Koşuyolu Parkı bir haftadır gözaltında!

img
DİYARBAKIR - Kayıp yakınlarının 500’üncü hafta eylemi öncesi polis bariyerleriyle abluka altına alınan Koşuyolu Parkı ve Yaşam Hakkı Anıtı, bir haftadır gözaltında. Parkta dinlenen yurttaşlar ise hem ablukaya hem de kayıp yakınlarının eyleminin engellenmesine tepki gösterdi. 
 
1990’lı yıllarda JİTEM tarafından kaçırılan ve bir daha haber alınamayan, gözaltında kaybedilen kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 12 Eylül 2008 yılından bu yana Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde her hafta bir araya gelen kayıp yakınları, Diyarbakır Valiliği tarafından “kamu güvenliği” gerekçesiyle engellenmeye başlandı. Geçtiğimiz hafta 500. hafta eylemi öncesinde polis bariyerleriyle abluka altına alınan Koşuyolu Parkı ve Yaşam Hakkı Anıtı, bir haftadır gözaltında tutuluyor. Daha önce istedikleri yerden parka girebilen yurttaşlar ise bariyerler arasında açık bırakılan birkaç noktadan parka girebiliyor. 
 
Her hafta Yaşam Hakkı Anıtı önünde kayıplarının akıbetini soran aileler, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte açık alanda eylem yapması engellendi. İki yıl boyunca İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde eylemlerini sürdüren kayıp yakınları, 100 hafta sonra OHAL’in kaldırılmasıyla yeniden İnsan Hakları Anıtı önünde eylemlerine sürdürmeye devam etti.
 
‘KAYIP YAKINI VARSA EYLEM YOK’
 
İstanbul’un Galatasaray Meydanı’nda her hafta eylem yapan Cumartesi Anneleri’ne dönük uygulamadan sonra engellemeler Diyarbakır’a uzandı. Engellemeler, valiliklere verilen OHAL yetkilerine dayandırılıyor. Diyarbakır’da kayıp yakınlarının 500’üncü hafta eyleminin Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılmasını engelleyen polis, bu baskısını İHD Diyarbakır Şubesi önüne kadar taşıdı. Eylemi, kayıp yakınları olmadan yapılmasını isteyen polis, bir kayıp yakınının açıklamaya katılması üzerine eylemin İHD Diyarbakır Şube binasının kapısında yapılmasına da izin vermemişti. 
 
Polisin engellemesi sırasında beyaz tülbentli anneye tahammülsüzlük bir kez daha açığa çıktı. Kayıp yakınının ise polis engellemesine “Halay çekmiyoruz, cenazemizi, kemiklerimizi arıyoruz” şeklinde karşılık vermesi, 501 haftadır yapılan eylemin sürdürüleceğini ortaya koydu. 
 
‘KİMSEYE ZARARLARI YOKTU’
 
Parkta dinlenen yurttaşlardan Süleyman İlcan, Koşuyolu Parkı’nın bariyerlerle kapatılmasının çevreyi daralttığını belirterek, parkın bariyerlerle kapatılmasına başta bir anlam veremediğini söyledi. “Ben çimlere zarar gelmesin diye kapattıklarını düşünüyordum, eğer amaç Cumartesi Annelerinin eylemini engellemekse çok büyük bir sıkıntı yaşanıyor” diyen İlcan, “Kimseye baskı yapılmasın, zulüm yapılmasın, insanlar özgür olsunlar. Buradaki annelerin kimseye zararı yoktu. Çocuklarının akıbetini sormaya geliyorlardı. Onların burada eylem yapma hakkı vardı. Eylemlerinin hala da sürdürme hakları var” diye konuştu. 
 
‘EYLEM ONLARIN HAKKI’
 
Yaşananların 90’lı yılları aştığına dikkat çeken Mehmet Ulaş ise, polislerin gelip kendisini oturduğu yerden kaldırmasını istemediğini söyledi. Polislerin, “Sizin güvenliğiniz için bunu yapıyoruz” demelerini kabul etmediğini vurgulayan Ulaş, devletin her şeyi bırakıp Kürtlerle uğraştığını kaydetti. Ulaş, “Oturma eylemi Cumartesi Annelerinin hakkıdır. Çocukları faili meçhule gitmiş, çocuklarının akıbetini bilmiyorlar. Kimisi belki sağ olarak düşünüyor. Birisinin cenazesini görmeden inanmak biraz zor olur. Bu annelerin haklarını elinden almak resmen hakarettir, zulümdür” dedi.