Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeyken 23 Aralık 2016 tarihinde Halfeti Belediyesi'ne kayyum olarak atanan Şeref Albayrak'ın, göreve geldiği günden bu yana ilçe sakinleri arasında ayrımcılık yaptığı iddia ediliyor. Belediye hizmet binasına dev Türk bayrakları asan Albayrak, ilçe merkezinde bulunan ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 66’ıncı doğum günü etkinlikleri için yapılan 4 Nisan Parkı'nı bakımsız bırakıp yok olmaya terk etti. İlçe merkezi ve kırsal mahallelerde esnafa cam ve duvara Türk bayrağı asılmasını zorunlu hale getiren Albayrak'ın, bayrağı indiren esnafa çeşitli bahanelerle idari para cezaları kestiği iddia edildi.

  

BELEDİYE Mİ KARAKOL MU?

 

Albayrak'ın dev bayraklı belediye hizmet binasının etrafı TOMA, çevik kuvvet ve özel harekat polisleriyle kuşatılmış bulunuyor. Binaya girmek isteyen yurttaşlar önce çevik kuvvet polisi aramasından geçtikten sonra, x-ray cihazından geçiyor. Ardından özel harekat polislerinin aramasından geçtikten sonra binaya girebilen yurttaşlar, kayyum ile görüşmek için saatlerce belediyenin alt katında bulunan danışma salonunda bekletiliyor. 

 

‘ENGELLERE RAĞMEN HİZMET GÖTÜRDÜK’

 

Belediyeye kayyum atanmasının üzerinden 2 yıl geçtiğini, bu zaman diliminde kayyumun belediyenin tüm kaynaklarını sömürdüğünü söyleyen Halfeti Belediyesi Meclis Üyesi Aydın Öcalan, 2014 yerel seçimlerinde DBP olarak belediyeyi yüzde 60 gibi büyük bir farkla kazandıklarını söyledi. Seçimleri kazandıktan sonra belediyenin ekonomik sorunlarıyla boğuştuğunu dile getiren Öcalan, kısıtlı imkanlarla bu borcu kapatmayı başardıklarını ifade etti. Göreve geldikten sonra yapmak istedikleri park, çevre düzenlemesi ve belediyeye kaynak oluşturacak birçok projenin Urfa Büyükşehir Belediyesi tarafından engellendiğini sözlerine ekleyen Öcalan, tüm bu engellemelere rağmen halka hizmeti en iyi şekilde götürdüklerini söyledi.

 

‘AÇTIĞIMIZ İŞLETME KAPATILDI’

 

Belediyeyi kazandıkları dönemde ilçe merkezi ve mahallelerin çöp sorunu olduğunu, ilk etapta bu sorunu çözdüklerini, sonra ilçenin yol sorununu çözmek için kolları sıvadıklarını dile getiren Öcalan, ilçe merkezi ve mahallerin tüm yollarını kilit taşlarıyla ördüklerini söyledi. Yol yapımı için kilit taşlarını ilk etapta dışarıdan aldıklarını, bunun çok maliyetli olduğu için kilit taşı üreten bir fabrika açtıklarını aktaran Öcalan, 300 bin TL değerinde olan kilit taşı üreten bir makine satın aldıklarını ve bunu kurup üretime başladıklarını ifade etti. Makine üretime geçtikten sonra belediyenin masraflarının yarı yarıya düştüğünü belirten Öcalan, kilit taşı makinesinin üretmeye başladığı sırada belediyeye kayyum atandığını ve üretimin durdurulduğunu söyledi.

