‘İdam çözüm değil zihniyetin değişmesi gerekir'

  • kadın
  • 10:12 4 Temmuz 2018
  • |
img
DERSİM - Çocuk istismarı ve öldürülme vakalarının peş peşe gelmesinin bilinçli bir şekilde yapıldığını ve bunun üzerinden idamın getirilmek istendiğini söyleyen Dersimli kadınlar, idamın çözüm olmadığına, zihniyet devriminin gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yaptı. 
 
Türkiye’de kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar, şiddet ve öldürülme vakaları her geçen gün artıyor. Ankara’da 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’dan sonra Ağrı’da 18 gün boyunca aranan Leyla Aydemir’in de cenazesine ulaşıldı. 
 
Ülkede infiale yol açan Leyla ve Eylül’ün ölümüne tepkiler çığ gibi büyürken, kadınların öfke ve kaygıları da kat be kat arttı. Dersimli kadınlar, son dönemlerde çocuk kaçırmaları ve istismarların bilinçli bir şekilde yapıldığına dikkat çekerek, idamın getirilmesi için bunun yapıldığını belirtti. 
 
‘ARTIK HİÇ BİR YER GÜVENİLİR DEĞİL’
 
Dersimli esnaflardan 3 çocuk annesi Besime Çalışkan, erkek egemen toplumun hakim olduğu bir ülkede yaşadıklarını belirterek, AKP iktidarı ile kadın ve çocuğa yönelik cinsel istismar ve öldürülmelerin arttığına dikkat çekti. Çalışkan, iktidarın istismar ve katliamları önlemediğini belirterek, özelikle uyguladığı politikalarla bunu arttırdığını söyledi. Çalışkan, “Bir anne olarak çocuklarımızın karnını doyurmak için çalışıyoruz. Çocuklarımızı mecburiyetten eve bırakıyoruz. Ekonomik durumumuz olmadığı için çocuklarımızı kreşe de göndermiyoruz, haliyle sokaklarda oluyorlar. Ancak gelinen aşmada çocuklar için ne ev ne de sokaklar güvenilir değil. Yanı başımızdaki insanlardan korkar hale geldik. Kadınlar artık çocuk doğurmak istemiyor” dedi. 
 
‘İSTİSMAR DEVLET POLİTİKASIDIR’
 
Bu tür vakaların, toplum tarafından yeterli tepkiyi görmediği için arttığını dile getiren Çalışkan, “Çocuk ve kadınları katledenlerin kendilerine caydırıcı cezalar verilmediğini bildiği için bunları yapıyorlar. Devlet, caydırıcı cezalar vermeyerek bu vakaların artmasına neden oluyor. Bu nedenle artan istismar ve katliamlar bir devlet politikasıdır. Özelikle hükümet yetkililerin istismar ve katliamlara yönelik sarf ettikleri açıklamalar da önemli oranda etkileyici olduğunu düşünüyorum”  şeklinde konuştu.
 
'ÇOCUKLARIN KAYBEDİLMESİ BİLİNÇLİDİR'
 
Esnaflardan 2 çocuk annesi Güney Durgun Gök de, bir dönem kadın katliamları ve istismarlarının arttığını, ardından hayvanlara yönelik işkence yapıldığını, son olarak da çocuk kaçırmaları ve istismarın peş peşe yapılmasının dikkat çekici olduğunu belirterek, bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını söyledi. Gök, ülkede infial yaratan bu tür vakalar ile toplumun sınandığını dile getirerek, bilinçli olarak idam tartışmalarının ortaya atıldığını, bunun caydırıcı bir ceza olmadığını ve kesinlikle kabul etmediklerini ifade etti.   
 
‘ÇOCUK DOĞURMAK İSTEMİYORUM’
 
Gök, bir anne olarak çocuklarının geleceğine dair hiçbir şey göremediğini kaydederek, şunları dile getirdi: “Türkiye’deki bu vakalar beni derinden kaygılandırıyor. Yanı başımızdaki komşularımıza dahi güvenemiyoruz. Bu çok kötü bir şey. Türkiye’nin bu noktaya geleceğini bilseydim asla çocuk doğurmazdım. Bundan sonra da doğurmak istemiyorum. Masum çocukların bunları yaşamasını önleyemiyoruz. Çünkü ülke kötü bir zihniyet ile yönetiliyor.”  
 
‘İSYANIMIZI SOKAKLARA TAŞIYALIM’
 
Esnaflardan Olcay Karakaş da Türkiye’ye dair kaygılarının her geçen gün daha fazla arttığını ifade ederek, “TV’leri izleyemez hale geldik. Sosyal medyada sadece bu tür vakalar konuşuluyor. Her gün 5 çocuğun kayıp haberini alıyoruz. Ardından istismar sonucu katledildiğini duyuyoruz. Kadınlar olarak isyanımızı sokaklara çıkarak, çığlık atarak haykırmalıyız. Bunun için ne gerekiyorsa lütfen yapalım. Çocuklara yönelik bu tür vakalar artık son nokta. Türkiye’de hiçbir cezanın karşılık bulduğuna inanmıyorum. Zihniyet devriminin gerçekleşmesi gerekir. Bunu da eğitim ve bilinçle yapabiliriz” diye ifade etti. 
 
MA / Semra Turan