Suruç yaralıları: 20 Temmuz'daki anmaya oyuncaklarla gelin 2018-07-18 09:16:29 İSTANBUL - Suruç katliamından yaralı kurtulan Koray Türkay ve Yasin Can, 20 Temmuz’da Kadıköy'de yapılacak anmaya katılım çağrısında bulunarak, "Anmaya gelenler yanında oyuncak da getirsin" dedi.  Kobanê’ye oyuncak götürmek ve çocuklara yeni yaşam alanları yaratmak amacıyla 20 Temmuz 2015’te Türkiye’nin dört bir yanından Sosyalist Gençlik Federasyonu Derneği’nin (SGDF) çağrısı ile bir araya gelen gençler, Suruç'ta toplandı. Suruç’ta bulunan Amara Kültür Evi’nin bahçesinde açıklama yapmak için bir araya gelen onlarca kişi arasına giren canlı bomba sonucu 33 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı. 3 yıldır devam eden davada hak arama mücadelesi bir an olsun durmazken, Suruç Aileleri İnisiyatifi her ayın 20'sinde yaşamını yitiren 33 kişi için Kadıköy Khalkedon Meydanı'nda sessiz oturma eylemi gerçekleştiriliyor.    KATLİAMIN 3'ÜNCÜ YILDÖNÜMÜNDE YÜRÜYÜŞ    Ortaya çıkan deliller ve görüntülere rağmen faillerin ya tutuksuz yargılandığı ya da hiç yargılanmadığı Suruç dosyasına dikkat çekmek ve Suruç katliamını 3'ncü yıldönümünde anmak amacıyla gençlik örgütleri, 20 Temmuz Cuma günü Kadıköy Halitağa Caddesi'nden Mehmet Ayvalıtaş Parkı'na yürüyüş düzenlemeye hazırlanıyor. Suruç katliamından yaralı olarak kurtulan Yasin Can ve Koray Türkay, dava sürecine ilişkin konuştu.    ‘BU ÜLKEDE HUKUK HİÇBİR ZAMAN GERÇEK ANLAMDA İŞLEMEDİ’   Suruç katliamında yaralı olarak kurtulanlar arasında yer alan Yasin Can, 20 Temmuz 2015’de korkakça ve vahşice bir katliama tanıklık ettiğini söyleyerek, katliamda hayatını kaybeden 33 arkadaşlarının acısını hala ilk günkü sıcaklığıyla yaşadığını belirtti. Can, “Bizler yaralı olarak kurtulduk ama psikolojik olarak ağır durumlar yaşadık. Katliamdan sonra kendimizi toparlayarak vahşice yapılan katliamın hesabını sormak için yolumuza devam ettik” dedi. Devam eden dava sürecinin takipçisi olduklarını da ifade eden Can, “İlk günden söylediğimiz gibi bu ülkede hukukun varlığına inancımız yok. Eskiden beri biliyoruz ki bu ülkede hukuk gerçek anlamda işlemedi. Bunu Madımak katliamında, daha önce yaşanan katliamlardan da biliyoruz. Bu ülkede insanlık adına atılan her adım katliam ve saldırı ile son buluyor. Demokrasi ve barış adına bedel veren herkes işkence ve hukuksuzluk ile karşı karşıya ne yazık ki” dedi.    ‘AKP FAŞİZMİNE KARŞI MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’   Kamuoyu ve devlet yetkililerinden tek isteklerinin üç maymunu oynamayı bırakmak olduğunu ve katliamın üstünden üç yıl geçtiğini hatırlatan Can, “Aradan üç yıl geçti fakat faillerin yargılanması bir yana sanki sorumlusu bizlermişiz gibi sürekli tutuklanma, gözaltı ve baskı ile karşı karşıyayız. Suruç yaralıları, dava avukatları tutuklanmış durumda. Tüm bu haksız ve hukuksuz anlayışa rağmen sürdürülen davanın takipçisi olmaya devam ediyoruz. AKP faşizmine karşı sonuna kadar, her koşulda şehitlerimizin, gerçekliğin peşinde bedel ödeyenlerin yanında olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.   ‘KATLİAMDA DEVLETİN DE PARMAĞI VAR’   Katliamdan sorumlulara dair hiçbir adım atılmadığını dile getiren Can, “Katliamın yaşanmasında önlem almayanlar 7 milyar 500 lira cezalandırıldı. Bu ceza değil ödüldür. İhmalin olduğu kabul ediliyor ve buna karşı sadece para cezası ile olay kapatılmak isteniyor. Bu asla kabul edilir bir şey değil" sözleri ile tepki gösterdi. Devlet yetkililerinin katliamı aydınlatmak istemediğini söyleyen Can, “Olayın içinde kendi parmaklarının çıkacağını bilen devlet güçleri davanın kapatılmasını istiyor. 