QSD Genel Komutanı Ebdi: Cephe savaşı bitti DAİŞ’i tamamıyla bitirmek için yeni strateji belirledik

img
DÊRA ZOR - DAİŞ'e karşı cephe savaşının bittiğini belirten QSD'nin Genel Komutanı Mazlum Ebdi, DAİŞ'in zihniyet ve ideolojik yapılanmasının da tamamen bitirilmesi için yeni bir strateji belirlediklerini söyledi. Ebdi, "Bölgenin istikrarı, Türkiye başta olmak üzere dış güçlerin saldırılarına açık olmaması ve sahadaki güçlerin karar sahibi olması temelinde Güvenli Bölge Projesi'ni kabul edebiliriz" dedi.
 
Suriye iç savaşına 2013’ün sonlarına doğru uluslararası ve bölgesel güçlerin desteği ile dahil edilen DAİŞ, Dêraz Zor’un Hecin beldesinde son saatlerini yaşıyor. Sahaya sürülmesi ile Irak ve Suriye’de birçok yerde hakimiyet sağlayan DAİŞ, Kürtlerin devrim ateşini yaktığı Kobanê’ye de saldırmış, ancak Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri'nin (YPJ) tarihe mal olan direnişi ile ilk yenilgisini almıştı. Girêspî, Eyn İsa, Hesekê, Minbic, Tabqa, Rakka ve en son da Dêra Zor’a kadar kademe kademe geriletilen DAİŞ’in varlığı, 600-700 metrekareye sıkıştırıldı. Suriye sahasında 6 yıllık savaş ile DAİŞ'i tüketen Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdi, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
DAİŞ’in bulunduğu son toprak parçası olan Hecin beldesinde sorularımızı yanıtlayan Ebdi, DAİŞ’e karşı verilen mücadelenin yanı sıra, DAİŞ sonrası yol haritası, uluslararası koalisyon ile ilişkiler, güvenli bölge, Türkiye'nin mevcut pozisyonu ve Suriye rejimi ile gerçekleştirdikleri görüşmeleri değerlendirdi.
  
Dêra Zor’da DAİŞ’e karşı “Cizre Fırtınası” adıyla yürüttüğünüz operasyon ne aşamada?
 
5 yıldır DAİŞ’e karşı savaşıyoruz. DAİŞ ile ilk savaşımız 1 Ocak 2014 yılında Til Hemis’te gerçekleşti. O günden bugüne kadar onlara karşı savaşımız devam ediyor. Fakat bugün DAİŞ’le askeri mücadelemizin sonuna geldik. Şimdi onlar Dêra Zor’da bulunan Baxoz köyünde küçük bir noktada sıkıştırılmışlar. Sivilleri kalkan olarak kullanmaları ve bazı esirlerimizin ellerinde bulunması nedeniyle temkinli yaklaşıyoruz. Şu an savaşçılarımız hem sivilleri, hem de esirlerimizi kurtarmak için mücadele ediyor. DAİŞ’e son demlerini yaşatıyorlar. Onun için DAİŞ’in bitimine günler değil, saatler kaldı. 
 
Fiziki olarak biten DAİŞ’in zihniyet ve ideolojik olarak da bittiğini söyleyebilir miyiz?
 
 Baxoz köyü ile birlikte DAİŞ’le cephe savaşının bittiğini söyleyebiliriz. DAİŞ’in askeri olarak görünen varlığı bitiyor. DAİŞ’in hilafeti yenildi. Ancak bu DAİŞ’in askeri örgütlenmesinin bittiği anlamına gelmiyor. Tamamıyla bitirmek için yeni bir strateji belirledik.
 
