Şiddet arttı, hekimler göçtü, sağlıkta çürüme ortaya çıktı

img

WAN - İktidarın "pansuman" yöntemleri sağlık alanındaki sorunlara derman olmadı. Şiddet arttı ve binlerce hekim yurt dışına gitti. "Yenidoğan Çetesi"yle birlikte sağlıkta çürümenin geldiği boyut ortaya çıktı.     

AKP'nin 2003 yılında uygulamaya başladığı "Sağlıkta Dönüş Programı"nın yıkıcı sonuçları 2024 yılında kendisini iyice hissettirdi. Nitelik yerine niceliğe önem verilmesi, hastanelerin ticarethane ve hastaların müşteri olarak görülmesi, yine sağlığın ticaret kurullarına teslim edilmesi nedeniyle sağlık sistemi çürüdü. Yaşanan sorunların "pansuman" yöntemlerle çözülmek istenmesi ise, yıl içerisinde krizlerin daha da derinleşmesine neden oldu. 
 
Sağlıkta şiddet arttı ve binlerce sağlık emekçisi ülkeyi terk etti. Hastanelerde randevu bulmak ve birçok ilaca ulaşmak imkansız hale geldi. Sağlık alanında yaşanan çürüme, bebekleri katleden "Yenidoğan Çetesi" ile daha da belirginleşti. Sistemin değişmesi için eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir bir sağlık sistemi kurulmasını isteyen sağlık örgütlerinin çağrılarına ise kayıtsız kalındı.  
 
SAĞLIKTA ŞİDDET ARTTI 
 
Sağlık emekçilerine dönük şiddet, 2024 yılında devam etti. Hastalar ya da hasta yakınları tarafından sağlık emekçilerine dönük fiziki ve psikolojik şiddet hız kesmedi. Sağlık Bakanlığı, “İkinci Beyaz Reform” kapsamında “2022-2023 Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Eylem Planı” devreye koymuştu. Ancak bu kapsamda yapılan çalışma sadece hastanelerde emniyet ve güvenlik personeli sayısı arttırmak oldu. Bakanlığın bu planı, yaşanan şiddeti durdurmadı. 2023 yılında en azn 9 bin 35 sağlıkçı şiddet görürken, 2024 yılında bu sayı neredeyse iki katına çıktı.  
 
2 BİN 472 HEKİMDEN 'İYİ HAL BELGESİ' BAŞVURUSU
 
Şiddet, mobing ve düşük ücret gibi sorunlarla boğuşan binlerce hekim, yıl içerisinde ya yurt dışına çıktı ya da istifa etti. Hastane sayısı artmasına rağmen hastanelerde çalışan sağlık emekçi sayısında ciddi bir azalma yaşandı. Hekimler, Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) “İyi hal belgesi” talebinde bulundu. TTB’nin verilerine göre; 2020’de 512, 2021’de 805, 2022 1684 “İyi hal belgesi” talebi varken, 2023’ün ilk 8 ayında bin 964 fazla kişi aynı talepte bulundu. Yine 1 Ocak-30 Kasım 2024 tarihleri arasında bin 359'u pratisyen, bin 113'ü uzman olmak üzere toplam 2 bin 472 hekim “iyi hal belgesi” başvurusunda bulundu. Sağlık Bakanlığı'nın buna karşı attığı adım ise, muayene süresini 5 dakikaya indirmek oldu. 
 
SENDİKAL MÜCADELE 
 
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda da muhalif sendikalara dönük baskılar sürdü. Muhalif sendikalarda örgütlenmek isteyen sağlık emekçileri mobbinge maruz kaldı. Emekçiler, 2024 yılında da iktidara yakın sendikalara üye olmaya zorlandı. AKP’ye yakın sendikalarda yer alan isimler ise, hastanelerde yöneticilik pozisyonlarına getirildi. 
Tüm baskılara rağmen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) gibi birçok sendika, hastanelerde sendikal örgütlenme hakkından vazgeçmedi.
 
DEMOKRATİK BÜTÇE TALEBİ
 
Sağlık emekçileri, yaşadıkları sorunları haykırmak için yıl boyunca alanlardaydı. Emekçiler, yaşanan tahribatın ortadan kaldırılması, haklarının iadesi ve "insanca bir yaşam" taleplerini dile getirdi. Bütçe talebi öne çıkan başlıklardan oldu. “Emekten yana demokratik bir halk bütçesi istiyoruz” talebiyle birçok noktada açıklama yapıldı.  
 
YENİ DOĞAN ÇETESİ
 
Yıl içerisinde sağlık alanında yaşanan çürümeyi ortaya koyan en önemli olay, yenidoğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip 21 bebeğin ölümüne neden olan “Yenidoğan Çetesi”ne dair gelişmeler oldu. İstanbul'da, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) kazanç sağlamak için önceden anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ettikleri bebeklerin ölümlerine neden olan "Yenidoğan Çetesi"ne yönelik soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında 
 
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 22'si tutuklu 47 sanık hakkında 1399 sayfalık bir iddianame hazırladı. Sanıklara, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlamaları yöneltildi. Aralık ayında 15 kişi daha gözaltına alındı ve bunlardan 11'i tutuklandı. 
 
AİLE HEKİMLERİNDEN İŞ BIRAKMA EYLEMİ
 
Yıl sonuna doğru aile hekimler iş bırakma eylemi başlattı. Aile hekimleri, 2 Aralık'ta Aile Hekimleri Sözleşme ve Yönetmeliği geri çekilmesi ve iptali için 5 günlük iş bırakma eylemine başladı. Eylem boyunca, "Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ile tıbbi donanımı ve ASM kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelediği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar ASM sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Aile Hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. ASM’lerde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. ASM’lerde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır" talepleri öne çıktı. 
 
Aile hekimleri, sağlık çalışanları ve ebeler, söz konusu talepler doğrultusunda 6-10 Ocak 2025 tarihlerinde de yeniden eyleme başlayacak.
 
Yarın: Kadın 
 
MA / Ruken Polat