İSTANBUL - Çocuk ve kadın katliamlarının nedeninin iktidar politikaları olduğunu belirten kadın örgütleri temsilcileri, "Yaşamlarımıza sahip çıkmak için mücadele etmek zorundayız. Narin’in sesi olmayı sürdüreceğiz" tepkisinde bulundu.
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı kırsal Çulî Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, aramaların 19’uncu gününde mahalleye bir buçuk kilometre mesafede bulunan Eğertutmaz Deresi’nde bulundu. Narin’in cenazesinin bulunduğu derenin ise daha önce iki kez aranması birçok soruları beraberinde getirdi. Kamuoyunun birinci gündemlerinden olan cinayet, birçok kesimin tepkisine neden oldu. Amed başta olmak üzere birçok kentte sokağa çıkan halk, hükümete tepki gösterdi.
Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) üyesi Betül Topkaya ve Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyesi Hivda Selen, çocuk ve kadına yönelik şiddet ile katliamların iktidarın politikalarından kaynaklandığını belirtti.
CEZASIZLIK POLİTİKASI
ÖGK üyesi Hivda Selen, 2018 yılında Ağrı’da kaybolduktan 18 gün sonra cenazesi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’i anımsattı. Ülkede sürekli bir biçimde kadın ve çocukların kaybettirildiği ve şüpheli bir şekilde ölü bulunduğunu ifade eden Selen, “Bunun tabi ki bu iktidarla, erkek egemen politikalarla çok büyük ilişkisi var. Çünkü ciddi anlamda bir cezasızlık politikası söz konusu. Küçük çocukların istismara uğradığı, kadınların şüpheli şekilde öldürüldüğü, tacize, tecavüze uğradığı bir tabloda failler adliyelerin ön kapılarından girip, arka kapılarından serbest bırakılıyor. Dolayısıyla bu durumdan cesaret alınıyor” dedi.
‘TOPLUMSAL ÇÜRÜME AMAÇLANIYOR’
Hala şüpheli konumdaki ailenin iktidarla ilişkilerinin üzerinde durulması gerektiğine dikkati çeken Selen, “Yayın yasağı getirerek bunun tartışılmasını, kamuoyu oluşmasını engellemeye çalıştılar. Dolayısıyla buradaki devlet ilişkisinin açığa çıkartılması gerekiyor” diye belirtti.
Bu konunun toplumsal bir mesele olduğunu ve buna karşı toplumsal bir tepkinin açığa çıkartılması gerektiğini dile getiren Selen, “Bir çocuğun katledilmesi bütün toplumun gündemine alması gereken bir mesele, bugün bu topraklarda büyük bir toplumsal çürüme yaratılmaya çalışılıyor. İnsanların toplumsal meselelere duyarsız kalmasını yaratmaya çalışıyorlar. Bütün toplumu, herkesi ses çıkarmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SUÇ İŞLEYEN ERKEK KORUNUYOR’
Bir köyde 19 gün boyunca bir çocuğun bulunmamasının normal bir durum olmadığını söyleyen KBG üyesi Betül Topkaya, “Feminist Gece Yürüyüşleri’nde, şafak operasyonlarıyla gözaltı yapan devlet 8 yaşındaki bir çocuğu 19 gün boyunca bulamadı. Narin’in amcası Salim Güran tutuklandı ama buna dair de açık seçik bir bilgi kamuoyuna verilmedi. Erkekler, kadınları kaybettiriyor, çocukları istismar ediyor, kaçırıyor, öldürüyor, şiddete maruz bırakıyor ama bütün bir toplum, devlet, yargı, hukuk hepsi birlikte koruyor. Narin’de de olduğu gibi bütün köy, medya sustu. Yayın yasağı getiriliyor, ana akım medya buna uyum sağlıyor” diye belirtti.
‘MÜCADELE SÜRECEK’
Kadınların yaşamlarının her an erkekler-devlet tarafından tehdit edildiğini belirten Topkaya, şöyle devam etti: “Bizler de buna karşı sokaklarda, evlerimizde, işyerlerimizde ve okullarda mücadelemizi sürdürüyoruz. Narin için de mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Narin bu koşullar altında ne ilk ne de son olmayacak gibi duruyor. Rabia Naz’da da benzer bir şey yaşadık; Gülistan Doku da kaybolalı yıllar oldu. Yıllardır Gulistan Doku yok. Kadınlar katledildiğinde failler korunup, yargı eliyle aklanıyor. Cezasızlık politikaları erkeklere öldürme, şiddet uygulamak için güç veriyor. Yaşamlarımıza sahip çıkmak gibi bir mecburiyetimiz var. Hayatta kalmak, yaşamlarımıza sahip çıkmak için erkeklerle, erkek şiddetiyle, patriyarka ile mücadele etmek zorundayız. Narin’in, Rabia Naz’ın, Gulistan Doku’nun sesi olmaya devam edeceğiz.”