Kırmızıgül: Nagihan yeniyi yaratmaktan korkmazdı

img
AMED - Nagihan Akarsel’in “acaba nasıl olur” diye düşünmeden yeniyi yaratmaya odaklanan bir tarzı olduğunu belirten Jineolojî Komite üyesi Haskar Kırmızıgül, “Başarısının sırrı buydu; inanmak, bunu anlamlı kılmak ve bunun için pratiğe geçmek” dedi. 
 
Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel, Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmanî (Süleymaniye) kentinde 4 Ekim 2022’de evinin önünde uğradığı suikast sonucu katledildi. Aynı gün katil, Hewlêr’e kaçmak isterken, YNK denetimindeki son asayiş noktasında yakalandı. Aradan geçen 1 yıla rağmen ne soruşturma ne de katilin akıbetine ilişkin herhangi bir gelişme sağlanmadı. 
 
‘TETİKÇİ ANKARA DOĞUMLU’ 
 
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, 25 Aralık 2022’de Stêrk TV’de katıldığı bir programda, Akarsel’in katilinin adının İsmail Peker olduğunu belirtti. Aydar, Ankara Mamak doğumlu olduğunu belirttiği Peker ile ilgili şu bilgileri verdi: “… Bu kişi ifadesinde, ‘Ben zaten bunun için geldim. (Nagihan Akarsel’i öldürmek için) Bana, para verdiler, her şey verdiler’ diyor. Yani plan yapıp oraya göndermişler. Yine diyor ki, ‘Beni aradılar, Nagihan’ın evden çıktığını söylediler. Ben evi tespit etmiştim ve yakın bir yerde duruyordum. Nagihan’ın yürüdüğünü gördüm ve sokak başında öldürdüm. Sonra Hewlêr’e kaçmanın planlarını yaptım’ diyor. Çünkü Hewlêr’e kaçarsa kurtulacağını düşünüyor. Ona da bu söylenmiş.”
 
TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ’NDEN İTİRAF 
 
Cinayetten 5 gün sonra (9 Ekim 2022) Federe Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesrur Barzani ile görüşen Türkiye Irak Büyükelçisi Ali Rıza Güney, daha sonra Hewlêr’de katıldığı bir açılış töreninde Akarsel’in Türkiye tarafından katledildiğini itiraf eden bir açıklama yaptı. Gazetecilerin Akarsel’e ilişkin sorduğu bir soru üzerine Güney, “PKK odaklı ve PKK ila iltisaklı odaklar hedeftir” ifadelerini kullandı. 
 
KDP’NİN SESSİZLİĞİ 
 
Katilin gözaltına alındığı bilgisi dışında hiçbir gelişme sağlanmazken, KDP’nin bugüne kadar sessiz kalması ve cinayetle ilgili hiçbir çaba göstermemesi, MİT ile işbirliğini gözler önüne seriyor.
 
İLK GAZETECİLİK DENEYİMİ 
 
Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Gölyazı köyünde 24 Haziran 1977 tarihinde dünyaya gelen Akarsel, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim dalında bir yıl yüksek lisans yaptı. “Hayallerimin peşinden koşacağım” diyerek, gazeteciliği tercih eden Akarsel’in ilk gazetecilik deneyimi 2009 yılında Dicle Haber Ajansı (DİHA) ile başladı. Özgür Basın tarihinde önemli bir yere sahip olan DİHA’da kadın haberciliğinin gelişmesinde önemli bir rol oynadı. DİHA’da 2014 yılına kadar muhabir ve editör olarak çalışan Akarsel, Özgür Gündem, Günlük, Yeni Özgür Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Özgür Kadın dergisinin kuruluş çalışmalarında yer aldı.
 
KADININ İZİNİ SÜRDÜ 
 
Gazetecilik yaptığı yıllarda Suriye’de başlayan iç savaşta yükselen kadın devrimine kayıtsız kalmayan Akarsel, Jineoloji alanında akademik çalışmalar yürütmek üzere yönünü Kuzey ve Doğru Suriye’ye çevirdi. Gittiği her coğrafyada tarihte kadının izini süren Akarsel, bir süre sonra DAİŞ’in işgal saldırılarının ardından direnişle özgürleştirilen Şengal’e gitti ve Êzidî kadınlarla buluştu. Aynı dönemde Êfrin’de de bulunarak, çalışmalarını sürdürdü. Efrîn’deki çalışmaları sırasında Ruta köyünde sadece kadınların konuştuğu özel bir dilin olduğunu öğrendi ve o köyde yaşayan kadınların ses kayıtlarını alarak, araştırmalarına konu yaptı.
 