DAİŞ sadece zihni ve ideolojik değil, daha varlığını devam ettiriyor. Gizli askeri örgütlenmesi de bulunuyor. Baxoz köyü ile birlikte DAİŞ’le cephe savaşının bittiğini söyleyebiliriz. 5 yıldır dünyaya meydan okuyan DAİŞ, hilafetini ilan etmişti. Büyük bir alanı kontrol altına almıştı. Bu anlamda da büyük bir savaş yürütüyordu. Bugün, bu bitiyor. DAİŞ’in askeri olarak görünen varlığı bitiyor. DAİŞ’in hilafeti yenildi. Ancak bu DAİŞ’in askeri örgütlenmesinin bittiği anlamına gelmiyor. Bundan dolayı tamamıyla bitirmek için yeni bir strateji belirledik. Bu stratejimiz iki aşamalı olarak yürütülecek. Birinci aşaması DAİŞ’in cephe hattı düşünce devreye girecek. Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi'nde halen binlerce DAİŞ’li bulunuyor. Hücre sistemi ile her yere dağılmışlar. Fırat havzası, Habur suyu hattı ve Irak ile Suriye sınırı alanlarında halen eylemler düzenleyip, halka saldırıyorlar. Önceliğimiz bu alanlarda geniş çaplı güvenlik operasyonları gerçekleştirmek olacak. Bu da aşama aşama yapılacak. Bu operasyonları da koalisyon ile birlikte yürüteceğiz. Belki eskisi gibi bütün güçlerimiz yer almayabilir ama büyük bir güç bu operasyonlarda yer alacak. 
 
İkinci aşama ise, daha büyük bir zamanı kapsıyor. Farklı özellikleri de var. DAİŞ bu alanlarda toplumsal bir temel oluşturdu. DAİŞ’in fikirlerinden etkilenen insanlar var. Bu anlamda onların çalışmalarını yapanlar da bulunuyor. Bunun için büyük bir mücadele gerekiyor. İkinci aşama ise, bu çerçevede yürütülecek. Demokratik bir toplumun yaratılması için bütün gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.
 
 Kimileri mücadelenizin DAİŞ’e karşı verdiğiniz savaşla başladığını sanıyor. Bize bu süreçten biraz söz eder misiniz.
 
Elbette sadece Kobanê’de onlara karşı verdiğimiz savaşla başlamadı. Öncesi de var. Ancak DAİŞ Kürtlere etraflıca saldırdı. Güney Kürdistan’da Şengal ve Maxmur’a saldırdıktan sonra Kobanê’ye yöneldi. Biz savunma savaşı verdik. Öncelik halkımızındı, ancak bu savaş bütün insanlığın savunması için yapıldı. Bütün insanlık adına biz bu savaşa girdik. DAİŞ’e karşı kimse cesaret edemiyordu. Devletleri bile dize getirmişti. Suriye rejimi, DAİŞ’e karşı savaşamıyordu. Aralarında bir anlaşma vardı. Şimdi DAİŞ’e karşı olduklarını söyleyenler de öyleydi. Türkiye devleti ile DAİŞ birdi. Birbirleri ile iş tutuyorlardı. Sadece biz kendi öz gücümüz ile DAİŞ’e karşı büyük bir savaş verdik. Bu savaşta büyük bedeller ödedik. Halkımız acılar çekti. Ancak sizin de gördüğünüz üzere, biz şimdi DAİŞ’in son kalesindeyiz. Burada röportaj yapıyoruz. Bu, bir başarıdır. 
 
 DAİŞ’in hilafet ilan ettiği Rakka’nın düşürülmesinden sonra Suriye sahasında oluşturulmaya çalışılan yeni dengeler var. Bu süreç ABD’yi güçlerini çekme açıklamasına kadar götürdü. Yeni dengeler ve ABD'nin tutumu hangi aşamada?
 
Rakka’dan sonra DAİŞ’e karşı savaşın nasıl olacağı, koalisyon güçleri arasında tartışılmıştı. Bu plan, QSD olarak bizim ile de paylaşıldı. Biz de buna dahil olduk. DAİŞ’e karşı askeri mücadelenin Rakka’dan sonra da tüm hızıyla devam etmesi kararlaştırıldı. 2019, hatta 2020 yılına kadar bu şekilde gidecek. Bu temelde koalisyon ile QSD arasında bir ortaklık vardı. 2019’un ilk günlerinde ise, ABD Başkanı Donald Trump "çekileceğiz" açıklaması yaptı. Bu koalisyonun diğer ortaklarınca beklenmeyen bir açıklama idi. Pentagon ve burada bulunan askeri yetkililerin de beklemediği bir durumdu. Fakat neticede bu ABD’nin bir iç kararıdır. Ve bunu yerine getirecekler. Çekilme açıklamasından sonra, bazı durumlar yaşandı. Birçok güç yeni hesaplara girdi. Başta Türkiye heveslendi. DAİŞ’ten kurtardığımız alanlara girmek için fırsat kolluyor. Suriye rejimi herhangi bir anlaşma ve görüşme olmadan bu bölgelere girmeye çalışıyor. ABD’nin yerini doldurmak isteyen uluslararası güçler de var. Yeni bir durum ortaya çıktı. Şimdi biz de buna göre hareket edip, halklarımızın kazanımlarını korumaya çalışıyoruz.
 
