PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin son bulması amacıyla açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'e destek açıklamaları gelmeye devam ediyor. HDP vekilleri Remziye Tosun ve Tülay Hatimoğulları, ülkede barışın tesis edilmesi için bir an önce tecridin son bulmasını istedi.

 

'ÇÖZÜM İSTEMEYENLER TECRİDİ DERİNLEŞTİRİYOR'

 

Öcalan üzerinden ağırlaştırılarak devam eden tecridin tüm halklar üzerinde derinleştirildiğini ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, “Bu tecrit sadece Kürt halkına değil, Ortadoğu ve Türkiye halklarına yapılan bir insanlık suçudur. Bunu kabul etmiyoruz. Tecridin kalkması için elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. Tecridin yoğunlaştığı dönemle birlikte Ortadoğu’da savaşın derinleştiğine dikkat çeken Tosun, Öcalan’ın felsefesi ve fikrinin Ortadoğu’yu özgürleştirileceğinden kaynaklı tecridin derinleştirildiğini kaydetti.

 

'BİZİ BİZİ YAPAN ÖCALAN'

 

Güven’in açlık grevi eylemine değinen Tosun, şöyle devam etti: “Sayın Abdullah Öcalan’ın mücadelesiyle biz kadınlar bu noktaya geldik. Leyla Güven arkadaşımız, ‘Ben kendimi Abdullah Öcalan’la tanıdım. Onun fikir ve felsefesiyle kendimi tanıdım. Onun üzerinde olan son 5 yıllık tecridi kabul etmiyorum. Tecridin kaldırılması için direneceğim. Onun için açlık grevine giriyorum ve görüşmeler olana kadar bu eylemi süreceğim’ demişti. Bizler de Leyla Güven’e sahip çıkmalıyız. Sonuna kadar Leyla Güven’in yanında olacağız. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkmayana kadar bu tür eylemlerimiz devam edecektir. İlk uyarı iki günlük açlık grevi eylemidir. Önümüzdeki günlerde de yeni planlamalarla eylemlerimiz devam edecek.” 

 

'KÜRTLERE HUKUK YOK'

 

CHP vekili Enes Berberoğlu’nun tahliye edilmesine değinen HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da, “Leyla Güven arkadaşımız hak iradesiyle seçilmiş bir milletvekilidir. Enes Berberoğlu da seçilmiş bir vekil olarak cezaevindeydi. Seçilmiş tüm vekillerin yeri Meclis’tir. Bunun için sözümüzü her yerde söyledik. Burada hukuk HDP’ye işlemedi. Şu anda cezaevinde bulunan tek vekil arkadaşımız Leyla Güven’dir. Leyla arkadaşımız da bir an önce serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı. Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış tecride dikkat çeken Hatimoğulları, Türkiye ve Ortadoğu'nun en önemli gündemlerinden birinin tecrit olduğunun altını çizdi. 

 

'BARIŞ KODLARI İMRALI'DA'

 

Barışın önünde en büyük engelin tecrit olduğuna değinen Hatimoğulları şöyle konuştu: "Sayın Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesi üzerine cezaevinde bulunan Leyla Güven arkadaşımız bu konuya parmak basmak için şu anda süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde. Bizler Leyla Güven arkadaşımızı haklı buluyoruz. Ve yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bugün tecrit insanlığa aykırı ve Türkiye’nin imzaladığı İnsan Hakları Bildirgesine aykırı bir şekilde cereyan ediyor. Tecridin içinde disiplin uygulamalarının da yapıldığı bilgileri geliyor. Sayın Öcalan tecrit içinde tecride mahkum edilmiştir. Bizler bir an önce tecridin ortadan kalkması gerektiğine inanıyoruz. Bizler Türkiye ve Ortadoğu’da barış kodlarının buralarda gizli olduğunu düşünüyoruz. Bugün Kürt sorununun barışıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiyle ilgili bir adım atılmadığı takdirde Türkiye’nin Ortadoğu denklemiyle ilgili mevcut olan karmaşası ve başarısızlığı devam edecektir. Gerek Türkiye sınırları içindeki Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesi gerekse bunun Ortadoğu politikalarında aynı yöntemle gidilmesinin Türkiye ve bölgede yaşayan tüm halkların önünü açacağı inancı sonsuzdur. Dolasıyla bugün Leyla Güven arkadaşımızın başlattığı mücadeleyi bizler aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Ortadoğu’nun barışa ve huzura kavuşabilmesi açısından da değerlendiriyoruz." 

 

'KENDİ ANAYASALARINI ÇİĞNİYORLAR'

 

Diyarbakır Valiliği’nin Güven ile ilgili yapılacak etkinleri yasaklamasını eleştiren Hatimoğulları, “Bizler asla bu yasakları kabul etmiyoruz. Bugün insanların fikirlerini dile getirmek ve demokratik mücadeleyi yürütmek Anayasa’nın bizlere vermiş olduğu önemli haklardan biridir. Sokağa çıkma yasaklarından tutalım da birçok uygulamalar aslında kolluk kuvvetlerinin ve AKP’nin  kendi anayasalarını çiğnediklerinin açık ayan beyan göstergesidir. Bu ülkenin barışı ve huzuru için bu ülkede yaşayan bütün halkların eşit vatandaşlık perspektifiyle yaşamlarını sürdürebilmesi için bu ülkede yaşayan gençlerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin özgürlükleri ve demokratik bir ortamda yaşamaları ve ekonomik hakları için mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Leyla Güven arkadaşımızın cezaevinde gösterdiği direnişi selamlıyor ve yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyorum” ifadelerini kullandı.

 

MA / Cemil Uğur – Hamdullah  Kesen