ANKARA - BM’nin İklim Değişikliği 26’ncı Taraflar Konferansı’nı protesto etmek amacıyla bir araya gelen ekolojistler, “Ekolojik krize karşı mücadele, sömürü ilişkilerine karşı bütünleşik bir mücadele haline gelmelidir” dedi.
İskoçya’nın Glasgov şehrinde Ekim ayı sonunda başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 26'ncı Taraflar Konferansı’nı (COP26) protesto eden Yeşil Yaşam İnisiyatifi ve Yeşil Sol Parti, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) orman yolunda açıklama yaptı.
Açıklamada “İklimi değil, sistemi değiştir” pankartı açılırken sık sık “ İklim krizi değil sistem krizi”, “Kahrolsun asfaltlar yeryüzüne özgürlük” sloganları atıldı. Açıklamaya ODTÜ’lü öğrenciler de destek verdi.
‘YAŞANMAZ HALE GELDİ’
Polen Ekoloji üyesi Onur Yılmaz, “Devasa boyutlardaki gereksiz üretimin ve müsrifçe tüketimin bir kural olduğu, açgözlülüğe ve rekabete dayalı bir sistem olan kapitalizmden ve neo-liberal doğa politikalarından bahsetmeden iklim krizini açıklamak mümkün değildir. Ekolojik krizin tek başına kapitalizmin eseri olduğunu ve onun ortadan kaldırılmasıyla bu krizin kendiliğinden çözüleceğini elbette söyleyemeyiz” diye konuştu. Ekolojik krizin yeryüzünü bütün bir insanlık ve tüm canlılar için yaşanmaz hale getirdiğinin altını çizen Yılmaz, “Ekolojik krize karşı mücadele; tüm tahakküm ve sömürü ilişkilerine karşı bütünleşik bir mücadele haline gelmelidir ve yalıtık bir mücadele olarak kaldığı müddetçe başarıya ulaşması mümkün değildir” dedi.
ODTÜ’DE EKOSİSTEM ZARARI
Mansur Yavaş yönetimindeki CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin istikrarlı bir şekilde eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ve AKP’nin yolundan gittiğini vurgulayan Yılmaz, “AKP’nin neo-liberal kent ve doğa politikalarını devam ettirmektedir. ‘Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı’ projesi, işte bu neoliberal kent ve doğa politikaları doğrultusunda hayata geçirilmeye çalışılan bir rant projesidir. Yalnızca üst gelir gruplarına hizmet götürme ve bir avuç zengine spekülatif rant sağlama amacını taşıyan bu yol, teknik revizyonla inşa edilmesi durumunda da büyük bir ekolojik tahribata yol açacaktır. Burada söz konusu olan tahribat; ODTÜ Kampüsü içerisindeki ekosistemlerin göreceği zarardan ibaret değildir” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL
COP26 Türkiye Koalisyonu, 6 Kasım İklim Adaleti İçin Mücadele Günü çerçevesinde, Kadıköy bulunan Eminönü İskelesi’nde açıklama yaptı. "İklim adaleti için harekete geç" pankartının açıldığı açıklamada, "Dünya ölüyor, inkar etmeyi bırak, harekete geç", "Maden çıkarma hem doğa talanı hem de yeni sömürgecilik " ve “Hayatlara ve ekolojik yıkıma mal olan HES’ler kapatılsın” dövizleri taşındı. Kitle sık sık, “Ormanlar, nehirler sermaye değiller”, “Harekete geç, harekete geç iklim için harekete geç" ve "Hayvana, doğaya, yeryüzüne özgürlük" sloganları atıldı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm’ün yanı sıra, pek çok ekoloji ve çevre örgütü de destek verdi.
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu gönüllüsü Ebru Demir, Kanal İstanbul’u ve Yenişehir projesini yaptırmaya izin vermeyecekleri söyledi. Projenin akla, bilime, hukuka ve halkın iradesine karşı olduğunu dile getiren Demir, projenin tüm canlılara zarar verdiğini vurgulayarak, yurttaşlara birlikte mücadele çağrısında bulundu.
