URFA - Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, kuraklığın su ve toprağın önemini bir kez daha açığa çıkardığını belirterek, “Değişen iklim koşullarına karşı Urfa’ya kesinlikle alternatif tarım ürünlerini getirmek ve bunların üretimini yapmak zorundayız” dedi.
Urfa’da, son zamanların en etkili kuraklığı ile yağışlardaki düşüş ve sulama imkanlarındaki yetersizlik nedeniyle ekinler hasat vermedi. Çiftçiyi ekonomik buhrana sürükleyen bu durumun, Türkiye genelinde hayvancılık başta olmak üzere birçok iş kolunu etkilemesi bekleniyor. Bölge tarımı konusunda araştırmalar ve çalışmalar yürüten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, geçen yıl Urfa'da 840 milimetreyi bulan yağışın bu yıl 235 milimetrelerde kaldığını söyledi.
KAYNAKLAR İYİ KULLANMALI
Öztürkmen, 1993 yılında gerçekleştirilen Rio Konferansı’nda, 2040’ta Türkiye dahil birçok ülkenin çöl haline gelebileceğine dair ihtimaller tespitini hatırlatarak, “Biz dünyada önümüzdeki günlerde de ne olacağını bilmiyoruz. Bu sebeple su ve toprak kaynaklarını iyi bir şekilde kullanılmalıdır, bunu gözden kaçırmamız lazım. Geçen sene Karadeniz gibi bir iklime sahiptik. Bu sene tamamen kurak bir iklime sahibiz. Bunların hiçbirini unutmadan, önemli tedbirler almak zorundayız. Bu pandemi de bize gösterdi ki dünyada ve ülkemizde tarımın önemi çok büyük. İnsanlar her şeyden vazgeçebiliyor ama gıda ve bitkisel ürünlerden vazgeçemiyor. O yüzden de iyi çalışmalar yapmamız şart” dedi.
TOPRAĞIN KIYMETİ
Su ve toprağın geri kazanılmasının zorluğuna değinen Öztürkmen, “Ülkemizin yıllık su miktarı 12 milyon metreküp. Bu miktar su döngüsüyle ortaya çıkıyor. Yağışlarla birlikte gelen suyun bir kısmı yer altına bir kısmı yüzey akışıyla beraber göllere ve nehirlere taşınıyor. Diğer bir kısmı da yer altından yukarılara doğru kapilarite ile hareket edip buharlaşıp bulutlara doğru çıkıyor. Bu su döngüsünün bozulmasıyla kuraklık ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Kuraklığa karşı en etkili çözümün tedbir olduğunu vurgulayan Öztürkmen, “Önümüzdeki günlerde de gerek iklim koşulları, gerekse de bu küresel ısınma adını verdiğimiz bazı ekosistemlerin değişikliği, doğadaki su miktarına, yağışa ya da kuraklığa dair çok iyi şeylerin habercisi değil ne yazık ki. Suyun kıymetini toprağın kıymetini bilmemiz şart” diye belirtti.
ÇİFTÇİLERİN DURUMU
Urfa’daki kuru tarım arazilerinin yağış azlığından dolayı büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını dile getiren Öztürkmen, “Malesef kuru tarım arazilerinde çok büyük bir problem var. Bazı yerlerde yüksekliğe bağlı olarak ya da topografik özelliklere bağlı olarak, belki kendi kendini kurtarabilir ama birçok yerde başaklar doldurulamayacak kadar zayıf. Çok büyük bir verim alınacağını düşünmüyorum. Hükümetin tabii ki bu kuru tarımla uğraşan çiftçilerimize destek olması önemlidir. Tarımın sürdürülebilmesi için birtakım önlemler alınmalı. Çünkü bu tarım arazisiyle susuz tarım yapan çiftçilerimizin durumu hiç iç açıcı değil maalesef” diye konuştu.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Öztürkmen, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Değişen iklim koşullarına karşı Urfa’ya kesinlikle alternatif tarım ürünlerini getirmek ve bunların üretimini yapmak zorundayız. Çiftçilerimiz bitkisel üretimde ne kadar gübreye ihtiyaçları olduğunu ya da az su az gübreyle daha çok verim alabileceklerini unutmamalılar. Bunun için deneyimli mühendislerle konuşsunlar, onlarla beraber çalışsınlar. Üniversitemiz her zaman gereken desteği sağlamaktadır. Biz önümüzdeki günlerde de çiftçilerimizin suyu kirletmeden, toprağı kirletmeden doğaya sahip çıkmalarını rica ediyoruz. Su kaynakları hor kullanılıyor. O yüzden çok dikkatli olmalıyız diye tavsiyede bulunmak istiyorum”
MA / Lezgin Tekay