Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

18/10/2023
16:24 İzmir'de deprem
15:45 Firdevs Babat'ın failine ağırlaştırılmış müebbet hapis
14:52 HDK: Soykırımı durdurmak için İsrail ile ilişkileri kesin
14:51 Akbelen'deki saldırılara karşı suç duyurusu
14:27 CPJ: İsrail-Filistin savaşında 17 gazeteci öldürüldü
14:10 Farisoğulları hakkında 26 yıl ceza talebi
14:09 DAİŞ’li Koç'un itiraflarının yer aldığı görüntüyü izletti
14:07 Gazeteci Salaz’ın cenazesi Wan’da toprağa verildi
14:06 ÖHD'nin Amed raporu: 7 ayda 667 kişiye kötü muamele
14:03 İsrail saldırıları protesto edildi
12:58 Biden, İsrail'de: Patlamayı diğer taraf yapmış görünüyor
12:46 'Kayıp sandık' davasında tanıklar dinlenecek
12:27 İsrail Başkonsolosluğu’nun çevresindeki güvenlik arttırıldı
12:25 Licê’deki yangın kendiliğinden söndü
11:19 'Burası Müslüman mahallesi, ayağını denk al' tehdidinden sonra silahlı saldırıya uğradı
10:51 Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir
09:48 HEDEP heyecanı: Zafer merdivenleri önümüzde
09:37 HEDEP PM üyesi Temelli: Kuvveden fiile geçme zamanıdır
09:19 Sansür yasası sonrası basın özgürlüğü 'vahim' kategorisinde
09:17 Pentagon'dan açıklama: İsrail'e güveniyoruz
09:16 Rojava ve Filistin'e saldırılar: Ayrım yapmadan ses çıkarılmalı
09:15 Wan'da kiralar 4'e katlandı
09:12 Zorê Vadisi’nde verilen 'ÇED olumlu' kararı yargıya taşınacak
09:12 'Diyanet ve savunmaya aktarılan bütçe eğitime aktarılsın'
09:11 Emekliler 'sadaka' istemiyor!
09:09 Abdullah Öcalan: Kudüs’te yaşananlar yarın Kerkük’te yaşanabilir
09:08 800 kişi hakkında ifade vermişti: Asılsız beyanları mahkeme tutanağında
09:07 Depremzede aile 3 mevsimdir çadırda yaşıyor
09:07 Uyuşturucuya bulaştırılan gençler polis-bekçi ağını anlattı
09:06 Uca: Türkiye, DAİŞ’i tekrardan canlandırmak istiyor
09:00 18 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:32 Gazeteci Salaz’ın cenazesi Wan’a ulaştı
02:19 Filistin Devlet Başkanı Abbas: İsrail tüm çizgileri aştı
02:08 Gazze’de hastane katliamına dünyadan tepkiler: Açık savaş suçu
01:49 Gazze katliamının ardından dörtlü zirve iptal edildi
01:39 Netanyahu hastane katliamından Filistin’i sorumlu tuttu!
