İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 14 Ekim 2016’da aldığı kararla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Üsküdar Belediyesi "kentsel dönüşüm" adı altında Kirazlıtepe sakinlerini yerinden etmeye çalışıyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’nun ek birinci maddesi uyarınca “depremde riskli alan” ilan edilen mahallede 1400’ü konut, 100’ü iş yeri olmak üzere toplam 800 hak sahibi bulunuyor. 

 

Evleri yıkıp yapma işini üstlenen Üsküdar Belediyesi, dönüşümün ilk aşamasında mahallede bulunan Yaşam Merkezi'nde insanları bir araya getirerek muvafakatname imzalatmak istedi. Muvafakatnamenin tek taraflı olduğunu belirten mahalle sakinlerinden bir kısmı imzalamadı. Şimdiye kadar 200 hak sahibinin muvafakatnameyi imzaladığı ifade ediliyor. Geriye kalan hak sahiplerine ise belediyenin her gün “15 gün içerisinde evlerinizden çıkmazsanız doğal gazınız, elektriğiniz ve suyunuz kesilecek” diye tebligat gönderdiği belirtildi. 

 

KOKUDAN DURULMUYOR 

 

Bütün hak sahiplerinden imza almayan belediye, imza aldıkları evleri yıkmaya devam ediyor. İmza atmayıp evlerinde kalanlar ise yıkılın evlerin molozları altında yaşamak zorunda kalıyor. Yıkılıp kaldırılmayan hafriyatların yalnızca toza toprağa sebep olmadığını aktaran mahalleli, kokudan da şikayetçi. Hafriyatların arasında devasa lağım farelerinin dolaştığını anlatan halk, salgın hastalık yayılmasından korkuyor. Bütün bunlara rağmen mahalle sakinleri evlerini terk etmiyor. 

 

Kentsel dönüşüm ve Güzelleştirme Derneğini kurarak eylem ve etkinlikler ile seslerini duyurmaya çalışan mahalle sakinleri, belediyenin kendilerini sindirip kandırmaya çalıştığını söyledi. 

 

'ÇOCUKLARIMIZ PİSLİĞİN İÇİNDE YAŞIYOR'

 

1979 yılından bu yana Kirazlıtepe’de yaşadığını dile getiren Basri Çelik, “Burası 60 yıllık bir mahalle. Çocukluğumuz burada geçti. Gidecek başka bir yerimiz yok. Biz burada yaşlandık. Çocuklarımız burada büyüdü. Şimdi bizi birbirimize düşürerek, kırdırarak ve yalan dolanla buradan göndermeye, başka bir yere sürmeye çalışıyorlar” dedi. Sindirme ve baskı politikalarıyla burada yaşayan halkı bıktırmaya çalıştıklarını ifade eden Çelik, “İnsanların evlerini ellerinden almak istiyorlar. Vermek istemeyenlere de ihbarname yolluyorlar. Ben onlarla anlaşmaya varmadım ama buna rağmen 15 gün içinde evime iki defa ihbarname gönderdiler. Evimin sağında ve solunda olan evleri yıktılar. Ve olduğu gibi o pisliği evimin önüne bıraktılar. Çocuklarımız bu pisliğin içinde oynuyor.  Bunlar da yetmiyormuş gibi her yerde polis ve TOMA var” sözleriyle yaşadıklarına tepki gösterdi.

  

‘MAHALLELİYİ BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’

 

Belediyenin kendilerini oyaladığını ifade eden Çelik, "Buradaki halkı birbirine düşman ettirmeye çalışıyorlar. Burada yaşayan halkın çoğunluğu akrabadır ya da köylüdür. Bunların aralarında biri imza atmış. İmza atmayan imza atana düşman gözüyle bakıyor. Atan da öbürüne aynı şekilde bakıyor. Burada bir olay çıkarsa bunun hesabını kim verecek. Böyle bir devlet olmaz. Biz adalet istiyoruz. Burada daha çoğunluğu elde etmeden evlerimizi yıkmaya çalışıyorlar. Bu yasadışıdır. Normalde biz hissedarız. Biz imza atmadan ev yıkmamaları gerekir. Bütün imzalar atılsın ondan sonra yıkım yapınsınlar” diye konuştu. 

 

'TEK AMAÇLARI RANT'

 

İsrail’in, Filistin’e uyguladığı politikaların aynısının kendilerine uygulandığını ileri süren Murat Ay da, şunları dile getirdi: “Gerçekten güzel ders almışlar. Burada yaşayanları Müslüman olarak görmüyorlar. Bizi de sindirerek, bastırarak buradan göndermek istiyorlar. Buradaki tek amaçları ranttır. Ortada tam anlamıyla bir proje yok sürekli vaat veriyorlar. Buradaki hiçbir insanın burada oturacağına inancı yok. İmzalayanların birçoğu da bu baskılardan kaynaklı imza atmışlardır.”