Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Trabzon’da önceki gün katıldığı etkinlikte döviz kurlarındaki yükselişe ilişkin sanayicilere ‘Bu milleti ayakta tutmak sadece bizim görevimiz değil, sanayicinin, tüccarın da görevidir. B planını C planını uygulamak zorunda kalırım bunu böyle bilesiniz’  sözleriyle uyarıda bulunmuş, yine ‘Aynı gemideyiz’ demişti. Erdoğan’ın tehdit niteliğindeki bu sözlerine siyasetçilerden yanıt geldi.

 

‘SAVAŞ EKONOMİDE YIKIMLARA YOL AÇTI’ 

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, 16 yıldır talan ekonomisi ve dışarıya aşırı borçlanma mantığıyla politika güden AKP iktidarının, yine içeride ve dışarıda yürüttüğü savaşın ekonomide ciddi açık ve borçların oluşmasına yol açtığını söyledi. Bu yüzden ülkenin krizle yüz yüze geldiğini ifade eden Piroğlu, bunun da iki temel sebebi olduğunu belirterek, “Birincisi izlenen neo-liberal politikadır. İkincisi ise, yıllardır sürdürülen ve son dönemde iyice arttırılan savaş siyaseti ve onun bütçede yol açtığı yıkımdır” dedi. 

 

‘HİÇBİR ZAMAN AYNI GEMİDE OLMADIK’

 

HDP’li Piroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Gemi su aldığında hepimiz aynı akıbete duçar olacağız’ sözlerine de değindi. Erdoğan’ın ‘hep beraber batacağız’ demek istediğini kaydeden Piroğlu, “Oysa biz biliyoruz ki, ne işçi ile patronun ne de ezilenler ile egemenlerin kaderi hiçbir zaman bir olmamıştır. 16 yıl boyunca işçiler iş cinayetlerinde, yoksulluğun, sefaletin dibinde yaşarken, Kürt halkı ağır saldırılara maruz kalırken, yoksulların çocukları savaşlarda ölürken, zenginler, patronlar ayrı dünyaları yaşadılar. Ne aynı acıları yaşadık ne de aynı gemide kaldık. Hiçbir zaman kaderimiz ortak olmadı, hiçbir zaman da ortak olmayacak. İktidar bu söylemi, zora girildiğinde patronların, egemenlerin ve devletin halk kitlelerini kandırmak ve yanına almak için kullandığı bir yanılsamadan, kandırmacadan ibarettir” dedi.

 

‘ÖRGÜTLÜLÜKLE AŞABİLİRİZ’

 

HDP’li vekil, yaşanan krizin faturasının yoksul halka yıkılmak istendiğini de vurguladı. Piroğlu, sarf edilen sözler ve tehditlerin yanı sıra artan yoğun işsizlikle birlikte halka ‘Siz buna sessiz sedasız katlanın. Bu bir savaştır’ mesajı verildiğini belirtti. Piroğlu, bu yaklaşıma dönük tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Biz de diyoruz ki halkın ödeyeceği bir şey yok. Bir savaştan söz ediliyorsa ortada çıplak bir sınıf savaşı var. Zenginlerin bu faturayı bize yıkma çabası var. Bir de bizim bu faturayı ödememek için mücadele etmemiz gereken bir durum var. Bunu örgütlülükle yapabilir. Kürt halkı ile Türkiye işçi sınıfı yan yana durabilir ve mücadele edebilirse, bu faturayı sermaye ve patronlara ödetip, buradan çok daha demokratik kazanımlarla çıkma imkanımız var. Bu da bizim örgütlü gücümüze bağlıdır.” 

 

‘YANDAŞ SERMAYE BLOKU İLE EMEKÇİLER AYNI GEMİDE OLAMAZ’

 

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun ise, ‘Aynı gemideyiz’ açıklamalarına “Ortaya çıkan işsizlik, enflasyon ve düşen paranın değeri ile ülke yıkıma sürüklendi. AKP hükümeti yurtdışından gelen kredilerle palazlandırdığı inşaat sektörünü 100 günlük açıkladığı plan ile palazlandırmaya devam etmek istiyor. Bu şekilde ülkenin üretimini ve sanayisini var etmek mümkün değildir. Bu sürecin başındaki tek adam rejimi ve yandaş sermaye bloku ile halkların emekçilerin aynı gemide yer almadığı açıktır” sözleriyle tepki gösterdi.

 

‘HALKLAR VE EMEKÇİLER ERDOĞAN’IN YAKASINA YAPIŞMALI’

 

Halklar ve emekçilerin bu yıkımın bedelini ödememek için Erdoğan'ın yakasına yapışması gerektiğini söyleyen Uzun, “Krizden ülkeyi kurtarmak için emekçilerin örgütlü politik mücadelesine ihtiyacımız var. Parti olarak var gücümüzle bu mücadeleyi büyütme hedefindeyiz” dedi.