DİYARBAKIR - Bölgedeki kuraklık ve beraberinde artan masraflar nedeniyle zor günler geçiren çiftçiler, “Çiftçilik öldü, tek geçim kaynağımız bu, bunu da elimizden alıyorlar” diyerek, destek talebinde bulundu.
Bölgedeki yağışların normale göre yüzde 14, 2020 yılı Mart ayı yağışlarına göre ise yüzde 56 azalması sonucu kuraklığı da beraberinde getirdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün "Meteorolojik Kuraklık Haritası"na göre, "şiddetli kuraklık" kategorisinde yer alan Diyarbakır’da buğday, arpa ve mercimek rekoltesinde yüzde 60 kayıp yaşandı. Ürünlerin kurumasıyla birlikte masraflarını karşılayamayan çiftçiler ise tarlalarını ekemeyecek duruma geldi. Çiftçiler, sorunların çözülmesine yönelik bir destek bekliyor.
Sur’un Kabasakal (Qebeseqelî) Mahallesi’nde kuraklıktan etkilenen mahallelerden sadece biri. Mahallede 30 yıldır çiftçilik yapan Aziz Çınar, kuraklıktan kaynaklı bu yıl ekinlerinden verim alamadıklarını söyledi.
BAŞAKLAR KURUDU
Nisan ayında yağmurun yağmamasıyla birlikte bütün buğday başaklarının kuruduğunu söyleyen Çınar, “3 senedir bu kuraklık nedeniyle ektiğimiz buğdaylar başak tutmuyor. Önceki senelerde bu tarlaların içinde kayboluyorduk, şimdiyse bom boş, her şey kuruyor. Kuraklık nedeniyle buğdayın boyu çok kısa kaldı, başaklar kalitesizleşti. Dönüm başına normalde 2 buçuk ton mal alınırken, şimdi ise 1 buçuk tonu zor buluyoruz. O da zaten masrafını kurtarmıyor” dedi.
CEPTEN GİDİYOR
Tohum ekimleri için aldıkları her türlü zirai ürünün de ciddi bir oranda arttığını kaydeden Çınar, “Geçen sene arpanın kilosunu bin 300’e veriyorduk, bu sene ise 2 bin liradan fiyat koymuşlar. Fakat kuraklık olduğu için bir verim elde edemedik, ürün gelmedi. 300 dönüme yaklaşık 70 milyar masraf ettik, dönümüne de 80 kilo anca alabiliyoruz, masrafını çıkarmıyor. Gübresi, tohumu, mazotu hiçbir şeyi kurtarmıyor. Tohum ve gübrenin parasını borçlarla ödemeye çalışıyoruz. Mazot da bizim cebimizden gidiyor” diyerek zorlandıklarını aktardı.
TALEPLER KARŞILANMIYOR
40 dönümlük arazisine sadece bin TL destek verilmesine tepki gösteren Çınar, “Sözde bir destek vereceklerdi, fakat yok. Umudumuz da kalmadı. Taleplerin hiçbiri yerine getirilmediği için artık talep de edemiyoruz. Çünkü etsek de boş, devlet hiçbir şeyi karşılamıyor. Çiftçilik ölmüş. Gelir gider sıfıra sıfır şu anda, herkes zarar edecek” diye belirtti.
Böyle bir kuraklıkla ilk kez karşılaştığını belirten Yılmaz Çınar ise hayvancılıkla uğraştığını, geçmiş senelerde az da olsa elinde bir şey kaldığını, fakat pahalılaşan fiyatlar nedeniyle zorlandığını kaydetti.
HAYVANLARINI SATTI
Hayvan yemlerinin hafta da bir zamlanmasına tepki gösteren Çınar, “Kuraklık nedeniyle saman yok, olan da çok pahalı alamıyoruz. Hayvanlar için kullandığım ilaçların fiyatları da her geçen gün artıyor. 15 liraya aldığım sinek ilacı 80 liraya, yine 15 liraya aldığım kepek ise 60 liraya yükselmiş durumda. Hiçbirisini alamaz durumdayım. 10 ineğim vardı bakamadığım için satmak zorunda kaldım. Şuan iki tane ineğim kaldı. Yakında bunları da satacağım” diyerek işi bırakmak zorunda kalacağını söyledi.
İlaç, yem, veteriner parasına yetişemediklerini belirten Çınar, “Tek geçim kaynağım bu, bunu da elimizden alıyorlar. Devletin bu duruma el atması lazım, çiftçiye destek sunması gerek” dedi.
ZMO: ÜRETİCİ ZORLANIYOR
Yaşanan kuraklık ve çiftçinin mağduriyeti üzerine konuştuğumuz Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şube Başkanı Abdussamed Ucaman, Diyarbakır genelinde şu anda yaklaşık 600 bin dönümü aşan mercimek, bir milyon dönüm arpa ve 3 milyon dönüm kuru buğday üretimi olduğunu kaydederek, kuraklıkla birlikte üreticinin zorlandığını söyledi.
CİDDİ SORUNLAR
Çiftçilerin sulama yapmadığı arazileri bıraktığını aktaran Ucaman, “Mera sahaları da bu yağış rejiminden etkilendi, yağışa paralel olarak azalmayla hayvan otlatmada da sıkıntılar yaşanılıyor. Bölgemizde hüküm sürmekte olan kuraklık, bir taraftan bölge üreticisini diğer taraftan Türkiye‘deki kuru bakliyatta ciddi sorunlar doğuracak. Hayvan yemleri ve sofraya gelecek çorbaya kadar bir çarpan etkisi yaratacak” diyerek uyardı.
BİTME NOKTASINA GELDİ
Bilinçsiz uygulama ve politikaların tarımı bitirme noktasına getirdiğine dikkati çeken Ucaman, “Bölgedeyse farklı bir politika izleniyor. Belediyelere, meclis üyeliklerine, muhtarlıklara kayyum atayan devlet, onca kurumu işlevsiz hale getirip, bu yaşananlar karşısından kör sağır dilsizi oynuyor. Her bir karışa bir baraj yapılmasına rağmen bu kuraklık neden diye sormamak elde değil” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
TEDBİRLER ALINMALI
Ucaman, acilen şu önlemlerin alınmasını talep etti: “Tarım Kredi Kooperatifleri borçlu olan çiftçilerin borçlarının faizsiz ertelenmeli, Bağ-Kur primlerinin ötelenmeli, elektrik borcu ve sulama borcu olanların borçlarının devlet tarafından ödenmeli ve hasattan sonra ÇKS ödemelerinin yapılması gerekir. Ortaya çıkacak üretim eksikliği nedeniyle hasat sonrası yaşanacak fiyat artışları konusunda hükümeti ivedi önlemler almaya çağırıyoruz. Pandemiden kaynaklı diğer ülkelerden ithal edemeyeceğimiz için şimdiden gerekli tedbirler alınmalı.”
MA / Eylem Akdağ - Cahit Özbek