HDP İstanbul İl Eşbaşkanı: 24 Haziran’da yeni bir Türkiye’ye uyanacağız

img
İSTANBUL – AKP- MHP ittifakının baskın seçim kararını değerlendiren HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir, 16 Nisan referandum sonuçlarını hatırlatarak, "24 Haziran’dan sonra yeni bir Türkiye’ye uyanacağız” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, AKP- MHP ittifakının baskın seçim kararının ardından seçim çalışmalarının startını verdi. İl Eşbaşkanı Esengül Demir, baskın seçim kararını, İstanbul’un önemine ve yapacaklarına dair konuştu. 
 
‘AKP’NİN OY KAYBETTİĞİNİ GÖSTERİYOR’
 
İktidarın ekonomik ve siyasi gelişmelerden kaynaklı tıkandığı bir noktaya geldiği için baskın seçim kararı aldığını belirten Demir, “Türkiye’de son dönemde Efrin işgali sonrası beklentilerin istendiği sonucu vermemesi, yapılan araştırmalarda saldırı sonrası AKP’nin oylarının artacağı yöndeydi. Fakat yüzde bir oranının üstüne çıkamadığı görüldü. Onun ardından ekonominin gittikçe inişe geçmesi, ülkede üretimin hiç yapılamıyor oluşu, dövizin yükselmesi, dış borç açığının büyümesi ve iç ile dış siyasal açmazlar AKP’nin seçim kararı almasına neden oldu. Kasım gibi erken seçim beklentisi içindeydik. Buna ilişkin hazırlıklarımızı yapmıştık. Açıklama ile o kadar bekleyemeyeceklerini gösterdiler çünkü bütün bu veriler AKP’nin hızla oy kaybettiği, eridiği ve gittikçe de toplumsal tepkilerin büyüyeceği gerçeğini bize gösteriyor” dedi. 
 
‘PANİKLE ALINMIŞ BİR KARAR’
 
Demir, milliyetçi ittifakın seçime gitme nedenlerini şöyle sıraladı: “24 Haziran seçimi seçmenlerin şehir dışına çıkmadığı bir tarihtir. Birincisi büyük kentlerde okulların yeni tatil olduğu bir dönem, seçmeni kaybetmemek üzerine seçilmiş. İkincisi de altında hızla seçime giderek muhalefeti hazırlıksız yakalamak düşüncesi de yatıyor. Kendi adayları zaten belli. Erdoğan başından beri AKP’nin tek adayı. ‘Seçime hazırlanın’ talimatı verilmişti zaten. Dolayısıyla muhalefeti hem boşa düşürmek hem de büyüyen krizin ardından oy potansiyelinin erimemesi için hızla alınmış panik bir karar olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir süreçte Türkiye hemen bir seçim atmosferine girmiş bulundu.” 
 
‘İSTANBUL BELİRLEYİCİ BİR KENT’
 
İstanbul’un seçim sonuçlarını belirleyecek en önemli kentlerden biri olduğunu hatırlatan Demir, şöyle devam etti: “İstanbul birincisi Kürt seçmenin en fazla olduğu metropol, ikincisi emekçi sınıfının en yoğun olduğu, kadınların hem iradesinin hem de sayısının çok yoğun bir kent. Dolayısıyla İstanbul bütünlüklü olarak Türkiye siyasetini belirliyor.  Referandum sürecinde de İstanbul belirleyen bir kent olmuştu ve AKP en büyük ilçelerini kaybetti İstanbul’da. İstanbul dışında diğer büyük şehirleri de kaybetmişti. İstanbul bu seçimde de yine kilit kentlerden bir tanesi olacak. Efrin işgalinden sonra AKP’ye oy vermiş olan Kürtlerde de ciddi kırılma yaşandı. AKP bunun farkında. Yüzde 2-3 oranında orta sınıf Kürtlerden aldığı oyun da tehlikeye girdiğini düşünüyoruz. AKP’nin bu koşullarda MHP ortaklığıyla milliyetçi, ulusalcı, ırkçı kesimden alacağı oy dışında çok fazla bir oy oranı yok.”
 
