Gezi davasının 6’ncı duruşmasında öğleden sonra sanıkların savunmalarına devam edildi. Kavala’nın ardından söz alan Ali Hakan Altınay mahkemenin avukat taleplerini reddetmesine tepki göstererek şunları söyledi: “Avukatlarım, altı tane tanık, yedi tane belge istedi. Siz bunu reddettiniz. Vahim bir iddiayla karşı karşıyayız, Bunlara karşı belgeler olmadan savunma yapamam. Savunma için süre istiyorum.”

 

Ardından söz alan sanıklardan yüksek mimar Mücella Yapıcı, savunma yapmayacağını, savunmasını beraat ettiği mahkemede yaptığını bu savunmayı da bu mahkemede verdiğini, diğer yargılanan arkadaşları için ek süre talebinde bulundu. İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1 Haziran 2015'te verilen kesinleşme kararında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmediğini, örgüt yöneticiliğinden de beraat ettiğini belirten Yapıcı, “Beraat ettiğim davanın gerekçeli kararı mahkemenize yollandı. İlk celsede bu davada yaptığım savunmayı tekrarladım. İddianamede suçu işlediğime dair emare olmadan savcılık son derece tuhaf ve trajik bir mütalaa hazırladı. Ben yerli yerimdeyim, ama sürekli savcılar hakimler değişiyor. Ben buradayım, hep yerimdeyim. Hep aynı savunmayı tekrarlıyorum. İddianamedeki tüm suçlamaları ve iddianameyi reddediyorum. Gezi bu toplumun yüz akıdır, yargılanamaz. Sizindir karar. Ben burada sözlerime canlarını kaybeden 8 çocuğu ve gözlerinin nurunu kaybedenleri selamlayarak sonlandırıyorum” diye konuştu.

 

‘DAYANIKSIZ İDDİALAR ARAŞTIRILMADI’

 

Diğer sanık sinemacı gazeteci Çiğdem Mater Utku da “Taleplerimizin dinlememesine, akıl sağlığı yerinden olmayan birinin gizli olarak dinlenmesine, bir katilin mağdur olarak davaya katılmasına tanık olduk. Savcılığın dayanıksız iddiaları araştırılmadı. Türkiye Cumhuriyeti yasalarının bana tanıdığı haklar nedeniyle savunma için süre istiyorum” diye konuştu. 

 

Sinemacı Mine Özerden de “Fiil yok, fail yok, delil yok, kanıt yok, algı yaratmaya yönelik muğlak ifadeler var” diyerek savunmasını yaptı.

 

‘YİNE OLSA YİNE YAPARIM’

 

Bir diğer sanık avukat Can Atalay savunmasında şunları söyledi: “Sizin kişisel özelliklerinizi bilmem, hukuki bilginizi, dünya görüşünüzü bilmem, dolayısıyla benim size, sizin bana bir kininiz yok. Çok sayıda sevmeyenim var, sevenimiz de var. Sizin veya savcının bizi sevmesini istemiyoruz. Bu mütalaa, AKP seçkinleri Fetullahçı çetenin son ortaklığının suç belgesidir. Bu öyle bir yalan bohçası ki, Türkiye’nin toplumsal tarihinde yaşanan en büyük olguyu karalamakla meşguldür savcılık. Dün başaramadı, bugün başaramadı, yarın da başaramayacak. Bu toprakların içinden çıkardığı ak sayfayı karalamaya çalışıyor. Türkiye'nin yaralarına nasıl merhem olunacağının işaretidir Gezi. Biz Gezi direnişinin öznesi ve nesnesiyiz. Yine olsa yine yaparım. Ama o da bizi aynı zamanda inşa etti.”

 

‘FANTASTİK BİR KURGU’

 

Mütalaa hakkında savunma vermeyeceğini belirten TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu eski Başkanı Tayfun Kahraman da 6 günde böyle bir iddia karşısında savunma hazırlamanın mümkün olmadığını ifade etti. Gezi Parkı’nın her zaman sahip çıkacakları alanlardan biri olacağını vurgulayan Kahraman, “Bir şehir plancısı olarak yaptıklarımın hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu nasıl oluştuğunu size bırakıyorum. Fantastik bir kurgu ancak içinde bir ilişki yok bu iddianamenin” diye konuştu.

 

DURUŞMA SALONUNDA GERGİNLİK

 

Sanıkların ardından İçişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı’nın avukatları söz aldı. Avukatlar sanıkların cezalandırılmasını istedi. Savunmaların ardından Osman Kavala’yı kürsüye çağıran mahkeme heyeti son sözü olup olmadığını sordu. Kavala, deliller incelendikten ve tanıklar dinlendikten sonra son sözünü söyleyeceğini söyledi. Bunun üzerine araya giren avukat Can Atalay, mahkemenin tutumunun son derece politik olduğunu söyledi.

 

HEYET SALONDAN ÇIKTI JANDARMA GİRDİ

 

Avukatlar ile mahkeme heyeti arasında beyan konusunda tartışma yaşandı. Avukatlar kendilerine söz hakkı verilmediğini belirterek mahkemenin tutumuna tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı avukatların solondan çıkarılmasına karar verdi. Heyetin bu kararını salonda bulunanlar alkışlarla protesto etti. Bunun üzerine alkış çalan seyircilerin de dışarı çıkarılmasına karar verildi. Gerginliğin artması üzerine seyircilerin bulunduğu alana gelen avukat Can Atalay, herkesin sessiz olmasını avukatların gerekli sözleri söyleyeceğini belirtti.  

 

Avukat Bahri Belen ise Devlet Güvenlik Mahkemelerinde bile böyle bir uygulamanın görülmediğini belirterek, mahkeme heyetine tepki gösterdi. Seyirciler jandarma eşliğinde salondan dışarı çıkarılmak istenince izleyiciler çıkmamak için direndi. Jandarma avukat Özgür Karaduman’ı salondan zorla dışarı çıkarmaya çalıştı. Bunun üzerine salondan gerginlik artınca içeri robokop giysili jandarma ekipleri girerek avukatların etrafını sardı. Tartışmalar bir süre devam ettikten sonra salondaki gerginlik bitti. Avukatlar ve seyirciler yerine geçti ve heyet de daha sonra salona geri döndü. 

 

KARAR: TÜM SANIKLARA BERAAT

 

Salona dönen heyet, sanıkların son sözlerini aldı. Son sözlerin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Kavala’nın beraatla birlikte tahliyesine, diğer sanıklar Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Can Atay, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden ve Tayfun Kahraman’ın da beraatına karar verdi. Yurtdışında bulunan diğer sanıklar için de arama kararının kaldırılması ve ifadelerinin alınmasına karar verildi. Kararın ardından salonda büyük bir alkış tufanı koparken, salon dışında bekleyen kitlede alkış ve sloganlarla kararı kutladı.

 

AÇIKLAMAYA İZİN VERİLMEDİ

 

Kararın ardından salon dışında yapılmak istenen açıklamaya jandarma izin vermezken, olası bir açıklama durumunda jandarma araçlarının siren çalması dikkat çekti. 840 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala’nın ilerleyen saatlerde Silivri Kampüs Cezaevi’nden çıkması bekleniyor.