Marmara Yaşasın Platformu gönüllüsü Üzeyir Uludağ, atmosferdeki kirlilikten doğayı denizlerin yok olduğunu belirterek, Marmara Denizi’nin sadece İstanbul’u değil her yeri etkilediğini söyledi. Kirlenme konusunda Marmara'da limite gelindiğini vurgulayan Uludağ, Marmara’da uygulanan Derin Deniz Deşarjı’ndan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini dile getirdi. İktidar tarafından Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandığını hatırlatan Uludağ, bu eylem planına dair hiçbir şeyin yapılmadığını söyledi. Uludağ, "Marmara Denizi için somut olarak ne yapılacaksa bir an evvel harekete geçilmelidir" ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe Kalamış Dayanışması gönüllüsü Rındıgül Oral, Türkiye’nin çok sayıda önemli anlaşmaya imza attığını söyleyerek, bu anlaşmaların uygulanmaya konmadığını vurguladı. Kalamış Marina'sının yıllardır bir rant alanı olduğunu söyleyen Oral, yıllardır bu duruma karşı mücadele ettiklerini ve önceden yapılan bir çok projeyi iptal ettirdiklerini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, dünyanın bir yok oluşa doğru gittiğini ifade etti. Bu yok oluşu herkesin hissettiğini söyleyen Gülüm, “Sorun sanki bugünün değil, yüz yıllar sonranın problemi gibi algılanıyor. Öyle bile olsa mücadele etmeliyiz ama bu bugünün sorunu. İklim krizinin çözümünün kapitalizmde değil. Buna karşı mücadele edeceğiz. Biz kazanacağız” diye konuştu.
Validebağ Savunması üyesi Özlem Hacıoğlu, yıllardır yürütülen mücadeleyi hatırlatarak, uzun yıllardır korunun koru kalması için mücadele ettiklerinin altını çizdi. Üsküdar Belediyesi’nin saldırılarına karşı 139 gündür nöbette olduklarını anımsatan Hacıoğlu, "Validebağ Korusu yalnızca kent belleğinin korunduğu çok değerli bir biyokimyasal değil. Aynı zamanda iklimi koruyor" şeklinde konuştu.
Kazma Bırak Kampanyası adına konuşan Cemil Aksu, Akdeniz açıklarında fosil yakıt çıkaran petrol platformlarının korunması için ülkelerin tatbikatlar yaptığını söyledi. Aksu, ülkelerin savaşın eşiğine gelmemesi ve ekolojik yıkımın durdurulması için, “Kazma bırak” dediklerini ve bunun için mücadele ettiklerini ifade etti.
Beykoz Kent Dayanışması ve Beykoz Çevre Dayanışması adına konuşan Ayşegül Sunar ise, Beykoz’da planlanan çalışma için bitki örtüsünün katledildiğini dile getirdi. Sunar, “Orman ve doğal sit alanlarına saldırılar devam ediyor. Bizler imar sorunlarıyla evlerimizden olurken, seçimden seçime verilen vaatlerle kandırılırken, Beykoz'un doğal alanları katlediliyor. Sermayeye peşkeş çekiliyor. İstanbul'un son kalan ciğerleri diyebileceğimiz Beykoz Ormanları yok edilmek isteniyor” dedi. Yapılan saldırılara karşı 25 Eylül 2021 gününden bu yana Kirazlı’da nöbette olduklarını söyleyen Sunar, herkesi bu direnişi sahiplenmeye çağırdı.
Kitle adına açıklana yapa Fatma Avcı, tüketimden beslenen kapitalist ekonomi politikasının ve insan türünün sebep olduğu doğal olmayan bir iklim krizinin yaşandığını söyledi. Avcı, bunun ise yaşama pandemi, yangın ve aşırı kuraklık olarak geri döndüğünü belirtti. Yaşanan krizin yarattığı ekonomik, siyasal eşitsizlik ve adaletsizliğin derinleştiğini anlatan Avcı, “Çünkü siyasi otoriteler, sermayenin kâr odaklı tasarruflarının önünü açmak dışında işleve sahip değiller. İklim krizinin sorumluları işte bunlar” dedi.
Konuşmaların ardından kitle Müze Gazhane’ye geçerek burada forum gerçekleştirdi. Forumda söz alan yurttaşlar iklim krizinin acil bir durum olduğunu ve bir an önce müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizerek, birlikte mücadele çağrısında bulundu.