İSTANBUL- Orman Kanunu’nda yapılan yönetmelik değişikliğine karşı bir araya gelen İklim Adaleti Koalisyonu üyeleri, değişikliğin geri çekilmesini ve orman varlıklarının koruma altına alınmasını talep etti.
İklim Adaleti Koalisyonu, Orman Kanunu’nda yapılan yönetmelik değişikliğinin geri çekilmesini talep etmek için Sarıyer'de bulunan İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Orman Kanunu’nda yönetmelik değişikliği
derhal geri çekilsin” pankartı taşındı. Açıklamayı İklim Adaleti Koalisyonu üyesi Levent Büyükbozkırlı okudu.
Türkiye’nin iklim değişikliğinden büyük oranda etkilenen bir coğrafyada yer aldığını söyleyen Büyükbozkırlı, son yıllarda aşırı sıcaklık artışı, kuraklık, su kıtlığı, şiddetli yağışlar ve seller, gitgide artan orman yangınlarıyla mücadele ettiğini belirtti. Büyükbozkırlı, “Bu felaketlere karşı alabileceğimiz en etkili önlemlerin başında orman varlıklarımızı korumak ve çoğaltmak gelmektedir” dedi.
YAPILAŞMAYA AÇMAKTA
Anayasa’nın 169’uncu maddesiyle ormanların korunma altına alındığını anımsatan Büyükbozkırlı, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda ise orman varlıklarını, karasal ekosistemleri korumayı taahhüt ettiğinin altını çizdi. Büyükbozkırlı, “ Hem ormanlarımızı koruyan Anayasa’nın 169. maddesine hem de Glasgow’da ormanları korumayı taahhüt eden anlaşmaya taraf olmamıza rağmen 30 Kasım 2021 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi 3.fıkrasının uygulanması hakkındaki yönetmelikte yapılan değişiklik ormanlarımızı ‘kamu yararı’ ve ‘zaruret’ gibi gerekçelerle açıkça yapılaşmaya açmakta” diye belirtti.
ANAYASA’YA AYKIRI
Yönetmelikte yer alan, “kamu yararı” ifadesiyle yapılacak olan enerji üretim santralleri, haberleşme tesisleri gibi yerlerin orman varlıklarına ve ormanlarda yaşayan endemik türler üzerinde geri dönüşü olmayan bir tahribata yol açacağının altını çizen Büyükbozkırlı, “49 yıl için verilen kesin işletme izinleri, talep halinde 99 yıla kadar uzatılabilecek. Ayrıca tesislerden çeşitli adlarla alınan bedeller de bu yönetmelikle azaltılmış ve kamu-özel işbirliği ile yüklenicilere çeşitli güvenceler verilerek, ormanlar birer özel işletme haline getirilmiştir. Devletin görevi, Anayasada belirtildiği gibi, halkın tamamına ait olan ormanları kamu yararı için korumaktır. Bu yönetmelik açıkça Anayasa’ya ve Orman Kanunu’na aykırıdır” ifadelerini kullandı.
KANUNDA DEĞİŞİKLİKLER
İktidarın ormanları kar amaçlı işletmeler kurulacak arsalar olarak gördüğünü söyleyen Büyükbozkırlı, “Bu nedenle Orman Kanunu’nda sürekli değişiklikler yapmakta, Orman Genel Müdürlüğü üzerinde baskı oluşturarak ormanlık alanlara tesisler kurulması için izin verilmesini sağlamaktadır. Bugüne kadar ormanlarımızdan 748.000 hektar orman alanında bu tür kullanımlar için izin almış, bu izinlerin yarısına yakını da son 9 yılda verilmiştir. Madencilik, ormasızlaştırmada bir diğer önde gelen sorundur” diye belirtti.
‘ORMAN İŞGALİNE SON VERİLMELİ’
“Ormansızlaştırma, Türkiye’nin acil sorunudur ve hemen önlem alınmazsa, sadece orman varlıklarımızı ve endemik canlı türlerini değil, temiz havamızı, suyumuzu, toprağımızı kaybedeceğiz” diyen Büyükbozkırlı, “Ormanı orman olarak korumaktan daha üstün bir kamu yararı ve daha önemli bir zaruret olamaz. Ormanları korumak iklimi korumaktır, yaşamı savunmaktır, bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir ekosistem bırakmaktır. Kapitalizm insanlara ve doğaya karşı amansız bir savaş veriyor. Ancak bir araya gelirsek onu durdurabiliriz. Orman varlıklarımızı ve canlı hayatını korumak için tüm halkımızı bizimle birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Talebimiz bu yönetmeliğin derhal geri çekilmesi ve her türlü orman işgaline, talanına acilen son verilmesidir. Amacımıza ulaşana kadar bunun takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.