KÜRT KADIN KÜTÜPHANESİ 
 
Kürt Kadın Eserleri Kütüphanesi ve jineoloji çalışmalarını kadın örgütleriyle birlikte yürüten Akarsel, kadınların saklı hakikatini, yazılmayan tarihini açığa çıkarmak için büyük emekler verdi. Kürt ulusal birliğinin acil bir ihtiyaç haline geldiği dönemde Kürt Kadın Eserleri Kütüphanesi projesiyle, tüm Kürt kadınların etrafında buluşacağı ortak bir çalışma yürüttü. Bu proje için 3 yıl emek veren Akarsel’in ardından projeyi yarım bırakmayan kadınlar, 24 Haziran’da “Hayallerimizi yazdıkça, kaydettikçe ve paylaştıkça gerçekleştiriyoruz, geleceğin harmanına hafızamızı taşıyarak, Nagihan Akarsel’in anısına” şiarıyla Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin kapılarını açtı. Kadınlar, ayrıca Akarsel’in kaleme aldığı şiirleri kitaplaştırma çalışması yürütüyor.
 
Akarsel ile tanışmadan önce haberlerini takip eden ve 2015 yılında yolları kesişen Jineoloji Komite Üyesi Haskar Kırmızıgül ile Akarsel ve mücadelesini konuştuk. 
 
Nagihan Akarsel ile nasıl tanıştınız? İlk izleniminiz ne oldu?
 
Nagihan ile tanışmadan önce yaptığı haberleri takip ediyordum. 2015 yılında tanışma fırsatım oldu. İlk kez Jineoloji Konferansı'nda kendisi ile tanıştık. O dönemler Jineoloji’nin yarattığı heyecan, çizdiği rota ve yapılabilecekler, taşıdığı potansiyel herkeste heyecan yaratıyordu ama heval Nagihan'da çok daha farklı bir heyecan yaratıyordu. Neleri yapabiliriz? Nereden başlayabiliriz? Bir kadın bilimini inşa etmeye dönük heyecanı vardı. Yaşamında da her zaman güler yüzlü ve sakinliğiyle çok sağaltıcı bir insandı. Benim onunla tanıştığım dönemde kişisel açıdan krizli bir dönemdi ama onun sakin ve umutlu bir duruşu, bir yoldaşlık ilişkisi vardı. Böyle bir yakınlaşma çabası ve iyimserlik insanı, büyük bir enerji olarak kendine çekiyordu. Böyle tanıştık ve daha sonra da Jineoloji çalışmalarında birlikte yer aldık. Tanışmadan önce de çokça ismini duymuştum. İyi bir gazeteciydi aynı zamanda. Yaptığı haberlerle her zaman dikkati çekerdi. İnsanın bir haberi okuduğunda öğrenmeyi istediği her şeyi haberin içeriğiyle gösteren bir arkadaşımızdı. Ama tabi ki birebir yoldaşlık yapmak, birebir tanışmakta başka bir hissiyat veriyor insana. 
 
Jineoloji bilimine dair Akarsel’in de çok heyecanlı olduğunu söylediniz. Akarsel, kadın haberciliği ve kadın hakikatine dair önemli katkılarda bulundu. Kürt kadın hareketi açısından katkıları nelerdi, mücadelesine nasıl yansıyordu?
 
 
 Heval Nagihan’ın, mücadelenin tüm alanlarına kattığı en güzel özellik buydu. Bizlere tanımlama gücü verdi. Yaptıklarımızın muazzamlığını, olağanüstülüğünü her bir Kürt kadında gerçekleşen özgürlük anının, olağanüstülüğünü heval Nagihan hem hissetti hem de bunu çok iyi hissettirdi. Bunu bilimin gücüyle hissettirdi. 
 