 ABD’nin çekilmesine ilişkin netleşen bir takvim var mı?
 
DAİŞ’e karşı verilen cephe savaşı bittikten sonra, ABD bazı güçlerini çekebilir. Ağır silahların bir bölümü çekilebilir. Kamuoyu böyle bir şeyi görebilir. Koalisyon Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki güçlerini azaltacak. Ancak DAİŞ’e karşı belirlediğimiz mücadele programı devam edecek.
 
Şimdiye kadar belli olan bir takvim yok. Bu konuda şu ana kadar yeni bir karar da yok. Fakat DAİŞ’e karşı verilen cephe savaşı bittikten sonra, geri çekilme kararı pratiğe geçecek. Güçlerini azaltacaklar. Önümüzdeki günlerde ABD bazı güçleri çekebilir. Ağır silahların bir bölümü çekilebilir. Kamuoyu böyle bir şeyi görebilir. Bu gerçekleştirilecek. Koalisyon Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki güçlerini azaltacak. Ancak DAİŞ’e karşı belirlediğimiz mücadele programı devam edecek. DAİŞ’e karşı, Suriye rejimi ile komşu cepheler ve yine Minbic başta olmak üzere Türkiye’ye karşı cephelerde bulunan koalisyon güçleri görevlerine devam edecek. Bunlar için bir karar yok. Bu görevlendirme olduğu gibi sürecek. Bu, biraz siyasi anlaşmalar ve Suriye krizinin çözülmesine bağlı olarak gelişen bir durum olacak. Önümüzdeki günlerde bu tablo biraz daha netleşir.
 
Türkiye'nin DAİŞ'in Kobanê’ye saldırısına kadar sizinle ilişkileri vardı. Ne olduysa bir anda tüm ilişkiler koparılıp, günümüze kadar gelen saldırı politikası izlendi. Türkiye’yi buna iten ne oldu?
 
Türkiye Kobanê’de biteceğimizi umut ediyordu. DAİŞ’i üzerimize süren Türkiye’nin kendisiydi. O dönemler Türkiye-DAİŞ ilişkileri çok iyiydi. Tüm sınır kapıları onlara açıktı. Ticaret yapılıyordu. Petrol satışı vardı. Türkiye DAİŞ ile ilişkilerine devam edebilmek için, YPG’nin denetimi altında olan bölgelerin alınmasını şart koymuştu. Kobanê savaşı bunun için çıktı. DAİŞ eğer Kobanê’yi alsaydı, Cizîre bölgesini da alacaktı. Sonra ise Efrîn ve Ezaz alınacaktı. Bu, Türkiye ve DAİŞ’in ortak planıydı. O dönemler Türkiye bize karşı öyle saldırgan bir tutum içinde değildi. Çünkü bu görevi DAİŞ’e vermişlerdi. Esas sebebi DAİŞ’i yenmemizdir. Ortak geliştirdikleri planların hiçbiri tutmadı. DAİŞ bizi bitireceğine, DAİŞ bitti. 
 
İkincisi ise, yeni bir gelişme oldu. Koalisyon eskiden Türkiye eli ile ÖSO adında Suriye’deki diğer çeteleri destekliyordu. Fakat Türkiye’ye bağlı olan çeteler, Suriye sahasında başarısız olup ABD’nin siyasetini boşa çıkardı. DAİŞ’e karşı onlarla bir şey yapılamayacağı görüldü. Türkiye, çeteler ve koalisyon arasında bir rol oynayamadı. Suriye meselesinde koalisyon ve Türkiye birbirinden uzaklaştı. Çünkü Türkiye bu görevi yürütemedi. DAİŞ’e karşı sahada başarı elde eden tek güç biz olunca, koalisyon içinde bulunan ABD, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere birçok güç bizimle ilişkiye geçti. DAİŞ’e karşı savaşabilecek tek gücün QSD olduğunu görünce, sahada QSD ile iş tuttular. Bu da yeni bir durum ortaya çıkardı. Türkiye’nin rahatsızlandığı ve kabul etmediği bir durum oldu. Bunu kendisi için bir tehlike olarak gördü. QSD ve özgürleştirilen alanlara yönelik bakışında yüzde 80 değişime gitti. Bu gün ise düşmanlık yapıyor. Ve Efrîn’e ne yaptıysa bu bölgelere de aynısını yapmak istiyor. 
 
 Türkiye şimdi Cerablus’tan Efrîn’e kadar Suriye topraklarına girmiş ve varlığını devam ettiriyor. Bu sahadaki aktörler için nasıl bir tablo oluşturdu?
 
Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesi ortaya yeni bir tablo çıkardı. Türkiye Suriye için komşu bir ülke. Suriye topraklarına girmesi işgal anlamına geliyor. Eskiden İskenderun bölgesini bu şekilde işgal etmiş, ilhak etmiş. Şimdi ise girdiği yerlerde kalıp kendisine bağlamak istiyor. Bu toprakları da Suriye’den koparmanın peşinde. Suriyeli hiçbir yurtsever bu durumu kabul etmemeli. Her ne kadar Suriye rejiminin zayıflığından faydalandıysa da Rusya ve İran ile anlaşmalar yaptı. Kendisine yurtseverim diyen hiçbir Suriyeli Türkiye’nin varlığını kabul etmemeli. Eminim DAİŞ’e karşı askeri savaşımızdan sonra Suriye sahasındaki en büyük sorun Türkiye’nin varlığı olacak. Bu durumun da çözülmesi gerekiyor. 
 
 DAİŞ’ten hemen sonra Türkiye’nin Suriye’den çıkarılması için bir süreç başlatılır mı?
 
Rusya, İran ve Türkiye arasında Astana ve Soçi görüşmeleri kapsamında anlaşmalar yapıldı. Birbirinden habersiz şimdilik iş yapmıyorlar. Fakat bugüne kadar ne Rusya, ne de İran Türkiye’nin Suriye topraklarında kalıcı olmasını kabul etmedi. Onların arasındaki mesele taktik ve zaman meselesidir. Fakat Rusya, İran ve Suriye’nin, Türkiye’ye baskı uygulayarak bulunduğu alanlardan çıkarması onların arasındaki anlaşmalara bağlıdır. 
 
ABD ile ilişkilere döndüğümüzde, sürekli sizi ve Türkiye’yi aynı masada buluşturma arayışında. Bununla amaçlanan nedir. Hangi kriterlerde Türkiye ile aynı masaya oturursunuz?
 
 Bölgenin istikrara kavuşması, Türkiye başta olmak üzere dış güçlerin saldırılarına açık olmaması ve sahadaki güçlerin bölgede karar sahibi olması temelinde halklar için Güvenli Bölge Projesini kabul edebiliriz.
 
Türkiye devleti NATO’nun bir üyesi. ABD’nin stratejik bir müttefikidir. ABD, Suriye konusunda Türkiye’ye karşı bir savaşa girmek istemez. Çelişkilerinin derinleşmesini istemez. Türkiye’nin bölgelerimize yönelik saldırılarını siyasi bir yol ve anlaşmalar çerçevesinde çözmek istiyor. Diyalog yolunu esas alıyorlar. Bizim Türkiye ile sorunumuz değil, Türkiye’nin bizim ile sorunu var. Çünkü buraya girip işgal etmek istiyor. Onun için Türkiye’nin bu sorununu savaş ile değil, anlaşmalar kapsamında çözüme kavuşturmak istiyorlar. Bu çerçevede özellikle ABD’nin geri çekilme açıklamasında sonra, Türkiye’nin saldırı girişimleri daha da arttı. Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırısı çok farklı gelişmeleri de beraberinde getirir. Suriye’de şu an oluşturulan dengelerde çok büyük değişimler olur. Sahaya yansıması olur. ABD ve Rusya arasında oluşan dengelerde de büyük değişimler meydana gelir. Onun için farklı bir yola başvuruyorlar. Bu kapsamda güvenli bölge projesi ortaya çıktı. Biz de buna yönelik şartlarımızı belirterek, katıldığımızı söylemiştik. Şartlarımız nedir? Bölgenin istikrara kavuşması, Türkiye başta olmak üzere dış güçlerin saldırılarına açık olmaması ve sahadaki güçlerin bölgede karar sahibi olması temelinde halklar için kabul edebiliriz. Ancak Türkiye farklı düşünüyor. Onlar bölgeye girerek, karar sahibi olmak istiyor. Bu da mümkün değil. Ne biz, ne de bölge halkı böyle bir şeyi kabul etmez. 
 
