HABER MERKEZİ - Mexmûr Kampı’na dönük Türkiye saldırısında yaralanan kadınlar, KDP ve Irak yönetiminin de saldırılara ortak olduğunu söyledi.
Türkiye, 10 Eylül’de Irak’ın Musul Vilayeti sınırları içinde bulunan Mexmûr Mülteci Kampı’nda bir evi bombaladı. Silahlı İnsansız Hava Aracıyla (SİHA) gerçekleştirilen saldırıda biri ağır 3 kadın yaralandı. Saldırı tam da Irak ve Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin kampta kimlik tespiti gerçekleştirmek amacıyla ziyaret yaptığı sırada gerçekleşti.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği saldırıda yaralanan 2 çocuk annesi Edibe Paksoy, yaşananları anlattı. 1994’ten beri Federe Kurdistan Bölgesi’nde mülteci olduğunu ve 1998’den beri de Mexmûr Mülteci Kampı’nda yaşadığını belirten Paksoy, patlamada 3 aylık bebeğiyle birlikte yaralandığını söyledi. Kendi evinin saldırının yapıldığı evin hemen yanında bulunduğunu ifade eden Paksoy, “Saldırı olduğu zaman çocuğumu uyutmak için sallıyordum. Çocuğum 3 aylıktır. Saldırının etkisiyle kırılan cam parçaları beni ve çocuğumu yaraladı” diye anlattı. Paksoy, kamplarına yönelik düzenli olarak gerçekleşen saldırıların nedenini sordu.
Kamplarına yönelik birçok defa saldırı yapıldığını hatırlatan Paksoy, “Yıllardır siyasi mülteciyiz. Birkaç yıl önce Irak hükümeti kampın etrafını tellerle kapatıp bizleri koruyacağını söylemişti. Kampımızın etrafını telleyerek mi bizleri hava saldırılarından koruyacaklar? Bu saldırıda da gördük Irak hükümeti ve Federe Kurdistan Bölgesi hükümeti bizleri savunmuyor. Bu saldırıların ortaklarıdırlar. Bu saldırı onların işbirliğinde oldu. Bu saldırıyı yapanları ve işbirlikçilerini kınıyoruz” dedi.
‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’
Kürt kimlikleri nedeniyle hedef alındıklarına işaret eden Paksoy, “Ne Irak hükümetinin ne de BM’nin bizleri koruyacağına dair inancımız yok. Halk olarak birbirimize inanıyoruz. İdeolojimiz, inancımız bellidir. Türkiye’nin saldırılarından dolayı buralara gelip mülteci olduk” ifadelerini kullandı.
Saldırılara karşı sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Paksoy, Kürt halkı başta olmak üzere tüm ezilenlere seslenerek, “Dünyanın hiçbir yerinde insanlar katledilmesin. Kürt halkının sesini yükseltmesi lazım. Özellikle Barzani ailesine karşı tepkisini net bir şekilde ortaya koymalıdır” dedi.
Saldırıda yaralanan bir diğer kadın Ezîme Kabul ise saldırının Barış Anneleri’nin evine yönelik olduğunu söyledi. Başka bir anne ile birlikte evin kapısının önünde oturdukları sırada patlamanın meydana geldiğini ifade eden Kabul, “Bir anda yanında oturduğumuz evde büyük bir patlama oldu. Toz duman içinde kaldık” dedi.
Mexmûr Kampı’nda anneler, çocuklar, yaşlılar ve hastaların yaşadığını belirten Kabul, “Bu kampta yaşayanlar sivil insanlardır. 1998’den beri bu kampta yaşıyoruz. Irak topraklarının içindeyiz fakat Irak hükümeti bizleri korumuyor. Türkiye’nin zulmünden dolayı buraya geldik. Burada da bizi rahat bırakmıyor. Bizlerden ne istiyor? Her gün Başûr Kurdistanı’nı, Rojava’yı bombalıyor. Nerede sivil bir Kürt varsa orayı bombalıyor. Bu saldırılar askeri bir unsur olduğu için yapılmıyor. Kürt kanıyla mı doyacaklar? Burada bir tane bile PKK gerillası yok. Irak hükümetinin askerleri burada” diye konuştu.
'BİRLİK' ÇAĞRISI
Saldırılardaki KDP-Barzani ailesinin rolüne işaret eden Kabul, “Barzaniler, Kurdistanı sattı. Sadece Mexmûr kampını değil bütün Başûr’u peşkeş çekmişler. Başûr topraklarında onlarca Türkiye üssü bulunuyor. Başta Başûr Kurdistanı’nda yaşayan Kürtler olmak üzere bütün Kürtlerin ayaklanması gerekiyor. Kürt halkının kendi ittifakını yapması gerekiyor. Zaman, birlik zamanıdır” diye ifade etti.
Saldırıda yaralanan Gûlê Özek de, yapılan saldırıyı kınadı. Türkiye’nin Mexmûr Kampı’nda PKK gerillalarının bulunduğunu iddia ettiğini dilet getiren Özek, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını, hasta ziyaretine gitmek için bir araya geldikleri sırada saldırının düzenlendiğini ifade etti.
‘IRAK SALDIRILARI İZLİYOR’
Özek, 30 yıldan fazla süredir mülteci olduklarını ve kendilerine yönelik saldırıların devam ettiğini dile getirerek “Irak hükümeti başta olmak üzere bütün devletler bu saldırıları izliyor. Burada, Türkiye’nin saldırı ve zorbalıklarından dolayı göç edenler yaşıyor. Türkiye’de evimizi yaktılar, çocuklarımız katlettiler. O zorbalıklardan dolayı buraya geldik. Irak hükümetinin bu saldırılara göz yummaması gerekiyor. BM’de bizi koruduğunu söylüyor. Hani BM nerede? Türkiye, biz anneleri SİHA’yla vurdu. Hala SİHA burada başımızın üzerinde dolaşıyor. İnsan haklarını koruduğunu savunan devletlere çağrımdır. Kendi sorumluluklarını yerine getirsinler. İnsan hakları dedikleri şeye sahip çıksınlar. Kürt halkı da artık yeter desin” çağrısında bulundu.