Köklerine dönüp kadınlara ilham oldu

  • kadın
  • 09:04 22 Şubat 2018
  • |
img

DERSİM - Dersim sürgünü bir ailenin çocuğu olarak Adana'da doğan ve çocuk yaşta ağır işlerde çalışmak zorunda bırakılan Zeynep Altun, memlektine yerleşerek, kendi işinin sahibi oldu. Altun, eril zihniyetine karşı verdiği mücadeleyle başka kadınlara ilham oluyor. 

Türkiye’de hayatın her alanında kadınlar hem aile içi hem de dışarıda baskı altında yaşam mücadelesi veriyor. Her gün yüzlerce kadın şiddete maruz kalırken, cinayetler de eksik olmuyor. Bu zihniyete karşı mücadele eden kadınlar ise umudu büyütüyor. Erkek egemen zihniyetle çocuk yaşlarda tanışan Dersimli Zeynep Altun’un verdiği mücadele başka kadınlara da ışık tutuyor. 
 
37 yaşındaki Altun, 1938 Dersim katliamından kurtulan ve topraklarından Türkiye metropollerine zorla göç ettirilen bir ailenin çocuğu. Adana’da doğan Altun’un ailesi, geçimini sağlamakta zorlanınca henüz 14 yaşındayken İstanbul’un yolunu tutar. 
 
14 YAŞINDA BAŞLAYAN İŞÇİ MÜCADELESİ
 
Altun, maddi sıkıntılar ve ailenin en büyük çocuğu olması nedeniyle henüz 14 yaşındayken çalışmak zorunda kalır, 20 yıl tekstil fabrikalarında çalışarak ailesine katkı sağlar. Çocukluğundan gençliğine hayatın her alanında erk zihniyeti ile karşı karşıya kalan Altun, köklerine dönüş yaparak Dersim'e yerleşmeye ve kendi işinin sahibi olmaya kararı verir. 5 yıl önce Dersim’de moda evi açarak iş sahibi olan Altun’un esnaflığı kadınlara ilham oluyor.  
 
‘ÇOCUKLUĞUMU ANLATACAK BİR ANIM YOK’
 
Zeynep Altun, yaşadığı zorlukları, “Çocuk yaşta çalıştırılmak çok zor, bunu büyüdükçe anladım. Çocukluğumu hatırlatacak hiç bir anım yok. Her zaman çalışmak zorundaydım. Hiçbir zaman bir çocuğun hayal ettiği gibi bir yaşamım olmadı. Ailemin yaşam koşulları beni buna zorunlu kıldı” sözleriyle özetledi. 
 
‘ÇOCUKLARIN ÇALIŞTIRILMASI ÜLKENİN SORUNU' 
 
Bir bireyin çocuk yaşta çalıştırılmasının kötü bir durum olduğunu dile getiren Altun, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çocukken çalıştırıldığım iş yerlerinde çok zorluklar çektim. Yıprandım, azarlandım. 15 saat çalıştığım ve karşılığını almadığım zamanlar oldu. Çünkü çocuğa para hakkı verilmiyor. Fazla çalıştırılınca da 'nasıl olsa çocuktur hakkını savunamaz' diye yaklaşılıyor. Bir çocuk oynamalı, yaramazlık yapmalı, çalıştırılmamalı. Çocukların çalıştırılmasına karşıyım. Ben de çalıştırılmak zorunda kaldım; ama ben eminim ki hiçbir anne ve baba çocuklarının çalışmasını istemez. Bir aile çocuğunu çalıştırmak zorunda kalıyorsa bu o ülkenin büyük bir sorunudur. Kanayan bir yarasıdır. Yapılması gereken çocukların çalıştırılmasını yasaklanmasıdır.” 
 
‘İŞİMİN SAHİBİ OLARAK MÜCADE ETMEK İSTEDİM’
 
Altun, tekstil ortamlarında çalışmanın sıkıntılı olduğunu belirterek, “Büyüdükçe de bu kez kadın olarak zorluklar başlıyor. Hak denen bir şey yok. Hakkını alamıyorsun. Kadın olarak iş hayatında sayısız haksızlığa uğruyoruz. 5 gün uyumadan çalıştığımı hatırlıyorum. Makine başında uyukluyorduk. Bu zorluklar işimin sahibi olmamı şart kıldı. Kendi iş yerimi kurarak bu zihniyete karşı da bir mücadele vermek istedim” dedi.
 
KADIN OLARAK ESNAFLIĞIN ZORLUKLARI 
 
Kadın esnaf olarak da birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını ifade eden Altun, “İhaleye giremiyorum. Arkanın sağlam olması ahbap, torpil gerekiyor. Daha doğrusu erkek olman gerekiyor. Bu ülkede kadın olmak bu zihniyete karşı mücadele etmeni gerektiriyor” diye konuştu. 
 
‘KENDİ MEMLEKETİMDE HİZMET VERMEK İSTEDİM’
 
2013 yılında Dersim’e yerleşen Altun, “Burada işimin sahibi oldum. Kendi memleketimde hizmet vermek beni daha mutlu ediyor. 5 yıldır yaşadığım kişisel mutluluğu ben 25 yıl öncesinde yaşamadım. İnsani değerleri Türkiye metropollerinde hiçbir şekilde görmedim” dedi. 
 
‘EMEK PARAYLA ÖLÇÜLMEZ' 
 
Kadın olmanın zorluğunu her geçen gün daha iyi anladığını belirten Altun, “Kendi iş yerimi tek başıma verdiğim mücadeleyle açtım. Hiç kimseden yardım almadan kendi çabamla bu noktaya geldim. Hiçbir zaman da patron olmadım. Patronluk algısını da hiçbir zaman kabul etmedim. Kendi işyerimde işçiliğime devam ediyorum. Yanımda çalışan arkadaşlarımla hiçbir zaman patron işçi ilişkisi yaşamadık. Hiçbir zaman bir insanın emeğini parayla ölçemeyiz. Emeğin karşılığı yoktur. Hiçbir iş yerinde de bu algının olmasını istemiyorum” mesajı verdi. 
 
‘KADINLAR ÖZ GÜCÜNE İNANSINLAR’
 
Yaşadığı zorlukları artık gülerek anlatan ve bundan sonra ne bir çocuğun ne de bir kadının böyle bir hayatı yaşamasını istemeyen Altun, kadınlara şu mesajı verdi: “Kadınlar kendilerine güvensinler. Kendimize ve gücümüze inanalım. Benim iş yeri açma gibi ne param vardı ne de hayalini kurabiliyordum. Patronlar hiçbir zaman emek vermeden işçilerin gücünden kazanırlar. Herkes esnaf ya da işinin sahibi olacak diye bir şey yok. Ama kadınların kendilerine güvenmesi ve yapamayacağı hiçbir şey de yoktur. Her şeyden önce kendi öz gücümüze inanalım. Biz varsak iş yerleri vardır. Biz yoksak o iş yerleri de yoktur.”
 
MA / Semra Turan