MÊRDÎN - Tarım arazilerinin yüzde 75’inden fazlasının boş kaldığı Mêrdîn’de devam eden mısır hasadında verim iyi olsa da ithalatın önünün açılması ile mısır yine çiftçinin elinde kaldı.
Mezopotamya Ovası’nın Mêrdîn bölgesinde buğday sezonunun sona ermesinin ardından her yıl 3 milyon dönüm verimli arazide ikinci ürün olarak ekilen mısır, bu yıl yüzde 20 ila 25’lik arazide ekildi. Çiftçilerin yüzde 75 ila yüzde 80’lik bir kısmı Dicle Elektrik Dağıtım AŞ.’nin (DEDAŞ) gönderdiği yüksek meblağlı elektrik faturaları, elektrik trafolarına el konulmasının yanı sıra yeraltı sularının seviyesinin düşmesi nedeniyle mısır ekimi gerçekleştirmedi. Yüksek oranda mısır ekiminin yapılmaması nedeniyle mısır fiyatlarının yükselmesini bekleyen çiftçiler ise, hükümetin mısır ithalatında vergiyi sıfırlaması ile hayal kırıklığına uğradı.
Mısır ithalatı ile beraber önceki yılda tonu 6 bin TL olan mısır fiyatı bu yıl 7 bin 800 TL olarak açıklanırken, bu yıl mısır tarlada geçtiğimiz yılın fiyatına dahi alıcı bulamaz hale geldi. Girdi maliyetleri artan çiftçiler, mazot, gübre, ilaç, tohum ve elektriğe gelen zamlarla birlikte yaptıkları masrafı karşılayamayacak duruma düşerken, hasadını yaptıkları mısırın ellerinde kalması endişesini yaşıyor.
‘KENDİ ÇİFTÇİSİNİN MISIRINI ÖLDÜRÜYOR’
Mısır hasadında verimin iyi olduğunu ancak devletin çiftçilerin bir şey anlamasına izin vermediğini söyleyerek sözlerine başlayan çiftçi Şakir Alboğa, “DEDAŞ, gübre, mazot, vergi ile izin vermiyorlar. Mısır mevcut ekilen arazilerin yüzde 25’ine yakınında ekildi bu sene. Bu da elektrikten, ilaçtan, mazot fiyatlarından kaynaklı. Bu sene kazanacağız diye düşünüyorduk o da boşa çıktı. Her yıl bir önceki yıldan daha kötü oluyor. Verim bu sene iyi ama yurtdışından mısır getiriyorlar. Kendi çiftçisinin mısırını öldürüyor. Mısır piyasası başlangıçta iyiydi şimdi 8 liraya, 7 liraya kadar düşmüş durumda. Az kaldı 6 bin liraya kadar düşecek. O da masrafı çıkarmıyor. Çiftçi mecbur kaldığı için tarlalarını ekiyor. Utandığı için ekiyor. Bir şey kazanmayı beklemiyor, açıkçası utandığı için ekiyor. Ne söylesek boşuna” ifadelerini kullandı.
İTHALATTA VERGİ SIFIRLANIYOR, İÇERDE ZAM YAPILIYOR
Devletin çiftçiye kulak asmadığına dikkat çeken Alboğa, “Çiftçi devletin umurunda değil. Çiftçiyi çok umursamış olsa yurtdışından mısır getirmezdi. Çiftçinin ürünü yerde kalınca tüccara da fırsat doğuyor. Devlet dışardan getirdiği mısırda vergiyi sıfırlıyor, bize de mazota yüzde 100 zam yapıyor, gübreye yüzde 100 zam yapıyor. İlaca yüzde 100 zam yapıyor. Bize bir şey kalmıyor. İlacın, gübrenin, mazotun düşmesi gerekiyor. Mısır fiyatlarının yükselmesi lazım. DEDAŞ kuyu çalışınca günlük 10 bin liralık fatura gönderiyor. Yani Türkiye’de çiftçilik ölmüş” dedi.
‘BİR KAÇ ŞAHIS İÇİN İTHALATIN ÖNÜNÜ AÇTILAR’
Çocukluğundan beridir çiftçilikle meşgul olduğunu ve her yıl “bu sene iyi olacak” diye beklediklerini kaydeden çiftçilerden Fazıl Sarıyer de, “Gelin görün ki; her sene daha kötü oluyor. 2025 yılına geldik, bu sene Mardin Kızıltepe Ovası, Artuklu komple öyle bir eyleme girdiler ki, kimse çiftçilik yapmaz oldu. Artık çiftçiliği bırakacak duruma geldiler. Hiç kimse mısır ekmedi. Şu an bölgede yüzde 20 ila 25 arasında bir mısır ekimi yapılmış. Biz de bu kadar ekilmediğine göre mısırda iyi bir kar elde ederiz diye düşündük. Alım daha fazla olacak diye beklerken, bakıyoruz ne alıcı var ne de soran var. Daha kötü oldu. Devletin politikası piyasayı öyle bir hale getirdi ki, artık olmayan malı bile kimse sormuyor. Büyük büyük fabrikalar var. Nişasta fabrikaları, un fabrikaları, kepek fabrikaları var. Bu sefer gittiler ithalatın önünü açtılar, vergileri sıfırladılar. Milyonlarca ton mısırı bu defa yurt dışından getirmeye çalışıyorlar. Bunu da birkaç kişi için yapıyorlar. İthalatı, ihracatı birkaç şahıs için açıyorlar. Avrupa ülkeleri milleti çiftçilik yapsın diye mücadele ederken, bizim devletimiz çiftçisi çiftçiliği bıraksın diye mücadele ediyor” diye konuştu.
‘ÖNCE BORÇLANDIRDILAR, ŞİMDİ SÖMÜRÜYORLAR’
Devletin 2013 yılında sulu araziler oluşturma adı altında çiftçilere sıfır faizle krediler vererek, sondaj kuyuları açtırdığını, destekler verdiğini kaydeden Sarıyer, şunları söyledi: “Bu defa çiftçi elektrik borcunu ödeyemiyor. Buradaki elektrik kullanımı tarımsal olması gerekirken, şantiye tarifesi uygulanıyor. 4 kat, 5 kat elektrik faturası çıkıyor. Önce çiftçiyi borçlandırdılar, şimdi de çiftçiyi sömürmeye çalışıyor. Çiftçinin kendi emeğiyle diktiği elektrik direklerini, trafolarını yerinden söküp atıyorlar. Çiftçinin durumu içler acısı. Türkiye ithalatın önünü açacağına, imkanlarını dış devletlere sunacağına, 10’da birini kendi çiftçisine sunsa çiftçi zaten o buğdayı, o mısırı kendi üretecek. Bu kadar arazi, bu kadar su varken, neden kendini dış devletlere bağımlı ediyor ki? Bırak çiftçi kendisi üretim yapsın. Hatta bunun ticaretini yapsın, kendi ürettiği ürünü dışarıya satsın. Milyonlarca dönüm tarım arazisi var. Uçsuz bucaksız ovalar var. Uçsuz bucaksız sularımız var. Devlet bunu iyi biliyor ama bildiği halde farklı şekilde uyguluyor. Çiftçinin kafasında soru işareti var. Bunu çiftçiye neden yapıyor.”
MA / Ahmet Kanbal