Düzce'nin genç adayı: Oylarımız çalınmazsa Meclis’teyim

img

İSTANBUL - HDP’nin en genç adaylarından Sema Güneş, gençlerin ve kadınların sesi olmak için aday olduğunu belirterek, “24 Haziran’da oylarımız çalınmazsa Meclis’teyim” dedi. 

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), renkli aday profillerinin yanı sıra çok sayıda genç aday göstererek dikkat çekiyor. 19 yaşında olan Sema Güneş, kadın ve genç kimliğiyle HDP'nin Düzce milletvekili adayı. İstanbul Gedik Üniversitesi’nde Adalet Bölümü’nde okuyan Güneş, Meclis’te gençlerin ve kadınların sesi olmak için aday olduğunu dile getirdi.  
 
‘DEVLET SÜREKLİ ENGEL ÇIKARTIYOR’
 
İstanbul doğumlu Mardinli baba ve Muşlu bir anneden olma Güneş, ailesinin köy baskınları sonucu göç etmek zorunda kaldığını belirtti. Kürtlerin sıkıntısı batı metropollerinde de sürdüğüne dikkat çeken Güneş, ilkokul, ortaokulu ve liseyi Kocaeli’nde okuduğunu ifade etti. Güneş, ekonomik nedenlerden kaynaklı liseyi yatılı okuduğunu belirterek, maddi sıkıntılar içerisinde büyüdüğünü söyledi. Güneş “O dönem dershaneye verecek paramız yoktu. Bende o yüzden, 'yurtta kalırsam daha başarılı olurum' düşüncesiyle yatılı okudum. Üniversitede de yatılı kalıyorum ama lise öğrencisi için bu biraz daha zor oluyordu. Çünkü henüz aileyi bırakacak, onlardan ayrı yaşayacak bir evrede olmuyorsun. Yurt ortamlarını az çok biliyoruz. Uyum sağlama noktasında yurtlar çok sıkıntılı. Kürt çocukları olarak biz zaten hayata bir sıfır yenik başlıyoruz. Bir de hayatın bize attığı darbeler var. Gerek psikolojik olsun, gerekse birebir savaş içerisinde yaşama olsun bunların içinde büyüdük" diye konuştu. 
 
‘GENÇLERİN SESİ OLMAK İÇİN ADAY OLDUM’
 
Gençlerin sesi olabilme düşüncesiyle milletvekili adayı olduğunu anlatan Güneş, aynı zamanda HDP'nin kadın kimliğine verdiği değer de kendisinin etkilediğini söyledi. Güneş, “HDP’nin başta kadına ve gençlere vermiş olduğu bu değer beni etkiledi. Herkesin dilinde 'gençler bizim öncümüzdür' sözü aşındı ama bunu en iyi yansıtan, içselleştiren tek parti HDP’dir. HDP’nin gence, kadına verilen değerin sözde olmadığını pratikte de yaptıkları çalışmalarında da görüyoruz. Bu inancı bana HDP verdi o yüzden tercihim HDP oldu” dedi. 
 
Aday seçilmesinin kendisini çok şaşırtmadığını ifade eden Güneş, "Gittiğim birçok yerde genç olmamdan kaynaklı olumlu tepkiler alıyorum. Bu tepkiyi sadece HDP’lilerden değil, diğer partilerden insanlardan da bu tepkiyi alıyorum" diye belirtti. 
 
‘AKP ÇALMAZSA MECLİS’TE OLURUZ’
 
Öğrenci olmanın yanı sıra aynı zaman da işçi ve emekçi olduğunu da vurgulayan Güneş, bir ay öncesine kadar da gündüzleri fabrikada, akşamları otobüs bilet yazıhanelerinde çalıştığını dile getirdi. “Eğer gerçekten bir eğitim almak istiyorsanız ve ailevi durumunuz yoksa çalışmak zorundasınız” diyen Güneş, “Genç olmanız bir şeyi değiştirmez. Nerede iş verirlerse orada çalışırsınız. Aslında en çok öğrencinin işe ihtiyacı var ama birçok yer öğrenci olduğunuz için size izin vermiyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
24 Haziran’da milletvekili olacağına inanan Güneş, şöyle devam etti: “Eğer Düzce’de halkımızın oyunu çalıp çırpmazlarsa seçileceğim. AKP halktan bir şeyleri çalmazsa 25 Haziran’da Meclis’te oluruz. Biz çalışmalara başladık. Gençlerle birebir konuşup sohbet ediyorum. Genç olduğum için birbirimizin dilinden anlıyoruz. Okuma oranı Düzce'de çok düşük. 15-16 yaşında gençlere baktığınızda kuaförlerde, mağazalarda, inşaatlarda çalışıyorlar. Hâlbuki okulda olmaları gerekiyor.” 
 
‘GENÇLERDE HERŞEYİN FARKINDA’
 
Okuma oranını bu kadar düşük olması iktidarın izlediği politikalara bağlayan, Güneş, Düzce'nin sorunlarına ilişkin de konuştu. Düzce’nin mozaik yapısına dikkat çeken Güneş, şunları dile getirdi: “Faşizmin ağır darbelerini almış her genç kendi içinde artık bunu böyle gitmeyeceğini, bu durumun yanlış olduğunun farkına varıyor. Düzce bir bakıma 90’ların genel Türkiye hali.  Biraz geriden gelen bir ilimiz diyebiliriz. Gençlerin madde bağımlılığı problemleri var. İletişim sorunu yaşıyorlar, kendilerini iyi ifade etme ortamı bulamıyorlar." 
 
‘ONLARA GÜZEL BİR DERS VERMELİYİZ’
 
Güneş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün biz ne soru sorabiliyoruz ne de sorgulayabiliyoruz. Soru sorduğumuz zaman hemen suçlu oluyoruz. Bundan dolayı biz soramadığımız, sorgulatamadığımız her şeyin sorusunu bu seçimlerde sormalı ve onlara güzel bir ders vermeliyiz.” 
 
MA / Bilal Seçkin