Tüm zorluklara rağmen kendi işini kurdu

  • kadın
  • 09:17 21 Nisan 2018
  • |
img
DİYARBAKIR - Babası devlet tarafından öldürüldüğü küçük yaşlardan itibaren annesi ile birlikte çalışmak zorunda kalan Melek Aslan, iş hayatında mobbinge maruz kalmasına rağmen azminden taviz vermedi. Erkeklerin söylediklerine kulak asmayan Aslan, matbaa açarak kendi işinin sahibi oldu. 
 
İstihdam sorunu yaşayan kadınlar bin bir çaba sonucu girdikleri işlerde işverenin veya müşterilerin baskısına karşı mücadele ediyor. Bu kadınlardan biri 90’lı yıllarda köyleri boşaltıldığı için ailesi ile birlikte Diyarbakır’a göç eden 28 yaşındaki Melek Aslan. Babası devlet tarafından öldürüldüğü için küçük yaşta annesi ve 7 kardeşiyle birlikte hayata tutunmaya çalışan Aslan, annesinin tezgahta dokuduğu kilimleri satarak aile bütçesine katkı sunmaya başladı. 
 
Melek Aslan, 16 yaşındayken başladığı çalışma yaşamında şimdi kendi işinin sahibi. Onca zorluğa rağmen ayakta duran Aslan, Diyarbakır’da kurduğu matbaa ile geçimini sağlıyor. 
 
‘KADINA KARŞI CİNSİYETÇİ YAKLAŞIMAR ÇOK FAZLA OLUYOR’
 
Köyden kente göç ettiklerinde annesinin kendilerine bakmak için sürekli kilim dokuduğunu, ona destek olmak için kendisinin de çocuk yaşta okulu bırakarak işe koyulduğunu belirten Aslan, bir süre de kafelerde çalıştığını, buralarda emeklerinin sömürüldüğünü dile getirdi. Günde 15 saate varan sürelerde çalıştığını, özellikle müşterilerin tacizinin hiç eksik olmadığını anlatan Aslan, “Erkek müşteriler, hesap fişlerine kendi numaralarını yazmaları gibi tacize varan davranışlar oluyordu. Yani bunu işvereninizle konuşamıyorsunuz çünkü işveren erkek ve müşteri her zaman haklıdır zihniyetiyle olaya yaklaşıyor. Israrcı olduğumuzda işvereniz sizi ekmeğinizle tehdit etmesi söz konusu oluyor” diye konuştu.
 
‘KARŞI ÇIKANLAR EKMEĞİYLE TEHDİT EDİLİYOR’
 
Kadın olarak çalışma hayatında sürekli baskıya maruz kaldıklarını, başta işveren olmak üzere sürekli mobbinge uğradıklarını belirten Aslan, cinsiyetçi tavırlarla da sıkça karşılaştıklarını dile getirdi. Çalışan erkeklerin sigortası yatırılırken, kadınların görmezden gelindiğine işaret eden Aslan, “Yapılan haksızlığı dile getirmeye çalıştığınızda yüksek ses tonu ve azarlamayla karşılaşırsınız ya da hakkınız olan primi elinizden almakla tehdit edilerek izin günleriniz kaldırılır. Bu ve buna benzer cezalandırma yöntemlerine maruz kalan bir kadının motivasyonu düşer. Ve insanın özgüvenini yok eder. Kadınların çalışma hayatındaki büyük etkisi ise özgüven eksikliğine neden oluyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘KADIN SÜREKLİ ERKEĞİN YARGILAMASINA MARUZ KALIYOR’ 
 
Kadın olarak çalışma hayatında yaşamış olduğu olumsuzlukların kendisini yıldırmadığını aksine daha da hırslandırdığını vurgulayan Aslan, bütün riskleri göze alarak bir matbaa dükkânı açtığını aktardı. Matbaada bastırmak için aldığı siparişlerin tasarımını kendisinin yaptığını ifade eden Aslan, “Okul, düğün ve yemek davetiyelerinin kartlarını bastırdıktan sonra müşterilerime telefon üzerinden ulaşarak teslim ediyorum. Başlarda kadın olmamdan kaynaklı müşteri bulmakta zorlanıyordum. Bastırdığım kartların tanıtımını yaparken esnafları tek tek gezmek zorunda kalıyordum. Erkek esnaflar bana hep ‘Kadına göre bir iş değil’ diyorlardı. Kadınsanız kendi işinizi dahi yapsanız sürekli bir erkeğin yargılamasıyla karşı karşıya kalırsınız. O yüzden bütün kadınların ben yapamam anlayışından kurtulması lazım. Çünkü bir kadın bir işi yapmak isterse erkekten daha iyisini yapar. Her kadının kendi emeğinin peşinden koşması ve kendi ayağı üzerinde durması gerekir ancak o zaman özgür olabilir” dedi. 
 
MA / Esra Solin Dal