15 Temmuz darbe girişiminde de HDP meclise bunun sorumlularının araştırılması için gen soru vermişti ama AKP tarafından bu ret edildi. O gün darbe girişiminde parmağı olanlar ile bu katliamın üstünü kapatmak isteyenler aynı kişilerdir. Araştırılırsa gerçek sorumluların kim olduğu, devletin olayın neresinde olduğu ortaya çıkacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir katliamın aydınlatılmasında bu kadar uzun süren bir dava olmamıştır” dedi.   ‘ANMAYA GELENLER YANINDA OYUNCAK DA GETİRSİN’   Her ayın 20’sinde Kadıköy’de anma etkinliği yaptıklarını hatırlatan Can, katliamın üçüncü yıldönümünde de yine alanlarda olacakları mesajı verdi. O gün yapacakları anmaya da çağrıda bulunan Can, "Tüm demokrasi mücadelesi verenler, barış elçisi olanlar bizim yanımızda yaşamı savunmak için orada olmalıdır. Zaman artık yerinde durma değil, bize ‘size yaşam hakkı yok’ diyenlere karşı sokaklarda bir araya gelme zamanıdır. Bugün susarsak yarını yaşama şansımız elimizden alınacak” dedi. Can son olarak anma etkinliğine gelenlerin yanında çocuklar için oyuncak getirmesini isteyerek, “Katliam ile yarım bırakılmak istenen düşümüzü gerçekleştirmek için o gün gelecek oyuncakları yine çocuklara ulaştıracağız” dedi.   ‘DALGA GEÇER GİBİ DAVA YÜRÜTÜYORLAR’   Katliamın üzerinden üç yıl geçmesine rağmen sorumluların hala ortaya çıkarılmamasına tepki gösteren bir diğer Suruç katliamı yaralısı olan Koray Türkay ise, “Katliamın planlayıcısı olarak tek bir kişi tutuklandı. Mahkeme heyetinin bize göstermediği saygıyı sevgiyi katillere gösterdiğine şahit olduk. Bu tutum Türkiye siyasetinin bir yansımasıdır. Siyasi yapı dışında devlet mekanizmasının özgür ve bağımsız iradesinden bahsedemiyoruz. Türkiye şuan bir kişinin dudağı arasından çıkacak bir söze sıkıştırılmaya çalışılıyor. Suruç katliamı da Türkiye’de yaşanan Soma, Maraş, Ankara katliamlarında verilen sonuçlar gibi kapatılmak isteniyor. Adalet, hukuk gibi kelimeler Türkiye’de artık gerçek anlamını ifade etmiyor. Fiili ve kavram karşılığını karşılayacak ne hakim, ne yargıç ne de bir anayasa söz konusu değil” dedi. Haklı davalarının sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyleyen Türkay, "Bizimle dalga geçer gibi dava sürecini yürüten hakimler, savcılar var. Fakat bu bize geri adım attırmayacak. Davayı gerektiğinde uluslararası boyuta da taşıyacağız” dedi.   ‘KİMSENİN SORUMLULUĞU ÜSTLENMEMESİ AKP'DE GELENEK’   Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  ‘verin 400 vekili bu iş bitsin’ tehdidini seçim kampanyası olarak yürüttüğünü ve bu istediği sonucu alamayınca da savaş politikasını devreye soktuğunu dile getiren Türkay, "Bu söylemlerimiz sadece bir iddiadan ibaret değil. Ortaya konulan belgeler bizi teyit ediyor. Teknik takiplerin yapıldığı ve bu takipler ile katliamın yapılacağı belirlenmiş olmasına rağmen yol verildiğini görebiliyoruz. Bütün bu siyasal sorumluluk ortadayken kimsenin sorumluluğu üstlenmemesi AKP’de gelenek haline gelmiş durumda” dedi.    ‘SURUÇ KATLİAMI ORTADOĞU’DA KANLI SAVAŞIN BAŞLANGICIDIR’   Türkay, Suruç katliamının sadece Türkiye’de kanlı bir dönemin başlangıcı olmadığını aksine tüm Ortadoğu’da devreye konulan kanlı siyasetin başlangıcı olduğuna dikkat çekti. Türkay, “Suruç katliamı, Ortadoğu’da yeni bir savaş sürecinin nasıl devreye sokulacağının fişeğidir. Katliam öncesi ve sonrası olan, Avrupa’nın da içinde yer aldığı yeni savaşın ilk adımıdır. Suruç’u konuşmak yeni siyasal dönemin nasıl şekilleneceğini anlamak için önemlidir. Üçüncü yılında Suruç katliamını sadece bir anma olarak katılmak yerine AKP ve Saray ittifakının yapabileceklerine karşı nasıl tavır alınacağının göstergesidir. Bize büyük bir acı ifade eden bu gün siyasal açıdan büyük bir öneme sahiptir. Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen tüm güçlere karşı demokrasiyi inşa etmek isteyenlerin ortak mücadelenin göstergesi olacaktır" diye belirtti.    Türkay da katliamın yıldönümü olan Cuma günü gerçekleştirecekleri etkinliğe tüm kamuoyuna katılım çağrısında bulundu.   MA / Elif Çetiner