Heval Nagihan'ın kendinde başlatarak toplumsallaştırdığı en güzel özelliklerinden birisi buydu. Kişiler yaptıklarının anlamını, geleceğe nasıl bir miras bırakacağını, nasıl değerleri birlikte süreceğini çok fazla bazen hesaplayamıyor. Kürt özgürlük hareketi geçmişini sahiplenerek, bugüne geldiyse bir o kadar da yaratılan değerleri, yaşanılanları bazen durup dinlemek, bazen hissin, anlamın sana yön vermesiyle birlikte tanımlamak lazım. Heval Nagihan’ın, mücadelenin tüm alanlarına kattığı en güzel özellik buydu. Bizlere tanımlama gücü verdi. Yaptıklarımızın muazzamlığını, olağanüstülüğünü her bir Kürt kadında gerçekleşen özgürlük anının, olağanüstülüğünü heval Nagihan hem hissetti hem de bunu çok iyi hissettirdi. Bunu tanımlama gücüyle hissettirdi. Bilimin gücüyle hissettirdi. Baktığı hiçbir şeyi, günlük yaşamın en ufak bir şeyinden, konuştuğu çocuğa, baktığı bir çiçeğe ya da çok büyük bir işe giriştiği zaman anlam gücünden yoksun olarak hareket etmedi. Bunun yarattığı büyük dönüşümü çok somut olarak, çok hızlı şekilde gördü. Anlamın, düşüncenin ve bilimin gücüne sığındı. En güzeli de bunu toplumsallaştırabildi. Sadece kendisinde var olan bir özellik olarak değil ama çevresiyle paylaşarak, çevresine de bu güzellikleri göstererek, bu anlamı hissettirerek yaptı. 
 
Nagihan çalışma alanında nasıldı? Jineoloji çalışmaları kapsamında neler yaptı?
 
Nagihan’ın yaşamının her zerresinde Reber Apo’nun “Anlamın ve gücün yaşattığı insan en güçlü insandır” sözünü insan çok iyi görebiliyor. Yaşamımızın olağanüstülüğünü hissettiği için ona yaptığı hiçbir çalışma zor gelmiyordu. Bir tespit yapılıyorsa hemen o tespitin ardından harekete geçen ilk kişi oydu. Rojava'da Jineoloji çalışmalarına başladığı zaman Efrîn’de çok fazla imkânlar yoktu. Çünkü özellikle Rojava'daki hat kapalı olduğu için gidiş geliş imkânları çok zordu ama heval Nagihan, Efrîn'e “gitmemiz gerekiyorsa oraya ben giderim' diyendi. Orada yürüttüğü çalışmalarla birlikte kadınlara verdiği eğitimler, orada yaptığı araştırmalar, oradaki tarihsel hafızayı günümüzle, jineolojiyle bağlantılandırarak anlattığı yazılar, bunların hepsi büyük bir katkı sundu. En güzel özelliklerinden biri de buydu. Bir şey yapılması gerekiyorsa, bir tespit varsa o tespitin ilk uygulayıcısı oydu. “Bir yerden başlarsam mutlaka sonuç alırım” dedi ve gittiği her yerde de, hiç imkânın olmadığı yerlerde de istem ve irade onu yürüttü. En son Başur'daki Jineoloji çalışmaları içinde öyleydi. Başur'a da kendisi “Orada bir eksiklik var, oraya gitmemiz gerekiyor” diyerek, gönüllü olarak gitti. Ve çok kısa süre içerisinde de bunu başardı. Heval Nagihan'ın, yeniliklerden, yeni bir şey yaratmaktan asla korkmayan “Acaba nasıl olur” diye düşünmeden direk yaratmaya odaklanan bir tarzı vardı. Başarısının sırrı buydu; inanmak, bunu anlamlı kılmak ve bunun için pratiğe geçmek. Bu üçünü hep birlikte yürütebildiği için gittiği her çalışmada somut kazanımlar ve somut ürünlerle döndü.   
 
Ömrünü kadın mücadelesine adayan Nagihan’ın kadınlara dair hayalleri vardı. Ne yapmak istiyordu?
 
 
Bu belki soyut gibi gelebilir ama her kadının içinde var olan, saklı olan özgürlük iradesini ona hissettirmek heval Nagihan için en büyük başarıydı ve yaşamındaki temel amaçtı.
 