17/10/2023
23:39 CPT: Türkiye, Federe Kurdistan Bölgesi’nde 10 ayda 10 sivil katletti
23:08 DBP ve Amed Barosu Gazze’deki hastane saldırısını kınadı
22:50 Siyasi parti gruplarından Gazze için ortak bildiri
22:36 HEDEP: Dünya halklarını barışın sesini yükseltmeye çağırıyoruz
21:29 Gazze'de hastane vuruldu: En az 500 kişi yaşamını yitirdi
21:24 Gazeteci Salaz’ın cenazesi Wan’a doğru yola çıktı
20:48 ‘Tanığın’ yalanlarını yazan gazetecinin dinlenmesi talep edildi
20:03 İranlı şarkıcı Yarrahi tahliye edildi
19:58 Irak ve Suriye tezkeresi Meclis’te kabul edildi
19:32 Oluç: Tezkereye hayır, gelin birlikte barışı örelim
19:06 Saldırılar 11’inci gününde: 3 bin Filistinli yaşamını yitirdi
19:05 Gazeteci Necmettin Salaz’ın cenazesi Silopiya’da
18:49 ‘Savaşa hayır’ konuşmalarından rahatsız olan AKP’ye: Sizin gibi riyakar değiliz
18:02 Burdur, Mereş ve Isparta’da deprem
17:35 Akbıyık’ın beyanlarıyla tutuklanan Can tahliye edildi
17:16 SOHR: Rus uçakları İdlib kırsalına 32 kez havadan saldırdı
17:01 Licê’de orman yangını
16:58 İsmet Alkan son yolculuğuna uğurlandı
16:49 Yolsuzluk soruşturmalarının ardından AKP'li belediye başkanı istifa etti
16:46 Ceylan Önkol Resim Yarışması için başvurular başladı
16:45 Korucu kızını katletti, oğlunu ağır yaraladı
16:29 Beluci kadınlardan Werîşe Mûradî için çağrı
16:15 Filistinli şarkıcı Amine gözaltına alındı
15:46 Koyê'ye SİHA saldırısında 1 kişi katledildi
15:09 Kılıçdaroğlu’ndan tezkere açıklaması
15:04 DFG: Gazetecileri bu tarz yönelimlerle korkutamazsınız
15:01 Talepleri reddeden mahkemeye ‘Hasmınız mıyız?’ sorusu
14:28 DBP ve HEDEP'ten tezkere çağrısı: İktidarın savaş politikalarına onay vermeyin
13:46 Mahalleyi satışa çıkaran kayyım 30 muhtarı umreye götürecek
13:44 Kadını katletmek isteyen erkeğe yurttaşlar engel oldu
13:33 Agirî’de Hayvan Borsası kapatıldı, besiciler eylem yaptı
13:06 Han Yunus ve Refah’a saldırı: 45 kişi yaşamını yitirdi
12:59 İsrail'den 'kara harekatı' açıklaması
12:58 Bahçeli AYM üyelerini hedef aldı, parti kapatma çağrısı yaptı
12:11 CHP Genel Merkezi'ne 'Türkiye'de yabancı asker postalı istemiyoruz' afişi asıldı
11:46 Eski milletvekillerinin yargılandığı dava ertelendi
11:39 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:36 Son mektubunda ‘Keşke ülke daha iyi durumda olsaydı’ diye yazdı
10:39 Saldırılar nedeniyle köyler susuz kaldı
10:36 Zekiye Alkan'ın annesi yaşamını yitirdi
10:33 İran'da üst üste deprem
10:18 Plakasız araçla önü kesilen gazeteciye tehdit ve darp
10:14 İnşaat işçileri şantiyenin 5’inci katını ‘işgal’ etti
10:13 Smith-Sivertsen: Öcalan tecritteyken Orta Doğu’ya barış gelmez
09:58 Salaz’ın cenazesi 'resmi işlemler' gerekçesiyle bekletiliyor
09:57 İZENERJİ’de iş bırakma eylemi
09:55 Aydın ve yazarlar: HEDEP kongresi umut verdi
09:35 Barbier: Abdullah Öcalan toplumsal sorunların çözümünü sunuyor
09:32 Ortadoğu yangın yeri: Halklar yeni dünya savaşına sürükleniyor
09:29 'Kürtler katliama uğrarken dünya izliyor'
09:28 Ankara’da en az 15 kişi gözaltına alındı
09:14 Kadına yönelik şiddet: 'Kırım' boyutunu aştı
09:13 Engellere karşı tiyatro sahnelerini kurdular
09:12 Abdullah Öcalan: Ulus devletin çözüm olmadığının en yakın örneği İsrail-Filistin ihtilafıdır
09:09 Polis tehditleri nedeniyle gençlere futbol sahası verilmedi
09:08 Sosyolog Özgen: Türkiye toplumu Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için çağrı yapmalı
