VAN - Gazeteci Ahmed Kazimi, Taliban güçlerinin Afganistan’ın yönetimini tekrar ele almasını “Domino taşlarının devrilmesi” olarak yorumlayarak, ABD’nin Afgan hükümetinin ayakaltını boşalttığını ve Taliban’a kazandırmak için baskı yaptığını söyledi.
New York kentinde bulunan Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik 11 Eylül 2001’de düzenlenen saldırı sonrası Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki koalisyon güçlerinin müdahalesiyle iktidardan uzaklaştırılan Taliban, 20 yıl sonra Afganistan'da başkent Kabil'de yeniden kontrolü sağladı. 300 bin kişilik Afgan kuvvetleri, 75 bin kişilik Taliban ordusuna karşı hiçbir varlık göstermedi. Taliban’ın başkent Kabil’e girmesinin ardından Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, saatler içerisinde istifa edip ülkeden ayrıldı.
DÜNYADAN TEPKİLER
Taliban'ın Kabil’e girmesinin ardından Afganistan'dan kaçmak isteyen binlerce sivil, bir yandan Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'na bir yandan da komşu ülkelerin sınır kapılarına akın etti. Taliban’ın Kabil’i teslim almasından bir gün sonra ise kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Rusya’dan, Afganistan’da geçiş hükümetiyle işbirliği yapmaya hazır olduklarını ancak henüz Taliban’ı tanımanın söz konusu olmadığı açıklaması yapıldı. ABD Başkanı Joe Biden ise, Afganistan'dan çekilme kararını savunarak, Afgan güvenlik güçlerinin kendi ülkeleri için savaşmaya gönüllü olmadığı bir ortamda ABD askerlerinin savaşmaması gerektiğini söyledi. Yine Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası topluma "Afganistan'da küresel terör tehdidine karşı birlik olma ve insan haklarının korunması" çağrısı yaptı. Diğer Avrupa ülkelerinin liderleri de yine Taliban yönetimine karşı “temkinli” açıklamalar yapmakla yetindi.
TÜRKİYE’YE YANSIYACAK
ABD ve NATO’nun çekilmesiyle birlikte Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlayacağını ilan eden Türkiye’nin ise bu planı durdurduğu yönünde bir karar alındı. Daha önce bir göç akını söz konusu olmadığını söyleyen Erdoğan, daha sonra “Giderek artan istikrarsızlığın Afganistan'dan yeni bir göç dalgasını tetiklemesi yönündeki endişeleri ancak bu şekilde ortadan kaldırabiliriz. Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız. Bölgenin ve Afganistan'ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz” açıklaması yaptı.
Kabil başta olmak üzere Afganistan’dan ayrılan on binlerce kişi, İran üzerinden Türkiye’ye doğru ilerliyor. Pakistan’ın sınırlarını tamamen kapatmasıyla göç İran ve Türkiye’ye yöneldi. Ulusal ve uluslararası basının da akın ettiği Van’da, sınır bölgelerine binlerce asker yerleştirildi. Afganistan’da yaşanan kaos ve belirsizlik, en fazla yansıyacağı ülkelerin başında ise yine Türkiye geliyor.
DOMİNO ETKİSİ
Afgan gazeteci Ahmed Kazimi, Afganistan’ın Taliban tarafından çok kısa bir sürede ele geçirilmesini “Domino taşlarının devrilmesi” olarak yorumladı. Kazimi, “Kısa sürede önce Herat, sonra Kandehar, ondan sonra Helmend ve sonrasında Mezar-ı Şerif düştü. Kabil’in en yakınında yer alan şehirler kuşatılınca, Kabil’in düşmemesi de gerçekçi bir yaklaşım değildi. Kabil’in çevresini saran Taliban en sonunda orayı da ele geçirerek, yönetimi tamamen eline aldı. Kabil’deki hükümet güçleri, Taliban’ın bu kadar hızlı işgali karşısında hem moral olarak hem de güç olarak kayıp yaşadı. O saatten sonra da Taliban’a karşı bir direnişin anlamı olmayacaktı. Bence bir direniş olsaydı, çok büyük bir katliam olurdu. Nihayetinde devlet en sonunda teslim oldu ve Taliban saraya yerleşti. 20 gün içerisinde olup biteni, 20 yıl, hatta belki de daha fazla zamanda ancak anlayacağız. O 20 gün içerisinde neler oldu, neler görüşüldü, kim devreye girdi ve neden böyle bir sonuç çıktığına ilişkin çok önemli sorular ortada duruyor” dedi.
ORDU DİRENMEDİ
Taliban’ın bu kadar hızlı bir şekilde kontrolü ele geçirmesinin beklenmediğini belirten Kazimi, “Taliban Kabil’e gelmeden önce zaten büyük bir korku hakimdi. Taliban’ın Kabil’e girmesiyle birlikte insanlar artık canlarını kurtarmanın telaşına girdiler ve büyük bir kaos yaşandı. Bu kadar kaosun ortaya çıkmasının en temel nedeni, Taliban’ın bu kadar hızlı bir şekilde Kabil’i alacağının tahmin edilmemesiydi. İnsanlar, en azından Kabil’in alınmasının çok zor olacağını düşünüyordu. Afgan halkı 30 yıl önce Sovyetlerin buradan çekilmesi sonrası da aynı şeyi yaşadı. Ama o dönem devletin bir direnişi vardı. Bugün ise hiçbir direniş gösterilmedi. Aslında ordu, Taliban’a karşı çok önemli bir savunma gösterebilir, hatta belki de iyi bir refleks gösterebilirdi. Afgan ordusunun durumu Taliban’a nazaran daha güçlüydü. Bu durumun nasıl oluştuğunu tahmin etmek çok zor. Son günlerde uluslararası güçlerin politika değişiklikleri bu durumu ortaya çıkardı. Yoksa ben Afgan ordusunun geri çekilmek istediğini tahmin etmiyorum” diye konuştu.