 

‘YANDAŞLARINI ZENGİN ETTİ’

 

İki buçuk yıl görevde kalabildiklerini ifade eden Öcalan, bu süre içinde halkın tüm isteklerini yerine getirmediklerini belirterek, şunları söyledi: “Göreve geldikten sonra hizmet alanımız daraltıldı. Hizmet alanlarımızın çoğu Urfa Büyükşehir Belediyesi'ne devredildi. Bu alanlarda çalışma yapmak istediğimizde ise büyükşehir buna engel oluyordu. Zaten 6 ay boyunca belediyeye fiili kayyum atandı. Kaymakam izni olmadan tek bir çivi çakamıyorduk. Bu yüzden istediğimiz hizmetleri yapamadık. Kayyum atandıktan sonra kurduğumuz parke taşı fabrikası kapatıldı. Makineler hurdaya çıkarılıp parçalanarak satıldı. Belediye için satın aldığımız iş makineleri Devlet Su İşleri’ne (DSİ) hibe edildi ve belediye 20 milyona yakın borçlandırıldı.”

 

‘RANTÇI BELEDİYE GELDİ’

 

Belediyelere kayyum atamalarını demokrasiye vurulmuş en büyük darbe olarak niteleyen DBP İl Meclis Üyesi Mahmut Özdemir ise, kayyum politikasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Türkiye’de gerçek anlamda halka hizmet götüren belediyelerin DBP’li belediyeler olduğunu ifade eden Özdemir, İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendiren müfettişlerin yolsuzluk anlamında hiçbir şey bulamadığını ve iktidarın bunu çok iyi bildiğini söyledi. Kayyum ile birlikte yaratılan halkçı belediyecilik anlayışının bitirildiğini dile getiren Özdemir, “Ortaya rantçı bir anlayış konulmuş olsaydı bu belediyelere bu gün kayyum atanmazdı. Ancak sistem belediyecilik anlayışına karşı alternatif belediyecilik yaratıldığı için anti demokratik bir anlayış ile belediyelerimiz gasp etti” dedi. 

 

‘KAYNAKLAR YANDAŞA’

 

Kayyumun Halfeti Belediyesi'ne atandıktan sonra ilk yaptığı işlerin başında belediye kaynaklarını kendi yandaşlarına açmak olduğunu dile getiren Özdemir, kayyumun yaptıklarını şöyle sıraladı: “Onlarca işçi belediyeden çıkarıldı, yerine AKP yöneticilerinin eş ve dostları alındı. Kurduğumuz kilit taşı fabrikası kapatıldıktan sonra yıkıldı ve yerine garaj yapıldı. Şimdi yollara döşenen kilit taşı dışardan kendi yandaşlarından satın alınıyor. Kentte hiçbir hizmet yok, ancak bol bol ırkçı politikalar hakim. Esnafa zorla bayrak astırılıyor. Bunu yapmayan esnafa idari para cezaları kesiliyor. Halkın evleri kaçak diye yıkılıyor. Belediye arazileri işlemek yerine kendi yandaşlarına haraç mezat satılıyor. Borçsuz gasp ettikleri belediyeyi borç batağına sürüklediler ve belediyenin 20 milyon TL borcu var. Bu paranın ne yapıldığı, nereye harcandığı bilinmiyor.”

 

‘SANDIKTA CEVAP VERİLECEK’

 

Yerel seçimlerin yaklaştığına dikkat çeken Özdemir, son olarak şunları söyledi: “Türkiye’de iki türlü kriz var. Biri ekonomik kriz ve gittikçe derinleşiyor, diğeri ise siyasi kriz. Siyasi krizle birlikte iktidar kendine muhalefet olan herkese baskı kuruyor ve önümüzdeki dönem bu baskılar artarak devam edecek. Halkı baskı ile sindirebileceklerini sanıyorlar, ancak yanılıyorlar. Önümüzde yerel seçimler var ve bu baskı politikalarına halk sandıkta gereken cevabı verecek. Kayyum atadıkları belediyeleri kazanamazsalar yeniden kayyum atamakla tehdit ediyorlar, ancak bu politikada boşa çıkacak. Boş yere tehdit edip durmasınlar. Korkunun ecele faydası yok. Kayyum atanan belediyeleri geri alacağız ve halkın hizmetine sunacağız. Onlar istedikleri kadar kayyum atasınlar, bu belediyeleri onların elinden almak bizim boynumuzun borcu.”

 

MA / Erdoğan Alayumat