‘1 MAYIS İLE SEÇİM ÇALIŞMALARI BAŞAT GİDECEK’
 
Sosyalistler, devrimciler ve bu ülkenin gerçek sahiplerinin AKP’nin 15 yıllık iktidarı boyunca ciddi anlamda baskı altına alındığını belirten Demir, “KHK ile işinden olan, tutuklanan akademisyenler, gazetecilere dönük uygulamalar sıradan yurttaşın da evinde hissettiği baskıdır. Şu dönemde insanlar ‘bunlardan kurtulalım’ düşüncesinde. Son dönemde 5 seçim yaptık. Şimdi yeniden panik seçim sürecine giriyor. Toplumun seçimden sıkıldığı bir süreç olmasına rağmen bu seçim kararının bence yeni bir nefes alanı açtığını yarattığını düşünüyoruz. Şuan itibariyle toplum seçime hazırlanmış ve o psikolojik eşiği aşmış durumda. Normalde şikayet etmesi, ‘yeniden sandığa gitmeyelim’ denirdi ama bir seçim havasına girmiş bulunuyor.  Ben bu seçimde de bütün bu itirazların iktidarın gitmesi ve ülkede yeniden ortak bir arada yaşama koşulları oluşması arzusuyla insanların sandığa gidip kendi tercihini kullanacağını düşünüyorum. Tespitte de bulunduk. Özellikle orta sınıf ve Kemalist diye tanımladığımız bir kesim sandıklara çok fazla gitmezdi ama bu seçimde hemen hemen her kesimin sandığa gideceğini düşünüyorum. Yılların baskısı var. Bıkkınlık, öfke var ve bütün bunların sandığa yansıyacağını, sandıktan da sonuç almaya yönelik olacağını düşüyoruz. Bu minvalde bir psikoloji var” dedi. 
 
HDP il ve ilçe örgütlerinin seçim startını verdiğini ve aktif olarak sahada olacaklarını kaydeden Demir, en büyük kitleselliği bekledikleri 1 Mayıs ile seçim çalışmalarını başat götüreceklerini söyledi. Demir, “En büyük işçi kenti, hak gaspının yaşandığı bir kent. Dolayısıyla 1 Mayıs’a giderken işçi ve halkı alanlara çağırırken seçim çalışmasını birlikte yürütmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. 
 
'HER SEÇMENE GİTMEYİ HEDEFLİYORUZ’
 
Peş peşe yapılan seçimlerde en fazla deneyim kazanan partilerden biri olduklarını ve kendilerine dönük baskı politikalarına rağmen dimdik ayakta olduklarının altını çizen Demir,  il örgütü olarak planlamalarına dair de şunları aktardı: “Seçim kararının açıklanması anından itibaren örgütümüz içinde ve dışında pek çok insan bize ulaştı. Seçim çalışmasında yer almak istediklerini söyledi. İstanbul büyük bir metropol ve 3 bölge olarak değerlendiriyoruz. Bütün ilçe örgütleri il yönetimimizle geniş bir toplantı aldık. Daha önceki seçim deneyimlerimizden 3 bölge üzerinden örgütlenecek. Bu seçimde referandum seçiminden farklı olarak sandık sayısının arttığını görüyoruz. 25 bin sandık vardı, şimdi 30 bin sandık olmuş. Daha önce de sandık görevlisi belirlemiştik. Yine hedefimiz her sandık başında iki arkadaşı görevlendirecek bir çalışma yürütmek. Her okulda bir sorumlu olması, aynı zamanda bu işin teknik boyutunu organize edecek bir teknik ekibimiz olacak. Bütün bu çalışmaların ön hazırlığını şimdiden oluşturuyoruz. Zaman çok sınırlı. O yüzden HDP’nin öncelikle gideceği kitle kendi kitlesi olacaktır. Çünkü özellikle Kürtleri yok sayan, soykırımla yok etmeye çalışan bir iktidarın Kürtler üzerinde yarattığı kırılmanın elbette ki kitlelere ve tabana aktarılması gerekir. İlk hedefimiz bu. İkincisi de İstanbul’da bulunan bütün seçmenleri hedefliyoruz. 
 
‘TEK ADAM REJİMİNİN KARŞISINDA OLMAK’
 
“Kadınlar, çocuklar, çevre, kent bizim asıl problemlerimizdir” diyen Demir, “Bu problemlerin çözümü noktasında HDP söz söyleyen ve çözüm önerilerini getiren bir parti olarak sahada olacak. Bu süreçte diğer dönemlerden farklı olarak politik farklılıkları olmasına rağmen insanların ortaklaştığı bir nokta var. O da tek adam rejiminin karşısında olmak. Binlerce insanın geleceğine dair öngörüsünün olmadığı ve ekonomik olarak da gittikçe dibe vurduğu bu yükün sonucunun daha sonraki kuşaklar üzerinden ödeneceği bir süreç yaşanıyor. Burada birleşmek ve ortaklaşmak gibi tutumumuz var.”
 
‘TÜM TÜRKİYE’DE KAYBEDECEKLER’
 
AKP-MHP ittifakının İstanbul özelinde tüm Türkiye’de kaybedeceğini dile getiren Demir, AKP’nin kendi seçmen kitlesinde de büyük bir memnuniyetsizlik ve gelecek kaygısının olduğunu söyledi. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:  “İstanbul bütün bu dinamikleri barındırdığı için asıl belirleyen kentlerden bir tanesi olacak. Erken seçim kararı bence AKP’nin kendi intiharı olmuştur. Erken seçimle bütün bu tehlikeleri atlatabileceğini, yeniden tek başına iktidara gelebileceği hesaplarını kurmuşken toplumdaki büyük tepkinin de farkında olduklarını düşünüyorum. İnanılmaz bir öfke var. AKP’nin iktidarı döneminde toplumu mağdur etmediği hiçbir kesim kalmadı. Sıradan vatandaştan siyaset üretene, kamu emekçisine büyük mağduriyet oluşturdu. Dolayısıyla buna karşı toplumda bir tepki ve öfke var. Bunun bir yansıması olmak zorunda. Halkta da ‘yeter artık bunlar gitsin normal hayatımızı sürdürelim’ psikolojisi var. Geleceğe dönük kaygıları olan insanların tek sorumlunun AKP olduğunu biliyor. Toplumun geldiği son nokta AKP’nin gitmesi gerektiğinde ortaklaşma olduğunu düşünüyoruz.” 
 
'24 SAAT UYUMAMA KARARI ALDIK’
 
Seçim güvenliği en önemli unsur olduğuna da değinen Demir, bu sürece karşı alınması gereken önlemlere ilişkin şunları ifade etti: “Seçim güvenliğinin İstanbul için başka bir boyutu bölge için başka bir boyutu var. Bölgede ciddi bir problem. İstanbul’da 30 bin sandık olduğu söylendi. Biz kendi cephemizden bu 30 bin sandıkta iki görevli vermek üzere planlama yapıyoruz. Diğer bütün demokrasi güçlerine de çağrımız var. Seçim güvenliğinin sadece bizim denetim ve kontrolümüzde yapılması mümkün değil. Her vatandaşın bu süreçte sandık güvenliği için görev alması gerekli. Referandumdaki o ortaklaşmanın ben bu süreçte daha fazla artacağını ve insanların çok daha fazla gönüllü olacağını düşünüyorum. YSK’nın son aldığı kararlar var. Nasıl tutum alacağımızı, listemizi önceden veriyorduk. Bu engellendi. Sandık başkanı yoksa okul görevlilerini arttırmayı planlıyoruz. Biz artık 24 saat uyku yok kararını aldık. 2 ay boyunca gece gündüz uykusuz bir süreç başladı. Alışkınız daha önceki tempolardan. Bu dönem daha önemli.” 
 
‘DEĞİŞİMİN SAĞLANABİLMESİ İÇİN SANDIK BAŞINA’
 
“24 Haziran’dan sonra ya yeni bir Türkiye’ye uyanacağız ya da Erdoğan istediği sonucu almazsa ülkeyi kaotik bir sürece götürmeyi hedefleyecek” diyen Demir, sözlerini şöyle tamamladı: “Erdoğan’ın bütün planı yüzde yüz kazanmak üzerine kurgulanmış durumda. Seçimde kaybettiğinde nasıl bir refleks sergileyeceği üzerinde de kafa yormak durumundayız. İki seçeneği de toplum değerlendirmek durumundadır. Seçimden sonra kaotik bir süreç de olabilir. Toplumun bir şekilde ona da hazırlıklı olması gerekiyor. Onun için ülkede yeniden bir değişimin sağlanabilmesi için sorumluluk alması, sandık başına gitmesi, görev alması ve her vatandaşın bu anlamda üzerine düşeni yapması gerekiyor.” 
 
MA / Necla Demir - Bilal Seçkin