AGIRÎ - Giyadin ilçesine bağlı Dibegûlî köyünde 5 yıla yakın bir süredir faaliyette olan mermer ocağı nedeniyle çok sayıda aile göç etti.
Agirî’nin Giyadîn (Diyadin) ilçesine bağlı Dibegûlî (Dibekli) köyünde 5 yıla yakın bir süredir faaliyette olan mermer ocağı hem doğaya zarar veriyor hem de canlılara. Yeşil Doğa Mühendislik ve Danışma Şirketi, köyde mermer ocağı açmak için 2019 yılında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuru yaptı. Proje sahibi Yurdanur Işık olan başvuru sonrası bakanlık bölgede araştırılma yapılmasını istedi. Araştırmaların tamamlanması üzerine 8 Ekim 2019 tarihinde “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. Karar sonrası mermer ocağı için çalışmaların startı verildi.
Meyî Deresi bitişiğinde kurulan mermer ocağı nedeniyle 15 ev yıkıldı. Yaklaşık 50 aile de köyden göç etmek zorunda kaldı. Ekolojik tahribattan dolayı tarımdan verim alamadıklarını belirten yurttaşlar, mermer ocağından kaynaklı nefes darlığı ve astım gibi hastalıklarda artış yaşandığını söyledi.
‘MERMER OCAĞINI KÖYÜMÜZDE İSTEMİYORUZ’
Mermer ocağının kurulmasından sonra nefes darlığı hastalığı yaşamaya başlayan Mehmet Yıldız (75), “5 yıldır bu köyümüzde toz ve duman eksik olmuyor. Sürekli inşaat makinelerinin kırım sesi geliyor. Tozdan dolayı tarlalarımızı ekip biçemiyoruz. Bunun dışından tarımda tozdan dolayı eski verimi de alamıyoruz. Mermer ocağı sahasına giriyor diye 15’e yakın evi yıktılar ve bu insanlar taşınmak zorunda kaldı. Meyî deresi önüne köyümüz içinde geçiyor. Dere sürekli kirli akıyor. Bu durumunda dolayı mağduruz. Devlet burayı bir şirkete vermiş hayatımız yaşanmayacak hale gelmiş. Kaç defa bu durumu için şirket yetkililerin yanına gittik. ‘biz devletten burayı’ aldık dediler. Makine seslerinden sabaha kadar uyuyamıyoruz” dedi.
Maden ocağını köylerinde istemediklerini dile getiren Yıldız, “Topraklarımızdan çıkıp gitsinler” diye konuştu.
DOĞAYA ZARAR VERİYOR
Mermer ocağından dolayı evinde çatlaklar oluştuğunu söyleyen Abdullah Demir (45), evinde oluşan çatlaklara ilişkin suç duyurusunda bulunacağını belirtti. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan Demir, toz nedeniyle dışarı bile çıkmakta zorlandıklarını dile getirerek, “Mermer ocağının hemen yanında ekip biçtiğim tarlamda çalışamıyorum. Rüzgarlı günlerde evimizin eşiğine bile çıkamıyoruz ve bütün pencerelerimizi kapatmak zorunda kalıyoruz. Sularımız kirli akıyor ve ayrıca mermer ocağı dere suyunu kullandığı için kirli akıyor. Mermer ocağı insanlara, hayvanlar ve doğaya büyük bir zarar veriyor. Köyümüzde bu mermer ocağını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
JANDARMA ENGELİ
Mermer ocağından dolayı eskisi gibi tarımdan verim alamadıklarını belirten köylülerden Süleyman Demir ise “Mermer ocağı makinaları sürekli köy yolumuzdan geçiyor. Köy yollarımız ağır araçlar nedeniyle kullanılmaz hale geldi. İnşaat makinaları sürekli hayvanları öldürüyor. Meralarımız üzerinde kurulmuş olan bu mermer ocağı, bütün çabalarımıza rağmen faaliyetlerini sürdürüyor. Bu mermer ocağı bizi göçe zorluyor. Tarım ve hayvancılık yapamaz olduk. Topraklarımız kullanılamaz durama getirdiler. Köylüler olarak elimizden gelen bir şey yok. Ne zaman bu duruma tepki göstermeye çalışsak, jandarma köye geliyor. Kendi topraklarımıza el koyulmuş. Makinaların sesinden dolayı çocuklar uykudan korkarak uyanıyorlar. İnsanların yaşadığı yerde mermer ocağı kurulduğu nerede görülmüş” diye konuştu. Demir, madenin kapatılması için hukuki mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.