut ve rezidanslar yapılmak isteniyor. Kültür Bakanı 200 yeni otel altında arsaları nasıl parsel parsel satacağını anlattı. Bu yaparken yörede yaşayan insanlara danışılmadı. Bu projeyle yapılmak istenen mahallelerde 30 milyona satılacak olan evleri kim orada oturabilecek. Burada yapmak istedikleri buradan gelecek rantı paylaşmak” diye konuştu.
BİRLİK VURGUSU
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir, şunları söyledi: “Alaçatı ve Çeşme’de bugün bulunan kıyı kenar çizgileri yarın olmayacak. Onlar akşam yatıp sabah kararname ile kalkıyorlar. Ama biz raporlarımızla onların karşısında olmaya devam edeceğiz. Bilirkişi raporu bu projede kamu yararı olmadığını ifade etti. Biz raporun gereğinin yapılmasını istiyoruz. İzmir’in yerel yöneticilerinin de parti programlarına uygun davranmalarını bekleriz. Hırsızlara, katillere, rant projelerine karşı birlikte mücadele etme sözü veriyoruz.”
ÇEŞME’NİN YÜZDE 75’İNİ KAPSIYOR
Akdemir’in ardından projeye karşı açılan dava sürecine dair bilgi veren avukat Ömer Erolat, hukuk pratiği olarak lehlerine gelen bilirkişi raporu ile beraber “yürütmeyi durdurma” kararının da gelmesi gerektiğini aktardı. Alaçatı Körfezinden Mersin Körfezine kadar bulunan alanın nitelikli koruma alanı olduğunu vurgulayan Erolat, “Buraya turizm projesi yapılamazdı. Bunu aşabilmek için koruma statüsünü iptal ettiler. Bu alanda ilan edilmiş 11 turizm projesi Çeşme’nin yüzde 75’ini kapsıyor. Plan hayata girince Çeşmeliye kalan alan sadece bugün ikamet edilen yüzde 25’lik alan olacaktır. Diğer alanlar halka kapalı olacaktır” dedi.
ORMAN VE KORUMA ALANLARI
Alanın yüzde 30’unun orman, yüzde 50’sinin ise koruma havzası olduğuna dikkati çeken Erolat, “Proje alanında 47 kilometre kıyı alan bulunmaktadır. Burada uluslararası sözleşmelere koruma altına alınmış Akdeniz fokları, kuş ve canlı türleri bulunuyor. Bu alanlarda tüm yetki Kültür Bakanlığı’na devredilecek. Bakanlık ise alanın tamamını yerli ya da yabancı bir şirkete devredecektir. Alanları alacak kişi bu alanlara kimseyi sokmaya yetkisine sahip olacaktır. Projeyle Çeşme’ye ek 350 bin nüfus gelecek. Yarımadanın alt yapısı bunu karşılayamaz. İklim değişikliği bölgede kulaklığı arttıracaktır. Bu projede halkın yararı yoktur” diye konuştu.
‘TARLALARIMIZ ELİMİZDEN GİDİYOR’
Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası (ÇESO) Başkanı Osman Köfüncü de, Alaçatı’da geçen sene tarlası için 7 bin lira olan emlak vergisi veren bir çiftçinin, bu sene 78 bin lira verdiğini ifade etti. Bunun anlamının üreticinin topraklarını satıp gitmeye zorlamak olduğunu kaydeden Köfüncü, “Çeşme’de geçmişte Mart ve Kasım ayları arasında süren turizm sezonu 2016 yılından itibaren 2 aya sıkıştırıldı. Şimdi de ‘12 aya çıkaracağız’ diyorlar. Ben Çeşme gelişsin istiyorum genişlesin istiyorum. Yaşam alanlarımı savunuyorum. Denizle benim arama kimse duvar koyamaz. Bu bölgede 4’üncü nesil yaşayan biri olarak kekiğin nerede olduğunu bilirim. Kekik tarlaları elimden gidiyor. Bizler uzun yıllardır burada yaşıyoruz, mutluyuz” ifadelerini kullandı.
Ardından ‘Çeşme Turizm Projesi’ne karşı dava açan avukatlardan Şehrazat Mercan ve Alaçatı yerlisi davacılardan Ömer Önal da birer konuşma yaptı. Yapılan konuşmaların ardından etkinlik sona erdi.