09:06 ‘Özgür Kadın, Özgür Sanat' şiarlı kadın festivali düzenlenecek
09:05 Sağlıkta ‘görünmeyen’ şiddet
09:03 'Andok' yazılı Amedspor forması tutukluya verilmedi
09:02 'İsrail'e karşı duranlar Rojava’daki saldırılara da karşı durmalı'
09:00 Cezaevinde tanıdığı 39 yıllık tutuklu babasının hasretiyle yaşıyor
09:00 17 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:44 Motorine zam: Litre fiyatı 40 TL’yi aştı
16/10/2023
21:27 Gazze Sağlık Bakanlığı’ndan ‘salgın hastalık’ uyarısı
19:04 Şêrawa’ya saldırı: Bir çocuk yaralandı
18:37 İşçi servisi kaza yaptı: 7 yaralı
18:21 Kobanê Davası’nda savunmaları kısıtlanan avukatlardan tepki
18:15 TTB’den İsrail Tabipler Birliği’ne mektup
17:33 Kongre ardından gözaltına alınan Yaray hakkında tutuklama kararı
17:26 Türkiye Girê Spî’ye 90 Suriyeli mülteci yerleştirdi
16:46 Mêrdîn’de istismar edilen çocuklar koruma altına alındı
16:44 Çocuk istismarı davasında görüş ayrılığı: Yeni heyet kurulacak
15:49 Tanıklar facianın nasıl 'geliyorum' dediğini anlattı
15:46 İşçiler ödenmeyen ücretleri için çatıya çıktı
15:23 Murray Bookchin’in dört ciltlik ‘Üçüncü Devrim’ eserinin çevirisi çıktı
15:23 Enternasyonalist gençler sınır dışı edildi
15:12 Ümraniye katliam davasında beraat talepli mütalaa
14:57 Tüm Emekli-Sen: Sendikamızı kapatmak anayasaya aykırıdır
14:36 DİSK’ten ‘vergide adalet’ mitingine çağrı
14:23 Kobanê Davası'nda enternasyonal dayanışma
13:55 Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde tekne battı: 40 ölü, 167 kayıp
13:32 Tamil örgütlerinden 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' kampanyasına destek
13:15 Ege’de mülteci teknesi battı: 3 ölü
12:59 ÖHD’den 9 Ekim raporu: Kötü muamele ve işkenceye başvuruldu
12:26 HEDEP'li Çubuk: Kendini tekrar etmeyen bir adım attık
12:18 Gazze'de 50 bin hamile kadın doğum hizmetinden yoksun
12:06 Gazeteci Salaz’ın cenazesi yarın toprağa verilecek
11:35 Mahmud Abbas: Hamas, Filistin halkını temsil etmiyor
11:03 İsrail, Lübnan sınırında 28 köyü boşaltıyor
10:18 HEDEP kongresi: Geri adım atılmadığını gösterdi
10:06 ‘Cezaevi müdürü tutukluları tehdit etti’
09:57 En az 4 bin 70 kişi hayatını kaybetti
09:22 Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kuruldu
09:03 Xwebûn'dan 'Dünya Öcalan'a borçlu' manşeti
09:02 'Gazetecilik yaptın' davaları başlıyor
09:01 Dünyada her 10 kişiden 1'i yatağa aç giriyor
09:00 16 EKİM 2023 GÜNDEMİ
07:54 7 il için kuvvetli sağanak uyarısı
15/10/2023
23:13 Yunanistan’da iktidar yerel seçimlerin ikinci turunda kaybetti
22:23 Irak Parlamentosu’ndan İsrail-Hamas savaşına ilişkin 7 karar
18:53 Amed’de düzenlenen Marksizm Günleri sona erdi
18:25 Kongre sonrası 4 kişi gözaltına alındı
17:57 Binarê Qendîl’de bir çoban katledildi
17:07 Gazeteci Salaz için anma düzenlenecek
16:46 Amedspor Kadın Futbol Takımı, Beşiktaş'ı 1-0 yendi
16:25 Savaş ve rant politikalarına karşı 'Hadi gari direnişe' dediler
15:47 Metîna Dağı bombalandı
15:05 Sivas’taki kazada ölü sayısı 7’ye çıktı
14:50 Kongreye katılan annelerden tecride pankartlı tepki
14:36 Arjantin’de kadınlar, ‘36’ncı Çok Uluslu Kadın Buluşması’nda’ bir araya geldi
13:49 Kongreye Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebi damga vurdu
13:22 Dünyadan Yeşil Sol Parti kongresine mesajlar
13:15 HEDEP'in yönetimi belirlendi
13:00 Bakırhan: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır