Prof. Gözler: Hukuk, siyasetin longa manus’u hâline geldi

img
HABER MERKEZİ  - Anayasa Hukuku Profesörü Kemal Gözler, kaleme aldığı makalesinde temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla tasarlanan anayasal ve hukukî mekanizmaların, temel hak ve hürriyetlere müdahale etme aracı hâline dönüştüğünü yazdı.
 
Türkiye’de yargı ve hukuk alanında karşılaşılan sorunlara dair Anayasa Hukuku Profesörü Kemal Gözler oldukça çarpıcı bir makale kaleme aldı. “Hukuk nereye gidiyor? Gözlemler ve Sorular” başlıklı makalesinde temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla tasarlanan anayasal ve hukukî mekanizmaların, temel hak ve hürriyetlere müdahale etme aracı hâline dönüştüğü tespitinde bulunan Gözler, hukukun bu haliyle ise siyasetin longa manus’u (siyasetin hukuka uzanmış eli) hâline geldiğini belirtti.
 
Prof. Gözler’in kaleme aldığı o makale şöyle: 
 
“Ülkemizde ve derecesi farklı olmakla birlikte diğer bazı ülkelerde, demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve hürriyetler günden güne geriliyor. Neticede hukukun ve hukuk biliminin değeri tartışmalı hâle geliyor. Bu konuda önce bazı gözlemlerde bulunmak ve sonra da birtakım sorular sormak istiyorum. 
 
I. GÖZLEMLER
 
Aslında burada demokrasinin nasıl gerilediği, hukuktan nasıl uzaklaşıldığını ve temel hak ve hürriyetlerin nasıl zedelendiğini örnekler vererek ayrıntılı bir şekilde göstermek gerekir. Ben burada örneklere girmek istemiyorum. Zira somut örnekler vererek bu gözlemleri dile getirmek artık cesaret istiyor. İçinde bulunduğumuz akademik özgürlük düzeyi buna müsait değil.
 
Burada sadece genel gözlemlerde bulunmakla yetiniyorum.
 
Hukuk burnunun üstüne kocaman bir yumruk yedi.
 
Temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla tasarlanan anayasal ve hukukî mekanizmalar, temel hak ve hürriyetlere müdahale etme aracı hâline dönüştü.
 
Hâkimler, temel hak ve hürriyetleri koruyan değil, tersine temel hak ve hürriyetlere müdahale eden görevliler hâline geldi.
 
İktidarı sınırlandırmakla görevli organlardan birincisi olan Anayasa Mahkemesi, iktidarı sınırlandıran bir unsur değil, tersine onu tahkim eden bir unsur hâline dönüştü.
 
Kısacası hukuk, siyasetin longa manus’u (siyasetin hukuka uzanmış eli) hâline geldi.
 
Artık hukuk, siyaseti çerçevelendirmiyor; tersine o siyasetin cenderesi altında bulunuyor.
 
Bu olgu, derecesi farklı olmakla birlikte diğer bazı ülkelerde de gözlemleniyor.
 
Saf hukukî yaklaşım, bugün devletin temel organlarının nasıl işlediğini açıklamakta yetersiz kalıyor.
 
Artık anayasa veya kanunlardaki kurallara bakmak, karşılaşılan hukukî sorunun nasıl çözümleneceği konusunda bir fikir vermiyor. Örneğin anayasa mahkemelerinin önündeki bir iptal davasının sonucunu tahmin etmek için anayasanın ne dediğine bakmanın bir yararı yok. Zira artık anayasa mahkemesi kararları anayasaya değil, birtakım hukuk dışı faktörlere bağlı. Belirli bir davada anayasa mahkemesinin ne yönde karar vereceğini anayasa hukuku profesörleri değil, gazeteciler daha iyi tahmin ediyorlar.
 
Aynı şey idare ve ceza hukuku için de geçerli. İktidarın önem verdiği bir idarî işlemin idarî yargı tarafından iptal edilme ihtimali neredeyse sıfır. Bugün, siyasî niteliği olan bir olayda, en kıdemli ceza hukuku profesörleri dahi gözaltına alınan bir kişinin tutuklanıp tutuklanmayacağını, sanığın mahkum olup olmayacağını bize önceden söyleyemez. Ceza hukuku profesörlerinin bilgileri artık bu konuda bir işe yaramıyor.
 
Bir akademisyenin neden gözaltına alındığı, bir milletvekilinin yeniden seçilmesine rağmen neden yasama dokunulmazlığından yararlandırılmadığı ve tutukluluğunun neden devam ettirildiği hukukla izah edilemiyor. Bunları izah etmek için hukuk dışı unsurları göz önüne almak gerekiyor.
 
Olan biteni açıklamak bakımından hukuk bilimi çaresizlik içinde. Olaya uygulanacak normun ne olduğu, bu normun olaya nasıl uygulanacağı konusunda hukuk profesörlerinin derin bilgilerinin, normu uygulayacak hâkimin hangi hukuk dışı faktörler altında çalıştığı bilgisi karşısında pek bir değeri bulunmuyor.
 
Yorum teorisi konusunda yıllarca çalıştım ve bu konuda pek çok makale yazdım. Artık üzülerek görüyorum ki, hiçbir yorum teorisi, hâkimler üzerinde, hâkimlerin siyasal çevrelerden aldıkları sinyallerin yarattığı etkinin yarısı kadar bile bir etki yaratmıyor. Genç meslektaşlarıma yorum teorisi üzerinde çalışıp bu işe yaramaz bilgilerle yıllarını heba etmek yerine, hakimlerin kişisel geçmişleri ve çalışırken hangi etkilere maruz kaldıkları gibi unsurları incelemelerini tavsiye ediyorum.
 
Keza belirli bir hâkimin önünde davası olan kişilere de davanın nasıl sonuçlanacağı konusunda hukukçulara değil, gazetecilere veya bu etkiler konusunda bilgi sahibi olan diğer kişilere danışmalarını salık veririm.
 
Artık hukuk bilimiyle uğraşmak, havanda su dövmek veya meleklerin cinsiyetini tartışmak misali işe yaramaz bir faaliyet hâline geldi. Muhtemelen bu nedenle günümüzde anayasa ve idare hukukçuları derin bir ümitsizlik içindeler. Uzmanlık alanlarının aslında bir işe yaramadığını görüyorlar ve ömürlerini boş bir işe adadıklarından dolayı da pişmanlar. Neticede bu nedenle üniversitelerimizin anayasa ve idare hukuku anabilim dalları, bütün motivasyonlarını yitirmiş, mesleklerine yabancılaşmış, mutsuz insanlar topluluğu hâline dönüştü. Muhtemelen bu nedenle meslektaşlarımız çalışma isteği ve enerjisi bulamıyorlar.
 
Benzer gözlem ceza hukukçuları için de geçerli. Politik nitelikteki bazı davalarda uzmanı oldukları ceza hukuku bilgisinin bir işe yaramadığını; ceza yargılamasının, ceza usûlünün ilkeleri doğrultusunda değil, bir tünelde giden ve geriye dönme veya yol değiştirme imkânı olmayan bir araba misali sürdürüldüğünü üzülerek gözlemliyorlar.
 
Aslında başta anayasa hukuku olmak üzere ülkemizde hukuk biliminin değersizleşmesi sürecini yaşıyoruz. Hukuk biliminin değersizleşmesine yol açan şey, aslında bizatihi “hukuk”un değersizleşmesidir.
 
II. SORULAR
 
Yukarıda birkaç gözlemde bulundum. Bu gözlemlerle ilgili birkaç soru da sormak isterim.
 
1. Hukukun sona erdiği bir yerde hukuk bilimi de sona erer mi?
 
Hukuk başka, hukuk bilimi başkadır. Bunlardan birincisi ikincisinin konusudur. Ancak konunun ortadan kalktığı yerde konuyu incelemekle görevli bilim dalı varlığını sürdürebilir mi? Olmayan bir şeyi inceleyen bir bilime neden ihtiyaç olsun? Dahası ihtiyaç olsa bile olmayan bir şey üzerinde bu bilim nasıl olup da incelemede bulunsun?
 
2. Hukukun değersizleştiği bir yerde hukuk bilimi de değersizleşir mi?
 
Belki hukukun sona ermediğini, kısmen de uygulandığını veya en azından kağıt üzerinde ülkede hâlâ anayasa ve kanunların bulunduğu söylenebilir. Peki ama anayasa ve kanunların bir norm olarak uygulanmadığı ve kendilerine sistematik olarak uyulmadığı bir ülkede “anayasa” ve “kanun” diye sunulan metinlerin bir değeri olabilir mi? Bu metinlerin değeri yoksa bu metinleri incelemekle görevli olan hukuk biliminin bir değeri olabilir mi?
 
3. Anayasa ve kanunlarda yazılanın dışında ülkede başka bir “hukuk” mu var?
 
Ülkede şu ya da bu şekilde bir beşerî düzen sürdüğüne göre, hukukun yok olmadığı, hâlâ bir “hukuk”un olduğu, ama bu “hukuk”un anayasa ve kanunlarda yazılan hukuk olmadığı düşünülebilir mi? Peki ama bir ülkede anayasa ve kanunlar var iken, bunların dışında ve bunlara aykırı bir hukuk olabilir mi?
 
4. Hukuk bilimi, anayasa ve kanunlarda yazan hukuk yerine “uygulamadaki hukuku” inceleyebilir mi?
 
Hukuk biliminin konusu, beşerî davranış kurallarının incelenmesidir. Anayasa hukuku bilimi de devletin temel organlarının davranışlarının hangi kurallara tâbi olduğunu inceler. Devletin temel organları anayasada yazan kurallara göre değil, bir başka şekilde davranıyorlarsa, anayasa hukuku biliminin görevinin anayasada yazan kuralları değil, bu organların gerçekte uyduğu kuralları ortaya çıkarmak ve bunları incelemek olduğu söylenebilir mi? 
 
Eğer böyle bir şey söylenebilirse aşağıdaki soruları da sormak gerekir.
 
5. Anayasa hukuku bilimi, metodolojisini değiştirmeli midir?
 
Yukarıda belirtildiği gibi, devletin temel organları, artık anayasadaki kurallara göre değil, başka kurallara göre davranıyorlarsa, anayasa hukuku biliminin görevinin, devletin temel organlarının uydukları bu kuralları ortaya çıkarmak ve bunları analiz etmek olduğu söylenebilir mi? Örneğin belirli bir davada anayasa mahkemesinin nasıl karar vereceğini önceden bilmek için bu konudaki anayasa hükmüne bakmak yerine, anayasa mahkemesi üyelerinin kimin tarafından atandığına ve hangi faktörler altında çalıştıklarına bakmak daha doğru olabilir mi? Keza bir ceza davasında sanığın tutuklanıp tutuklanmayacağı veya mahkum olup olmayacağını bilmek için ceza kanununa ve ceza muhakemesi kanununa bakmanın gereği kalmadığı, bunun yerine dava dosyasıyla ilgisi olmayan başka unsurlara bakmanın daha doğru olacağı ileri sürülebilir mi?
 
6. Metodolojisini değiştirmiş böyle bir “hukuk bilimi”, gerçekten bir hukuk bilimi midir?
 
Yukarıdaki sorulara evet yanıtı verilirse şu sorular ortaya çıkmaktadır: Hukuk bilim insanları yukarıda belirtilen hukuk dışı unsurları nasıl inceleyeceklerdir? Hukuk bilim insanları, hâkimin olay hakkında nasıl karar vereceğini hâkimin uygulayacağı anayasa ve kanun hükmüne bakarak söyler. Hukukçuların uzmanlığı normun ne olduğu ve normun nasıl uygulanacağı konusundan ibarettir. Hukuk bilim insanlarının, normu uygulayan hâkimin hangi hukuk dışı faktörler altında karar verdiği konusunda bir uzmanlığı yoktur. Bu konularda gazeteciler, hukuk profesörlerinden daha donanımlıdır. Eğer bu böyleyse, uygulanan gerçek hukuku anlamak için hukuk biliminin metodolojisini değiştirmesi, hukuk dışı unsurları inceleme alanına dahil etmesi, bizatihi hukuk bilimini, hukuk bilimi olmaktan çıkarmaz mı? Metodolojisi değişmiş böyle bir hukuk bilimi, hukuk bilimi sıfatına layık olur mu? Norm olmadan hukuk bilimi olabilir mi?
 
7. Anayasa hukukunda yeni bir dönem mi başlıyor, yoksa anayasa hukuku sona mı eriyor?
 
Bilindiği gibi anayasa hukuku bilimi, “klasik dönem”, “anayasa hukukunda siyasal bilim yaklaşımı” ve “yeni anayasa hukuku” olmak üzere üç gelişim dönemine ayrılır[2]. Birinci dönem 1800’lerde başlayıp 1950’ye; ikinci dönem 1950’den başlayıp 1980’lere kadar sürmüştür. Artık 1980’lerde başlayan ve anayasayı müeyyidelendirilmiş bir norm olarak ele alan üçüncü dönemin sonuna gelindiği söylenebilir mi? Anayasa hukukunun üçüncü döneminin sona ermesi, acaba ikinci dönemdeki siyasal bilim yaklaşımına geri dönüleceği anlamına mı geliyor? Yoksa yeni bir döneme geçileceği, bu dönemde anayasa hukukunun kendisine yeni metodolojik araçlar geliştirebileceği söylenebilir mi? Bunların ikisi de mümkün değil ise, acaba anayasa hukukunun sonu mu geldi?
 
SONUÇ
 
Ben bu kısa yazıda bazı gözlemler yapıp, birtakım sorular sordum. Bu sorulara benim kesin cevaplarım yoktur. Ancak genelde hukuk bilimi, özelde de anayasa hukuku bilimi, varlıklarını sürdürmek istiyorsa bu soruları tartışmak ve bunlara bir cevap vermek zorundadır.”
 

Diğer başlıklar

11/04/2024
22:41 Gazze'ye yeni bir saldırı başlatıldı
21:51 30 yılın ardından tahliye oldu
20:56 Kürt partilerinin ortak siyasi tutum çalışmaları sürüyor
19:16 Adalet Nöbeti: Kürtler tarihi bir direniş gösteriyor
19:03 Demokratik kitle örgütlerinden Şenyaşar’a destek ziyareti
18:32 İsrail'den İran’a karşı hava tatbikatı
18:07 Amedspor’a para cezası
17:26 AP’de cezaevleri konferansı: Tecride karşı uluslararası bir ağ kurulmalı
16:23 YSK Başkanı Ahmet Yener: 4 yerde seçim yenilenecek
16:18 Bursa’da şüpheli kadın ölümü
16:09 1’inci Düsseldorf Kürt Film Festivali 25 Nisan’da başlıyor
15:59 Agirî’de dere taşınca evler su altında kaldı
15:19 Wan halkı çifte bayram kutluyor
14:46 Yurtsever Aşiretler: Kürdistan değerlerine ihanet edenlerin sofrasına oturmayın
13:57 DBP ve DEM Parti'nin bayramlaşma programında 'birlik' mesajı
13:56 Bakırhan: Kürtlere düşmanlık edenler kaybetti
13:36 Siyasi partilerden DEM Parti’ye bayram ziyareti
13:27 İki Êzidî çocuğu köleleştiren Iraklı çift Almanya’da tutuklandı
13:07 Hatimoğulları: Kürt sorunu için diyalog kapıları açılmalı
12:55 Amedspor maçı için kentte led ekranlar kurulacak
12:43 Üveyş Öcalan mezarı başında anıldı
12:19 Nikaragua, Berlin Büyükelçiliğini kapattı
11:57 Bayram tatilinin ilk 5 gününde trafikte 38 kişi öldü, 5 bin 26 kişi yaralandı
11:46 Ekrem İmamoğlu The Economist’e yazdı: Türkiye artık seçeneksiz değil
11:31 'Çocuk istismarı' suçundan 31 binden fazla dosya açıldı
10:56 AP mülteciliği zorlaştıran anlaşmayı onayladı
10:03 İsrail ile İran arasındaki gerilim yükseliyor
09:16 Akdeniz'de mülteci teknesi battı: 8 kişi yaşamını yitirdi
09:09 170 gündür kayıp Süleyman Ahmet'e dair başvurular yanıtsız
09:08 Abdullah Öcalan'ın 'İsyan tufanı': Üveyş Öcalan
09:06 HDP ve Yeşil Sol Parti binasına saldırı girişimiyle ilgili dava açıldı
09:04 Amed halkı belediyelerden nasıl bir hizmet bekliyor?
09:02 ‘Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesi için herkes ayağa kalkmalı’
09:00 AKP’li yönetim belediyede okey masası kurmuş
09:00 11 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
10/04/2024
22:32 Sele kapılan çocuklardan biri yaşamını yitirdi
21:25 Olağanüstü itiraz süreci 14 Nisan'a kadar sürecek
20:40 9. Amed Tiyatro Festivali başlıyor
19:30 CPT önünde başlatılacak 'özgürlük' talepli eyleme çağrı
19:13 Minbic kırsalı bombalandı
18:35 İsrail saldırısında Haniye'nin 3 oğlu hayatını kaybetti
18:07 Ev baskınlarında 15 gözaltı
17:43 Katledilen avukat Serhat’ın mezarına saldırı
17:13 Tayvan’daki depremde can kaybı 16’ya çıktı
16:47 Şenyaşar'ın 'adalet' direnişi bayramda da devam etti
16:30 Biden, 33 bin insan öldükten sonra Netanyahu için 'hata yapıyor' dedi
16:22 Pasur ve Ziyaret belediye eşbaşkanları mazbatalarını aldı
16:18 Riha’da fabrika yangını
14:52 Bayram tatilinin ilk 4 günündeki trafik kazalarında 26 ölü, 3 bin 870 yaralı
14:37 Tutsak yakınları Abdullah Öcalan’ın bayramını kutladı
14:31 Demirtaş’ın Kobanê Davası'ndaki savunması kitaplaştırıldı
14:18 Akçay Sulak Alanı'na kaçak hafriyat dökülüyor
14:09 MKG’den bayram mesajı
13:28 Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler unutulmadı
12:35 37 vekilden Piroğlu için Sırbistan Hükümeti’ne acil çağrı
12:17 Ceyhan Belediyesi'nde 287 kişi işten çıkarıldı
12:00 Özgür Özel'den Bahçeli'ye yanıt
11:00 Wan’da heyelan nedeniyle yollar kapandı
10:47 7 gemi söküm için Aliağa'ya geliyor
10:31 Vedat Aydın mezarı başında anıldı
10:18 Aytun Çıray: Erdoğan, Meral Akşener'le 6'lı Masa'ya sızdı
09:47 DEM Parti, DBP ve DTK eş genel başkanlarından bayram mesajları
09:15 Polisin burnunu kırdığı müzisyen: Wan'daki irade gaspı sorumluluklarımızı hatırlattı
09:09 Tutsaklar Abdullah Öcalan için eylemde
09:06 Qoser Belediyesi kayyımı giderken personeli de beraberinde götürdü
09:05 Kaleme aldığı kitap 'sakıncalı' denilerek kendisine verilmedi
09:04 Kadın örgütleri: Seçim sonuçları kadınların kazanımı
09:03 Dîgor Belediyesi'nde hizmet yok, borç çok
09:02 Hasta tutsak Tanboğa 3 aydır ameliyat edilmeyi bekliyor
09:02 Gazeteci Ahmet'ten 169 gündür haber yok: Gazeteciler ses çıkartmalı
09:00 10 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:37 Seçimlerin yenileneceği Curnê Reş Belediyesi'ne kayyım atandı
09/04/2024
22:56 Çıkan çatışmada 1 asker yaşamını yitirdi
22:38 Amed'de 2 yerleşim yeri günlerdir elektriksiz
22:13 Geçen ay 'en sıcak mart' olarak kayıtlara geçti
20:54 Anne Şenyaşar'ın 'adalet' talepli nöbeti 73'üncü gününde
20:42 Sorbonne Üniversitesi’nde Abdullah Öcalan savunmaları okundu
19:48 DBB sitesi bakıma alındı
19:40 DEM Parti’den YSK’ye bir itiraz daha
19:10 Cûdî ve Gabar'a girişler 15 gün yasaklandı
18:46 Reşid ile Erdoğan arasında telefon görüşmesi
18:01 Îdir Belediyesi eşbaşkanları mazbatalarını aldı
17:55 13 yılda en az 681 kolber katledildi
17:09 YSK'den Şirnex ve Çewlig kararı
17:04 Kendisini uzman çavuş olarak tanıtan K.K., bir kadına tecavüz etti
16:53 Tutuklu Grup Yorum üyesi Bahar Kurt'un kolu kırıldı
16:50 Xarpêt karayolunda kaza: 3 ölü
16:42 Bremen Cezeavi’ndeki tutsağa Özgür Politika gazetesi yasaklandı
16:39 Sellerin vurduğu Rusya ve Kazakistan'da 90 binden fazla kişi tahliye edildi
16:07 Türkiye’nin ihracat kısıtlaması getirdiği İsrail'den yanıt
15:58 Tutsak yakınları: Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklar özgür olmalı
15:55 Wan protestosundaki ihlaller: Yoğun gaz ve plastik mermi kullanıldı
15:42 Qers için itiraza ret: Taşımalı ‘seçmen’le halkın iradesine ipotek konuldu
15:31 HDK Emek Meclisi: Çalışma alanları katliam alanına dönüştü!
14:53 Amed'de bayramın mutlu ve güvenli geçmesi için tüm tedbirler alındı
14:39 Soykırım ortaklığıyla suçlanan Almanya savunma yaptı
14:38 Eğitim Sen: MİT'in okullarda başlattığı çalışma çocuk haklarına aykırıdır
14:12 Mezarlık ziyareti: Uğruna canlarını verdikleri felsefeyi yaşatacağız
13:11 DEM Parti dört siyasi parti ile bayramlaşacak
12:54 Êlih’te kavga bir kişi yaşamını yitirdi
12:50 Samsun ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:36 DEM Parti Eş Genel Başkanları'ndan bayram mesajı
11:18 AİHM Kavala’nın başvurusuna öncelikli inceleme kararı verdi
11:13 Sınır ötesi savaşa katılacak korucuların isimleri ortaya çıktı
11:12 Bakanlık İsrail ile ticarete kısıtlama getirdi!
10:52 Çarşı pazarda bayram sevinci kalmadı
10:01 İşçi ve emekçiler 1 Mayıs’ta Taksim’de olacak
09:10 Cizîr kayyımı gider ayak 7 milyon 339 bin 582 TL’lik demirbaş hibe etti
09:07 Siyasi tutsaklar 'Öcalan’ın özgürlüğü' için eylemde
09:06 Rojnews editörü Ahmet 168 gündür KDP istinbaratının elinde
09:03 AKP 'kalesi' Karadeniz'de sarsıldı: Çay ve fındık politikaları etkili oldu
09:02 Cinsel taciz faili yeniden muhtar seçildi!
09:00 HDK Eşsözcüsü Demir: Seçim sonuçlarını örgütsel-politik üstünlüğe çevirmeliyiz
09:00 09 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08/04/2024
20:40 Stewr’de taşımalı seçmen tepkisi: Oturacak koltuğunuz var ama yatacak yeriniz yok
20:33 Emine Şenyaşar’ın adalet nöbeti 72’nci gününde
19:09 Adalet Nöbeti sürüyor: Bir adım geri atmayacağız
18:20 CHP’nin 4 ilçe için yaptığı itiraz reddedildi
18:02 Wan ve Mêrdîn'de Ramazan Bayramında ulaşım ücretsiz olacak
17:58 Hezro’daki ekolojik talana tepki
17:53 DEM Partili meclis üyeleri AKP’li Yarka’yı protesto etti
17:01 Gever'de belediyeye ait ulaşım araçları bayram boyunca ücretsiz
16:35 Wan protestosunda tutuklananlar için kampanya
16:25 Wan protestolarında 30 kişi tutuklandı
16:21 Seçim kavgasının olduğu beldede sokağa çıkma yasağı!
16:03 Kavaklı S Tipi Cezaevi raporu: İşkence ederken ‘vatan bölünmez’ sloganları atıyorlar
15:59 Almanya’nın yargılandığı davada Nikaragua'yı Alman avukat temsil etti
15:52 Patates deposunda göçük: 2 ölü
15:51 Adana'da Abdullah Öcalan için fidan dikildi
15:05 Kadın gazetecilere yönelik baskılar Mart ayında da sürdü
14:12 CHP'nin kazandığı Pınarbaşı Belediyesi'ne kayyım atandı
13:35 Öcalan’ın özgürlüğü için 3 milyon 669 bin imza toplandı
13:35 Mazbatalarını alan eşbaşkanlar: Halka hizmet için geldik
12:43 Dilovası’nda çevreyi kirleten 2 firmaya ceza
12:41 Savcı, mahkemenin tahliye kararını zaman ayarlı itirazla engelledi
12:16 Turnuvanın geliri Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın sığınma evine gitti
11:32 Almanya 'Filistin’deki soykırıma ortak olduğu' gerekçesiyle yargılanıyor
11:02 Bucak ve Doğan belediyeye halkla birlikte girdi
10:27 Akşener genel başkanlığa aday olmayacak
10:22 Kapalı gastronomi merkezine 2 milyon 248 bin TL’lik et ve tavuk alımı
09:37 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 134 gündür eylemdeler
09:28 Kürtlerin Ortadoğu’nun yapısal sorunlarına çözümü: Demokratik Ulus
09:26 Gazeteci Ahmet'ten 167 gündür haber yok
09:07 Kadın tutsaklardan Adalet Bakanlığı'na Öcalan mektubu
09:05 3 bin kişiyle CPT önünde eylem başlatılacak
09:00 08 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:22 Xelfetî Belediyesi'nde gider ayak hırsızlık
07/04/2024
22:43 Qaxizman belediye eşbaşkanları iftarda halkla bir araya geldi
22:37 FHKC’den uluslararası işçi sendikalarına grev çağrısı
22:31 Kayyım, seçilmişlerin mazbata alacağı saate toplantı koydu: Yandaşlara peşkeş çekecek