IĞDIR - Fosil yakıt tüketimi, tarım arazilerinin imara açılması ve kente sınır Ermenistan'daki nükleer santralden kaynaklı Iğdır'da kanser oranlarında artış yaşandığına dikkati çeken HDP'li Milletvekili Habip Eksik, hükümetin buna karşı önlem almadığını söyledi.
Serhat bölgesinin en verimli tarım arazilerinin bulunduğu Iğdır kenti son yıllarda hava ve çevre kirliliğiyle boğuşuyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun "Kara Rapor 2020-Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri" raporuna göre kentte yaşayan insanlar son 4 yıldır ülkenin en kirli havasını soluyor. Rapora göre kent halkı yılın yüzde 68’lik diliminde mevzuatta belirtilenin çok üzerinde kirli hava soluyor. Raporda, 2019 yılında kentte hava kirliliğine bağlı yaşanan ölüm oranı ise yüzde 33.5 olarak saptandı.
Diğer kentlere göre daha küçük ölçekli sanayi kuruluşlarının bulunduğu kentteki bu duruma ovaların imara açılması, nükleer santral ve fosil yakıt tüketiminin neden olduğu belirtiliyor.
Kentteki ekolojik tahribatı sık sık gündeme getiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Dr. Habip Eksik, kirliliğin geldiği boyutu anlattı.
FOSİL YAKIT TÜKETİMİ
Kentin coğrafi yapısının kirlilikte etkili olduğuna dikkati çeken Eksik, kentin etrafının dağlarla çevrili olduğu için yeterli hava sirkülasyonunun yaşanmadığını söyledi. Doğalgaz sistemindeki yetersizlikten kaynaklı kentte yüksek oranda fosil yakıt tüketiminin yaşandığını belirten Eksik, bu yakıtların saldığı karbonun Erivan’dan gelen karbonla da birleşerek ovaya çöktüğünü kaydetti. Bunun sonucunda kirliliğin arttığını belirten Eksik, fosil yakıtların kirliliğin nedenlerinin başında geldiğine işaret etti.
OVA İMARA AÇILDI
Kirliliğin bir diğer nedeninin tarım arazilerinin imara açılması olduğunu aktaran Eksik, “Iğdır yeşil bir ova olmasına rağmen son zamanlarda tarım alanları imara açıldı. Ağaçların ve bitki örtüsünün yok edilmesi de hava kirliliğine büyük etki etmekte. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ya da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çorak arazilerin ağaçlandırılması gerekiyordu. Ancak yapılmadığı için hafif bir esintide bile bu arazilerden tonlarca partikül ovaya gidiyor ve havanın kirlenmesine neden oluyor” diye konuştu.
NÜKLEER SANTRALİN ETKİSİ
Iğdır’a 16 kilometre uzaklıktaki Ermenistan’ın Metsamor Nükleer Santrali'nin hava kirliliğini arttırdığına dikkati çeken Eksik, santralin eski bir teknolojiyle yapıldığını hatırlattı. Eksik, “Santralin bacasında filtre olmadığı söyleniyor. Santral her gün hem Iğdır hem Erivan hem Nahcivan hem de İran’a kadar birçok bölgedeki insanları olumsuz etkiliyor" dedi.
HÜKÜMETLERİN DUYARSIZLIĞI
Kentte 7 yıl doktorluk yaptığını hatırlatan Eksik, kentte kanser vakalarının ve çeşitlerinin fazla olduğunu savundu. Özellikle santrale yakın bölgelerde kanser vakalarının yüksek olduğunu ifade eden Eksik, bölgenin ikinci derece deprem bölgesi olduğuna işaret ederek, "Bu riski büyütüyor. Nükleer santrale yakın bölgelerde önceden önlemler alınmalı. Fakat hem Ermenistan hem de Türkiye hükümetlerinin son derece bir ilgisizlik söz konusu. Çünkü ne ekoloji ne de insan sağlığı ile ilgilenmiyorlar” diye belirtti.
KENT KİRLİLİKTEN GÖRÜLMÜYOR
Santralde muhtemel bakımsızlığa da vurgu yapan Eksik, şöyle devam etti: “Mesela santral içinden bir vida çıktığını düşünelim. Eğer bu vida doğaya atılırsa onun yüklenmiş olduğu radyasyon doğaya karışıyor ve sağlık sorunlarına neden oluyor. Yine bacasında filtresi yoksa hava ile birlikte yükselen radyasyon asit olarak toprağa geri düşer. Topraktan bitkiye, bitkiden hayvana oradan da bize geçer. Bunun için dünyanın ekoloji, doğayı ve insan sağlığını tehdit eden bu enerji sistemlerinden vazgeçmesi lazım. Çünkü bunların yarattığı kirlilik yüzyıllarca devam ediyor. Yemyeşil Iğdır, havanın en temiz olduğu günlerde bile kirlilikten kaynaklı zor görünüyor."
SİYASİ HESAPLAR
İktidarın ekolojiye dönük politikalarını eleştiren Eksik, “Kendi iktidarları için doğayı talan edip yandaşlarına peşkeş çekmeyi kolay görürler. Iğdır ovaya değil çorak ve kullanılmayan dağların eteklerine kurulabilirdi. Böylelikle doğada talan olmazdı. Fakat Iğdır’daki sosyolojik yapıdan kaynaklı kent ovaya doğru kaydırıldı. Iğdır’da Kürtler, Azeriler, Türkler yaşamakta. Siyasi erk, kentin Kürt köylerinin bulunduğu dağ eteklerine doğru değil de ovaya doğru büyümesi için çaba sarf ediyor” diye belirtti.
HES'İN ARAS'A ETKİSİ
Hava kirliliğinin yanı sıra Aras Nehri için de tehlike çanlarının çaldığını kaydeden Eksik, “Bugüne kadar nehrin debisinin düştüğünü görmemiştik. Fakat son 8 senedir Kağızman’da kurulan bir HES’den kaynaklı nehir kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Iğdır ciddi bir susuzluk ve kuraklık tehlikesi yaşayacak. Kışın ortasında dağlarda kar yok. Yine şehrin tam ortasından geçen uluslararası transit yol hem saldığı karbondan kaynaklı ciddi hava kirliliğine hem de gürültü kirliliğine neden oluyor" dedi.
'ÇEVRE SORUMLULUĞU' ÇAĞRISI
“Parti olarak her şeyden önce ekolojik yaşamın korunması gerektiğini söylüyoruz” diyen Eksik, devamla şunları söyledi: “Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Dünyanın her yurttaşı böyle bir sorumluluk edinmeli. Doğayı korumanın bir sorumluluk edinilmesi gerekiyor. İnsanlara doğayı koruma aşılanmalıdır. 16 kilometre uzağında santral olan Iğdır ya da 30 kilometre uzağında aynı durum yaşanan Erivan halkı da ayağa kalkmalıdır. ‘Sen beni zehirleyemezsin’ demelidir. Bu mücadele sadece ekolojistlere bırakılmamalıdır."
MA / Tolga Güney - Müjdat Can