DİYARBAKIR - Bölgedeki kuraklığa dikkat çekmek için bölgede çiftçilerle bira raya gelen STÖ temsilcileri, durumun ciddi olduğunu ve yanlış tarım ve su politikalarından vazgeçip gerçekçi politikalar oluşturulması gerektiğini belirterek, çiftçilere acilen destek verilmesi çağrısında bulundu.
Tarım, Orman, Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen), Diyarbakır, Urfa, Mardin Şubeleri, Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Mezopotamya Ekoloji Derneği, Sur ilçesine bağlı Kozan (Qozan) Mahallesi’nde, kuraklığın tarımsal üretime etkilerine ilişkin basın açıklaması düzenledi.
'SOFRALARA CİDDİ YANSIMASI OLACAK'
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şube Başkanı Abdussamed Ucaman, bölgede ciddi bir kuraklığın yaşandığını, bunun sadece iklim değişikliğiyle alakalı olmadığını, artan baraj sayılarının ekosistemi değiştirdiğini ifade etti. Kuraklığa ilişkin çiftçilerin mutlaka bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Ucaman, yetkililerin bu konuya el atmasını, aksi taktirde özelikle mercimek, arpa ve buğday üretiminin, sofralara ciddi yansımalarının olacağını belirtti.
Ardından hazırlanan basın metnini okuyan Tarım Tarım Orkam-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nasır Demirkıran, oluşan kuraklık sebebi ile felaketlerin kapıda olduğuna dikkat çekti.
'ARPA, BUĞDAY, MERCİMEK YÜZDE 80 AZALDI'
Bölgede yaşanan mevcut kuraklığın, İthal Sertifikalı tohumlara yönlendirme, yerel tohumları ıslah edilememesi vb. birçok etkene bağlı olmakla birlikte, yağışın az olmasından da kaynaklandığını ifade eden Demirkıran, bu durumun, mevcut kuru tarım yapılan alanlarda şiddetli bir tahribata yol açtığını ifade etti. Bu yıl yağışlarda yüzde 56 azalma yaşandığını hatırlatan Demirkıran, buğday, arpa, mercimek vb. bitkilerin sulu tarım yapılamayan alanlarda yüzde 80 oranında zarar gördüğünü ve bu durumun telafisinin olmadığını söyledi.
'CİDDİ SORUNLAR YAŞANBİLİR'
Mevcut zararın tazmin edilmemesi halinde önümüzdeki sezonda çiftçinin üretim yapamayacağını söyleyen Demirkıran, mevcut kuraklığın ülkede kıtlığa yol açabileceğini ifade etti. Çiftçinin sahada acı hakikati deneyimleyerek yaşadığını, perişan durumda olduğunu anlatan Demirkıran, önlem alınmadığı takdirde toplumsal ve ekonomik boyutta ciddi sorunlar yaşanacağına dikkat çekti.
Demirkıran, konuşmasına şöyle devam etti: "Başta un olmak üzere, bulgur, saman ve yem bitkileri fiyatlarında da ciddi bir artış yaşanacağını, tahıl ve bakliyat üretimindeki sıkıntının et ve süt üretimini de etkileyeceğini söylüyoruz. Et ve süt üreticisi yem bulamayacak, bulamayınca işi bırakacak. Etin sütün kilosu artacak, ekmeğinden, bulguruna, makarnasından, etine, sütüne vatandaş her şeyi çok daha pahalı alacak."
'ZARARLAR KARŞILANMALI'
Çiftçinin zararının karşılanması gerektiğini ifade eden Demirkıran, ''Çiftçi girdi maliyetlerinin desteklenmeli, bankalara ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçları ertelenmelidir. Mevcutta ödenen desteklere ek olarak Dönüme en az 350-400 lira destekte bulunması gerekiyor. Yanlış Tarım ve su politikalarından vazgeçip gerçekçi politikalar oluşturulmalıdır. Devletin bu kuraklıkta üreticiye sahip çıkması ve acilen afet bölgesi ilan etmesi gerektiğini söylüyoruz" dedi.
'MEVSİMLİK İŞÇİ OLACAĞIZ'
Ardında konuşan çiftçi Emin Kıran, şu an iflas ettiklerini ve oturup beklediklerini ifade etti. Kuraklıktan dolayı ekilen tüm ürünlerinin kuruduğunu ve borçlu olduğunu söyleyen Kıran, şöyle konuştu: "Aldığımız, tarım ilaçlarını, gübreyi ve benzinin hepsini borçla aldık. Ekinler kaldırılınca ödeyeceğiz dedik, ancak şu an kaldırılacak ekin yok tarlada. Devlet bu konuda destek vermediğinde, ailecek mevsimlik işçi olarak gidip çalışmaya mecbur kalacağız gibi görünüyor. İktidardan talebimiz bizlere destek sunsun, destek sunulmadığında bölge olarak çoğu insan buradan göç etmek zorunda kalacak. 100 dönüm arazi ektim, 100 bin lira gideri oldu ve şu an o tarladan 100 bin lira mahsul elde etmem mümkün değil, sulama parasını bile ödeyemez haldeyiz" diye belirtti.