ANKARA – “Kadın Emeği ve İstihdamı” çalıştayında konuşan Sendika Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Necla Akgökçe, “Konfederasyonların, sendikaların kadın üyelerinin hayatında özel olarak değişikliklere yol açabilecek bir politika geliştirmelidirler” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar tarafından düzenlenen “Kadın Emeği ve İstihdamı” çalıştayının bugünkü son oturumunda “Toplumsal Cinsiyet İstihdam İlişkisi”, “Ekonomik krizlerin kadın emeğine ve istihdamına yansımaları” konuları tartışıldı.
Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı'ndan Zuhal Esra Bilir, “Toplumsal Cinsiyet ve İstihdam İlişkisi’ hakkında sunum yaptı. Türkiye’de kadın istihdamı alanında eğretileşmeye doğru gidildiğini belirten Bilir, “Bildiğiniz gibi 2000’li yıllardan bu yana kadını çok aile temelde gören muhafazakar bir temel oluştuğunu görüyoruz. Bir yandan da büyüme ve kalkınma hedeflerini görüyoruz. Kadını iş gücüne katma hedefini görüyoruz. Kadını iş gücüne henüz girmemiş olan, girdiğinde de ucuz ailenin yapısını tehdit etmeyen bir yapı olarak görüyorlar. Neo-liberalizmde esnek, güvencesiz bir durumla karşı karşıyayız. Burada cinsiyete dayalı eşitisizlik durumu kendini gösteriyor” dedi.
‘KADINLAR EĞİTİM DÜZEYLERİNİN ALTINDA ÇALIŞTIRILIYOR’
Dünya ekonomik formunda küresel cinsiyet uçurumunda kadınların 31’inci sırada olduğuna dikkat çeken Bilir, şunları söyledi: “Türkiye’de kadınların emeğinin bir dolara, erkeklerin emeğinin 2 dolara karşılık geldiğini görüyoruz. Dünyadaki çalışma yaşamında kadınların istinasız ekonomilerde eşitsiz durumu kendini gösteriyor. Türkiye’deki iş gücüne baktığımız zaman kadın katılımı dünya ortalamasının çok altında. Kadınların iş gücüne katılım oranına azalması kadınların ev işlerinde daha fazla olması gerektiğini belirtmelerindendir. İş gücüne katılımda eğitim kadınları etkileyen bir faktör. Kadınlar eğitim düzeyinin altında bir durumda çalışmaya zorlanıyor.”
‘KADINLAR BEDAVA İŞ GÜCÜ OLARAK KULLANILIYOR’
Kadınların hem neo-liberal politikalara hem de devlet argümanlarına karşı mücadele ettiğinin altını çizen Bilir, “Devlet, kadının hiçbir zaman kendine ait kararlar alabilecek durumun olmadığını söylüyor ve aslında bu politikalarıyla ev içerisinde karşılaması gereken sosyal refaha ilişkin yükümlülüğünü kayıtsız bir şekilde bedava iş gücü olarak elde ediyor. Bunun için 2016’daki torba kanunlarla bir yasal zemin düzenleniyor” ifadelerinde bulundu.
‘TOPLUMSAL CEPHEDEN BAKILMALI’
“Ekonomik krizlerin kadın emeğine ve istihdamına yansıması” konusunda ise Sendika Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Necla Akgökçe sunum yaptı. Türkiye’deki ekonomik krize öncelikle toplumsal cinsiyet açısından bakılması gerektiğini belirten Akgökçe, şöyle devam etti: “Kriz esasında kapitalizmin krizidir. Kapitalizm krizi periyodik olarak yeni krizler ortaya çıkarıyor. Türkiye’de yaşanan krizler bizim hayatımızı etkiliyor. Krizin etkilerinde toplumsal cepheden bakılması lazım.”
‘TOPLUMSAL CİNSİYET ÜZERİNDEN POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ’
“Konfederasyonların sendikaların kadın üyelerinin hayatında özel olarak değişikliklere yol açabilecek bir politika geliştirilmeleri gerekiyor. Bu politikalar da toplumsal cinsiyet üzerinden geliştirilmeli” diyen Akgökçe, “Krizler nötr kavramlar değildir. Krizler erkekleri ve kadınları ayrı ayrı etkiler. Kapitalist üretim koşullarında çalıştığımız zaman ücretlendirme durumlarından kaynaklı hayatımızda değişiklikler oluyor. Kadınların sömürüsü sadece kapitalist değil, ev içi sömürü biçimlerinin meydana getiriyor” ifadelerinde bulundu.
‘KRİZLER ŞİDDETİ MEYDANA GETİRİYOR’
Türkiye’de krizlerin sadece erkeklere dair bir olgu olarak görüldüğünü vurgulayan Akgökçe, “Hayatımızda eskisi gibi gitmeyecek. Bir yerde okumuştum. ‘Krizlerde kadınlar hava yastığı görevi yerine getirirler’ kapitalizmde bir şekilde kadınlardan faydalanıyorlar. Krizlerde birbirinin etkilerini kolaylaştırarak, baskı ve sömürü olarak hayatımıza giriyor. Kriz kendisiyle beraber şiddeti meydana getiriyor. Bu şiddetler ev içerisinde artmaya başladı” dedi.
Çalıştayda ilk günün sonunda; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Büro Emekçileri Sendikası (BES), Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası (TÜMBEL- SEN), Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası (KÜLTÜR SANAT-SEN), Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (HABER SEN), Yol, Yapı, Altyapı, Tapu ve Kadastro Emekçileri Sendikası (YAPI YOL SEN), Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM), Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (TARIM OR-KAM SEN) ve Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES) ortak “İş kolu raporları” sundu.
Çalıştayda yarın; “Ekonomik krizin kadın kamu emekçilere yansımaları ve mücadele olanakları”, “Örgütlenme ve mücadele stratejileri”, “Ne yapmalı nasıl yapmalı?” konuları tartışılacak.