KADINLARIN YAŞADIKLARI
Afganistan’da kadın ve çocukları çok zor bir süreç beklediğini anlatan Kazimi, şöyle devam etti: “Kadınlar ilk olarak Herat’taki üniversiten işe giden kadınlar işten geri gönderildi. Kız çocukların burka giymesi ve okulda erkek olmaması üzerine bir eğitim süreci öngörülüyor. Yine erkek çocukların 7’nci sınıftan sonra kadın öğretmen olmaması kaydıyla eğitimlerini devam edebileceği açıklandı. Ama görünen şu ki kadınlar çok ağır bir korku içerisinde ve dehşet bir durum yaşıyorlar. Şimdi Taliban’ın dün kadın haklarına ilişkin yaptığı açıklamaların gerçekçi olduğunu zaten düşünmüyorum. Önceki Taliban’dan hiçbir farkları olmayacaktır. Taliban aynı Taliban’dır. Şuan tek fark, en azından şimdilik insanların evlerine girilip insanlar öldürülmüyor. Daha önceki yıllarda saldırmalarda katliam yapıyorlardı. Belki de bu durum biraz daha farklı görünmek ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmemek için yapıldı. Yine tüm ırkların içerisinde yer aldığı bir hükümet kuracaklarını söylediler. Bu nasıl olacak? Bunun olması mümkün mü değil mi, açıkçası öngörmek mümkün değil. Önceden Taliban’ın tüm yönetimlerinde sadece Peştunlar ama sadece Kandeharlı Peştunlar vardı. Sanki bunu değiştirmek istiyorlar ama bu durum kesinlikle garanti değil.”
ULUSLARARASI GÜÇLER
ABD’nin Afgan hükümetinin ayakaltını boşalttığını ve Taliban’a kazandırmak için baskı yaptığını söyleyen Kazimi, “Şimdi bu durumdan sonra bazı ülkelerin konumu netleşecek gibi. ABD, zaten burada çok kötü bir yönetim sergiledi ve niyeti belli. Rusya, zaten Taliban’la iyi ilişkilere sahip. Rusya ABD’nin oradan çekilmesini istiyordu ve şuan mutlu durumda. Çin için ise burada olup bitenin bir önemi yok. Çin sadece ticari kazancına dokunulmamasını istiyor. Pakistan ise önceden beri zaten Taliban taraftarı. Diğer uluslararası güçlerin konumunun ne olacağı konusunda kimsenin bir fikir yürütmesi mümkün değil. Kimse bu durumu kabul etmediğini söylüyor ama gelinin durum ortada” dedi.
BÜYÜK GÖÇ
Afganistan’dan büyük bir göçün başladığını, bu durumun Taliban’ın yönetimine göre şekilleneceğine işaret eden Kazimi, şunları söyledi: “Şuan İran sınırları kapalı değil, İran kurallarına göre insanları ülkeye alıyor. Vizesi olanlar İran’a gidebiliyor. Bu kaos durumunda insanlar ülkeden çıkmaya çalışacaktır. Çok büyük bir göçün asıl Taliban’ın halka nasıl davrandığına göre şekillenmesini bekliyoruz. Şu anki göç, çok büyük bir göç. Geleceği olmayan tüm insanlar oradan kaçacaktır ve kaçmaya başladılar da. Afganistan’dan çıkan insanlar aslında İran üzerinden Türkiye’ye yöneliyor. Afganlar başka ülkelere geçmek için İran ve Türkiye’yi bir yol olarak görüyor. Göçün biraz da ülkelerle olan ilişkileri sonucu şekilleneceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin burada nasıl bir rolü olacak ve hangi konularda Taliban ile konuşacaklar bilmiyoruz. Taliban, İran ve Pakistan ile bir araya gelemeyeceğine göre, Erdoğan hükümeti ile bazı noktalarda konuşacaktır. Mesela nasıl bir hükümet kuracağı ve nasıl yöneteceği ile ilgili bir durumdur.”
20 YIL ÖNCE 20 YIL SONRA
“Uluslararası toplum bu saatten sonra bir şey yapmaz. Bu iş artık bitmiştir” diyen Kazimi, “Biz bu savaşın ne zaman biteceğini, bu ülkedeki insanların ne zaman huzura kavuşacağını bilemeyiz. Çünkü halk tarihin en büyük belirsizliğini yaşıyor. Taliban eğer halkın taleplerini görmezden gelirse, asla başarılı olmayacaktır ve 20 yıl sonra çok daha başka bir savaş yaşanır. Hepimiz, 20 yıl önce Afganistan için demokrasi, ekonomik özgürlük, kadın hakları ve diğer hakların güçleneceğini ve daha da ilerleyeceğini düşünüyorduk. Kimse 20 yıl sonra Taliban’ın iş başına geçeceğini beklemiyordu. Hatta Taliban üyeleriyle görüştüğümde, onlar bile bu duruma çok şaşırdıklarını söylediler. Şuan ülkede dehşet görüntüler yaşanıyor. Tüm bu görüntüler gösteriyor ki; uluslararası güçler ve tüm dünya, Afgan halkını politikalarına kurban etti” şeklinde konuştu.
MA / Adnan Bilen