Güvenli bölge ile alakalı netlik kazanan bir durum var mı?
 
Biz bu konuda netiz. Belirttiğimiz çerçevede herhangi bir saldırıya açık olmaması gerekiyor. Burası Suriye’nin bir parçasıdır. Suriyeliler karar sahibi olmalı. Bu şekilde diyalog ve ilişkilere kapımızın açık olduğunu belirtiyoruz. 
 
QSD ve Türkiye ilişkileri ne aşamada, ilerleyen zamanda nasıl bir hal alır?
 
 8 yıldır kimseye bir saldırımız olmadı. Bundan sonra da öyle olacak. Karşılıklı saygı ve birbirlerinin topraklarına el uzatmadan olursa, kabul edilebilir bir çerçeve olabilir. Bunun dışında hiçbir şekilde ilişkilenmeyi kabul etmiyoruz.
 
Türkiye hiçbir zaman doğru söylemiyor. Kamuoyunu ve ilişkide bulundukları güçleri kandırmak ile meşguller. Sanki biz onlara saldırıyormuşuz gibi algı yaratmaya çalışıyorlar. Bu doğru değil. Bugüne kadar saldırıya uğrayan biziz. Her gün insanları sınırda öldürülen biziz, onlar değil. Biz onları kendimize tehlike olarak görüyoruz. Bölge olarak, onlara karşı hiçbir tehdit oluşturmuyoruz. 8 yıldır kimseye bir saldırımız olmadı. Bundan sonra da öyle olacak. Karşılıklı saygı ve birbirlerinin topraklarına el uzatmadan olursa, kabul edilebilir bir çerçeve olabilir. Bunun dışında hiçbir şekilde ilişkilenmeyi kabul etmiyoruz. 
 
 Öte taraftan Suriye rejimi ile olan görüşmeleriniz var. Bu konuda birçok madde de belirtilmişti. Buna ilişkin bir gelişme var mı?
 
Bu konuda siyasi yönetimimiz bir yol haritası belirledi. Bunu maddeler halinde kamuoyuna deklare etti. Hem Şam hükümetine, hem de rejimle ilişki halinde olan güçlere iletti. Görüşmeler devam ediyor. Biz Suriye rejimi ile bir çözümün olmasını istiyoruz. Şam Suriye’nin başkentidir. Kuzey ve Doğu Suriye, Suriye’nin bir parçasıdır. Çözüm en sonunda Şam ile gerçekleştirilecek. 
 
 Maddeler içinde QSD’nin Suriye ordusunun bir parçası olduğu belirtilmişti. Bu maddede bir uzlaşı var mı?
 
Elbette bu çözüm gelişecekse bizim de taleplerimiz var. 8 yıldır büyük bir savaş içindeyiz. Bu da halklarımızın istek ve talepleri doğrultusunda olmalıdır. QSD olarak da çözüm için şöyle bir şartımız var. Kuzey ve Doğu Suriye’nin askeri dosyası bölge halklarının elinde bulunmalı. QSD, Suriye ulusal ordusu içinde özerkliğini korumalıdır. Suriye ulusal kurumlarına karşı değiliz. Bunlar içinde askeri kurum da var. 
 
Son olarak çizilen birçok senaryo kapsamında, ABD’nin geri çekilmesinden Türkiye’nin tehditlerine, oradan Adana Mutabakatı'na kadar herkes bir hesap içinde. Büyük bedellerle elde edilen bu kazanım neye evrilir?
 
Bize göre bu durum çok nettir.  Sonucu sahada belirlendi. 8 yıldır binlerce şehit verdik. Halklarımız büyük acılar çekti. Paha biçilmez bir emek verildi. Bunu sadece Kürt halkı değil, bölgenin tüm halkları yarattı. Bizimle birlikte yürüyen Arap halkı var. Şimdi askeri gücümüzün yarısına yakını Arap, yarısı Kürt, diğerleri de öbür halklarımızdan oluşuyor. Bölgenin geleceğini bu halklar belirleyecek. Siyasiden askeri alana kadar onlar netleştirecek. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. Onun dışında mümkün olan bir şey yok. 
 
MA / Nazım Daştan
 

Diğer başlıklar

13:08 Açlık Grevi İzleme Koordinasyonu: Tutsakların talepleri karşılanmalı
12:55 DEM Parti’den 3 merkezde miting | CANLI
12:48 Mûş'ta vali, kaymakam ve komutandan seçim çalışması
12:22 Esenyurt'ta 5 katlı binada yangın çıktı
12:21 Kütahya ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:57 AKP'li belediyenin taş ocağına 'ÇED gerekli değil' kararı
11:42 ÖHD’den iki bakanlığa başvuru: Sağlık hakkı ihlaline sebep olan uygulamalar son bulsun
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:06 Zafer işareti gerekçesiyle seçim görevi iptal edildi
10:42 Kantinden para ile satın aldıkları eşyalara el konuldu
10:41 Agrobay işçileri ilk kazanımlarını elde etti
10:29 Cisim patlaması raporu: Dayan ailesi mağdur edildi
10:23 Ertak: Şirnex'te 2004 ruhuyla sandık başına gidelim
09:37 DEM Parti'ye destek yürüyüşü
09:13 Gazeteci Ahmet’in akıbetine dair 156 gündür açıklama yok
09:12 Tutsaklar 123 gündür açlık grevinde
09:11 DEM Parti Cihanbeyli için seferber
09:09 Xinûs eşbaşkan adayları: Herkese eşit hizmet vereceğiz
09:08 Abdullah Öcalan'ın avukatı: CPT güven veren bir kurum olmaktan çıktı
09:07 Wêranşar DEM'den yana
09:06 Ebexliler 2019’un hesabını soracak!
09:04 'Taşıma' hilesine karşı binlerce hareketli seçmen başvurusu
09:02 Tutsak yakınlarından hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı
09:01 Tuncel: Sandığa gidelim, gasp edileni geri alalım
09:01 28 MART 2024 GÜNDEMİ
08:51 Ahlat T Tipi’nde provakatif saldırı
08:42 Beyaz Saray’dan İsrail’i görüşmeye ikna çabaları
27/03/2024
23:59 Riha’da kitlesel halk buluşmaları: Halka hizmet DEM Parti ile gelecek
23:56 Halk buluşması mitinge dönüştü: Hiçbir kuvvet Êlih’in kafasını karıştıramaz
23:22 Riha’da gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
21:41 Barikat Riha’dan DEM Parti’ye destek yürüyüşü
21:34 Agirî ve Wan'da gençlik şöleninde tecrit vurgusu
21:08 Serüven Kültür Dünya Tiyatro Günü’nde sokakta
20:53 Memurlar AKP çalışmalarına götürülüyor
20:36 Mêrdîn adayları sahada: Sesimiz sandıklardan güçlü çıkmalı
20:30 Tiyatro oyuncularından DEM Parti’ye destek
20:22 Haber Sen: TRT anayasal suç işliyor
20:05 Zana: İmralı kapıları açılsın
19:47 Emine Şenyaşar’ı ziyaret etmek isteyen EMEP’lilere engel
19:43 İzmir'de kadın katliamları protestosu: Örgütlenelim
19:38 Colemêrg’teki final mitingine kitlesel yürüyüşle çağrı yapıldı
19:15 İstanbul’da çok sayıda gözaltı
19:09 KHK eylemi 287’nci haftasında
18:54 Sêrt’te silahlı kavga: 4’ü ağır 8 yaralı
18:28 Bodrum’da kadınlar çocuk istismarını protesto etti
18:04 Erdoğan Êlih’de Ankara ve İstanbul için oy istedi
17:57 İHD Ankara Şube Ekoloji Komisyonu Yıllık Ekoloji Raporu’nu açıkladı
17:02 Türkdoğan TİHV ve İHD’yi ziyaret etti
16:51 DEM Partili adaylar: Adana için yeni bir tarih yazma vakti geldi
16:49 DEM Parti seçim çalışmasında: 1 Nisan'da zaferi kutlayacağız
16:47 Zana'dan Adalet Nöbeti'ne ziyaret: Annelerin mücadelesi olmasa dilimiz yok olurdu
16:38 Eğitim Sen: Cumhur İttifakı adayları okullarda propaganda yapıyor
16:22 Erdoğan Amed'de: Bu kardeşinize yüzde 28,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım
15:50 Hatimoğulları'ndan Erdoğan'a: Çık sen kendini ıspatla
15:47 Emekliler: Sandıkta hesap soracağız
15:40 ÖHD, Marmara Bölgesindeki cezaeevlerine dair raporunu paylaştı
15:37 Hareketli seçmenler Muğla'dan yola çıktı
15:15 Mahkeme kararı verdi: Devletin öğrencilere yemek sağlama yükümlülüğü yoktur
15:12 Trabzon’da göçük: 3 işçi yaşamını yitirdi
15:10 Uçar: Bu seçim Şêx Seîd'e hakaret edenler ile Şêx Seîd'in torunları arasında
14:49 Belediyeden 'Yardıma muhtaç' kuyumcuya 70 bin TL yardım!
14:43 Cezaevinde rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı
14:30 Bayındır Qereyazî’de: Bu seçim, Kürtlerin dili, kimliği için referandumdur
14:20 DEM Parti'den Elkê'de sandık güvenliği eğitimi
14:18 Türkiyeli yetkili: Rusya saldırganlarını tutuklama talebi yoktu
13:49 Hrant Dink davası sanığı: İstihbaratı cinayetten bir gün sonra almış gibi rapor düzenledik!
13:44 Çewlig'de miting
13:40 Akkuyu'da maaşlarını alamayan işçiler iş bıraktı
13:28 Öğrenciler Erdoğan’ın mitingine taşındı
13:16 Baro ve STÖ’lerden CPT’ye İmralı çağrısı: Çözüm için adım atın
12:54 Açlık grevinde olan 5 tutsağa hücre cezası
12:37 Licik bilirkişi raporu: Zehirli kimyasalın Fırat’a taşınma riski var
12:18 Yargıtay Başkanı 6'ncı turda da seçilemedi
12:02 YNK: Kerkük'te Türkmen Cephesi ile anlaşan KDP ulusal değerleri sattı
11:35 Bakırhan: Üçüncü yol ağacının altında birleşelim
11:13 Yaşlı nüfus 5 yılda bir buçuk milyon arttı
11:00 Sınırdaki saldırılarda 10 kolber yaralandı
10:28 Roboskîliler: AKP'ye giden her oy üstümüze bomba olarak yağacak
10:27 Şirnex ve Riha'da ev baskınları
09:52 Hezro kırsalında askeri operasyon ve abluka
09:23 HRW ve Yurttaşlık Derneği: Depremle ilgili yetkililerin soruşturulmasına izin verilmeli
09:10 Gazeteci Ahmet’ten 155 gündür haber yok
09:09 Açlık grevi eylemi 122'nci gününde
09:08 'Bize ulaşan herkesi sandığa taşıyacağız'
09:07 Kayyım kadın merkezini yıllık bin 500 TL'ye kiraya verdi
09:06 AKP'liler ‘oy verme’ sözü karşılığında rüşvet dağıtıyor
09:04 Eşbaşkan adaylarından 'sandığa sahip çık' çağrısı
09:04 DAİŞ saldırıları: 2015 öncesi konumuna dönmek istiyor
09:03 Ege'den binlerce kişi kayyımları göndermeye gidiyor!
09:02 Hak savunucuları: Yıldız'ın tutuklanması insan hakkı ihlalidir
09:02 Kuzey ve Doğu Suriye'de yerel yönetim
09:01 Ayşe Gökkan: Merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz
09:00 Dilovası’nda seçmenler değişim için sandığa gidecek
09:00 27 MART 2024 GÜNDEMİ
26/03/2024
23:59 Zana: Kürt halkı baskılara karşı boyun eğmedi, eğmeyecek
23:52 30 yıl sonra 'Bijî berxwedana zindanan' sloganıyla karşılandı
23:02 WHO: Dêrazor’daki saldırıda bir çalışanımız yaşamını yitirdi
22:50 Mêrdîn’de kayıp gencin cesedi suda bulundu
22:35 Hezex’te coşkulu halk şöleni
22:06 Mêrdîn’de çalışmalarını hızlandıran adaylardan ilçe ve köy ziyaretleri
21:18 Kerboran’da yurttaşlardan AKP’li belediyeye tepki
20:54 Agrobay işçileri: Emeğimiz ve alınterimizi istiyoruz
20:45 Uçar: Atacağımız her adım herkesin geleceğini belirleyecek
20:15 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti 62’nci gününde
20:07 Akademisyen Sirman serbest bırakıldı
19:25 Xana Axpar'da husumetli aileler barıştırıldı
19:00 AKP’nin Amed adayları oy karşılığında BİM kartı dağıtıyor
18:19 Ankara’da bir öğrenci yaşamına son verdi
17:51 DEM Parti'den Silopiya’da konvoy ile mitinge çağrı
17:42 ‘DEM Riha’ya, Riha DEM Parti’ye çok yakışacak’
16:21 Zana: Belediyeler zihinlerin temizlenmesi için önemli bir yer
16:15 Keskin ve Yarkın hakkında ceza istemi
16:05 Adalet Nöbeti’nde mücadele vurgusu
15:52 Colemêrg'teki polis şiddetine dair soru önergesi
15:32 DEM Parti sahada: İrademizi kayyımlardan geri almaya geliyoruz
15:20 DEM Parti hasta tutsaklar için Meclis araştırması istedi
15:17 Riha’da bir kadını katletme girişimi
14:54 Öğretmenevi’ndeki yolsuzlukla ilgili davada savcı değişikliği!
14:43 Sedyeyle cezaevine götürülen Yıldız için AYM'ye başvuru
14:27 516 isim ve kurumdan DEM Parti’ye destek açıklaması
14:26 Akademisyen Sirman'ın telefon görüşmesi suçlama konusu
14:17 Eski vekil Demirel ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ beraat etti
13:54 Kameraman Akkaya’nın tutukluluğunun devamına karar verildi
13:52 Tarihi Mêrdîn'de istinat duvarı çöktü
13:28 Yargıtay seçimleri: 5'nci turda da sonuç çıkmadı
13:18 Gazeteciyi hedef gösteren Yeni Şafak muhabirine tazminat cezası
12:30 DEM Parti'den Ahmet Saymadi'ye ilişkin açıklama
12:10 Kavak S Tipi’nde keyfi disiplin cezaları
11:35 3 yıldır haber alınamayan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
11:14 Hatay'da sağanak ve fırtına: Konteynerleri su bastı, çatılar uçtu
10:57 Bakırhan’dan Erdoğan’a: Muhatap Newroz alanlarındaki milyonlardır
10:45 Öcalan’ın özgürlüğü için 3 milyon imza toplandı
10:21 KYK yurdunda şüpheli ölüm
10:03 Kaçak maden ocağında iş cinayeti
10:00 Churchill House’da Newroz resepsiyonu verildi
09:57 Bedlîs ve Tetwan'da eğitime bir gün ara verildi
09:40 Şirnexli kanaat önderleri: DEM Parti'ye sahip çıkalım
09:31 Dünya Tiyatro Günü: Kürt oyuncular yasaklara direniyor
09:19 Gençlerin umudu DEM Parti!
09:12 Kürt gazeteci 154 gündür KDP istihbaratının elinde
09:10 Cezaevlerindeki açlık grevi eylemi 5'inci ayına girdi
09:09 Sönük: Kadın iradesini tanımayanlara cevabı 31 Mart'ta vereceğiz
09:06 '31 Mart zaferinin resmini Newroz’da verdik’
09:04 Katledilen 7 sivil için de ‘zaman aşımı' kararı alınmış!
09:04 Eşbaşkan adayları Bedlîs'te tempoyu arttırdı
09:03 Dep için bin hareketli seçmen hedefi
09:02 Dêrgul'de seçmene asker baskısı
09:01 Gazeteci Drewş: KDP Türkiye'ye gardiyanlık yapıyor
09:01 'Dilovası'nı kadının rengiyle görünür hale getirelim'
09:00 Qamûşan ve Pazarcix’ta rüzgar DEM'den yana