Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren 103 kişi anısına yapılan sembolik anıt 23 Haziran akşamı kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğraması ardından katliamında yaşamını yitirenlerin aileler basın açıklaması yaptı. Ankara Garı önünde bir araya gelen ailelere, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Emek Partisi (EMEP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi destek verdi. Katliamda yaşamını yitirenlerin resimleri anıt önüne serildi.

 

“10 Ekimi Unutma, Unuturma” ve “Savaş Değil, Barış İstiyoruz” sloganlarının atıldığı eylemde konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) Eşbaşkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Emek, demokrasi ve barış yazan anıta beşinci kezdir saldırı yapılıyor. Her yıl ciddi saldırılara uğrayan anıt aynı zamanda suç mahalli, aynı zamanda bizim yakınlarımızın hayatını kaybettiği yer. Hayatını kaybedenlerin kanlarıyla yıkanmış bir alan. En güzel dileklerini dile getirmek için bir araya gelenlerin son kez bedenen yaşam buldukları bir yer” dedi.

 

‘ANITA SALDIRANLAR IŞİD’DEN FARKSIZ’

 

10 Ekim Ankara Katliamı’nın Türkiye tarihinde görülmemiş büyüklükte bir sivil katliamı olduğunu hatırlatan Coşgun, “Buranın bir nebze insanlık anlamında devlet tarafından korunmasını bırakın, bizim gayretlerimizle yapılmış sembolik anıta saldırıların önüne dahi geçilmiyor. Üç saldırıya dair suç duyurusunda bulunduk. Katliamın üzerinden 44 ay geçti, buranın her yeri kameralarla çevrilmiş, ama saldırı gerçekleşiyor. Saldırganlar imzasını bırakmasına rağmen bırakın yakalanmasını saldırı anına dair görüntüler dahi savcılığa verilmiyor. Buraya saldıranların IŞİD’den farksızdır” dedi.

 

 KORUYANLAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU 

 

Saldırıya dair suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Coşgun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüntü kaydının dosyaya girmesini engelleyenler hakkında da suç duyurusunda bulunuyoruz. Burada sembolik anıta tahammül edemeyenler kadar onları kollayanlar da suçludur. Aradan 44 ay geçmesine ve büyükşehir belediye meclisi kararına rağmen bir anıtın olmaması ve sembolik anıtın saldırılmasının hiçbir açıklaması olamaz. Yetkililer bir an önce dur demelidir. Bundan  sonda kendi anıtımızı da kendimiz koruruz. Bu zamana kadar diyaloglarımız sonuçsuz kaldı, bu unutulacak, sümenaltı edilecek bir süreç değil.”

 

Coşgun, Ankara Valiliği’ne de “Sorumluluğunuzu yerine getirin” çağrısında bulundu. 

 

BELEDİYEYE: KARARINIZI YERİNE GETİRİN

 

KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ise, insanlığa karşı işlenen suçun dördüncü yılını dolduracağını anımsatarak, demokrasi güçleri olarak katliamın acısını dayanışmayla unutmaya çalıştıklarını kaydetti. Sorumlu olanların açığa çıkarılmasıyla ilgili her ay gar alanında ve adliye koridorlarında barış güçleriyle birlikte sürecin takipçisi olduklarını ifade eden Bozgeyik, “Bu katliamlar nasıl devlet içerisinde çeteleşmiş güçler tarafından korunmuşsa, sorumluluğu olanlar yargı önüne çıkarılmamışsa bu saldırıyı yapanlar da aynı anlayışı devam ettiriyor. Bu saldırıyı yapanları koruyanlar da aynı zihniyetin temsilcisidir. Bir hukuk devletinden giderek uzaklaşma, bir mafya-çete devletine yol almanın bir sürecini yaşıyoruz. Bu ülkede barış isteyenler olarak saldırıyı yapanların bir an önce yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Sayın Mansur Yavaş’a söylediğimiz ifadeyi tekrarlamak istiyorum. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı bir karar var; buranın ‘Demokrasi ve Barış Meydanı’ olarak yeniden düzenlenmesi ve anıtın da acilen yapılması gerekiyor” diye konuştu.

 

Açıklamanın ardından eylem, “Katil devlet hesap verecek”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganlarıyla son buldu.