Nagihan her kadının özgürlüğü duyumsamasını isterdi. Bu belki soyut gibi gelebilir ama her kadının içinde var olan, saklı olan özgürlük iradesini ona hissettirmek heval Nagihan için en büyük başarıydı ve yaşamındaki temel amaçtı. Belki çoğumuzun özgürlük potansiyeli görmediği her alanda heval Nagihan kadınlarda o potansiyeli görüyordu. Bu sistemin bütün etkilerini yaşayan genç kadın da olabilirdi. Bir yaşlı anada da bu potansiyeli görebilirdi. Sıradan bir kadında, bir feministe görebilir. Bu özgürlük iradesini, bu potansiyeli açığa çıkarmak temel çalışmalarından biriydi. Bir sürü amacı vardı, kadınlar için yapmak istediği çok şey vardı. Bunlardan bir kısmını gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Bunu Rojava'da verdiği yüzlerce eğitimde başardı. Her kadının belleği ve yüreğinde “Aslında bunlar benim kaderim değil” duygusunu oluşturdu. Yüzlerce eğitim, yüzlerce seminer verdi. Bunun dışında da Jineoloji Akademileri, Jinwar onun hayallerinden biriydi. Nasıl bir kadın köyü, nasıl bir kadın mekânı olabilir onun hayallerinden biriydi. Rojava'daki Jineoloji Fakültesi onun hayallerinden biriydi. Bir yerlerden başladı ve en son Güney Kurdistan'da sınırların, sömürgeci devletlerin yarattığı ön yargılardan bağımsız bir şekilde oradaki güçlü potansiyeli gördü. Oradaki toplumsal hafızayı çok iyi gördü ve bu toplumsal hafızanın bir yerde birikmesini istedi. O yüzden Güney'deki amacı da orada bir kadın kütüphanesi açmaktı. Edebiyat, sanat, bilim, kadın hakları, tarih konusunda kadınların çok fazla yaratımı olduğunu, potansiyeli gördü. Bu potansiyelin somut bir şeye dönüşmesini istedi. Heval Nagihan, gittiği her yerde o özgürlük potansiyelini açığa çıkartacak projeleri vardı. Bir şekilde bu projeleri gerçekleştirmek için ilk adımları attı ve arkasında da bu projelerin sürdürücüsü olan kadınlar yarattı. Bu açıdan hem hayallerinin hepsini gerçekleştirdi, çünkü nereye el attıysa orada bir başarı vardı. Aynı zamanda onun hayalleri sınırsızdı. Bu potansiyelin bir limiti yoktu. O yüzden de hem yaptıkları hem de yapamadığı binlerce şey vardı. 
 
Jineoloji çalışmaları kapsamında nasıl bir arayışı vardı. Yazılarına, makalelerine baktığımızda tarihsellikle günümüz arasında kurgulanan ürünler ortaya çıkıyordu. Buna dair izlenimiz nelerdir?
 
Baktığı her şeyde kadın hakikatini aradı. Bir köyü ziyaret ettiğinde orada dinlediği hikâyelerde, sıradan gözler değildi. Sadece bakan değil gören gözleri vardı. Sadece duyan değil hisseden bir hakikati, öyle bir katılımı vardı yaşama da. Kadın hakikatini dolayısıyla anlatmanın bin bir türlü yolunu arardı. Toplumun ya da Rojava devriminin tıkanma yaşadığı konularda, bizim farkında olmadığımız ya da aşamadığımız bazı toplumsal sorunların kaynağını anlamak içinde kadın hakikati eksenli bir araştırma, düşünme tarzı vardı. Bunun içinde yaptığı temel şeylerden biri de Jineoloji’nin dayanaklarını güçlendiren çalışmalardı. Diyelim ki ilk başlarda Jineoloji ortaya çıktığında “Kadın bilimine neden ihtiyaç var?” sorusuna çok güçlü cevaplayanlardan biriydi heval Nagihan. Bunu da sadece bir hissiyatta değil, yaptığı araştırmalar, okumalarla ortaya koydu. Jineoloji Dergisi'nin hemen hemen tüm sayılarında heval Nagihan konunun çerçevesini çizdi. Nasıl olabilir, bu konu nasıl işlenebilir? Bu konuların kadın özgürlük mücadelesine katkısı ne olur sorusundan ortaya çıkarak, bunları yaptı. Bunun için büyük bir emek harcadı. Her zaman yanı başımızda görünmez olan hakikati görünür kılardı, günlük mücadelenin koşturmacası içinde yeterince değer bulmayan şeyleri değerli kılmayı öğreterek, kadın hakikatinin peşinden koştu ve bunun için farklı farklı yöntemleri vardı. Bazen duygulandığında yazdığı şiirler de bunun bir parçasıydı. Çünkü hakikat bir bütündür. Yaşamın sadece teorik yanını anlatmak için değil, tüm yönleriyle ifade etmenin bütünüydü. Heval Nagihan'ın sözü, eylemi ve onda dile gelen her şey buna yönelikti.  
 
Kadın hakikatinden yola çıkarak, kadın bilimi olan Jineoloji için çalışmalar yürüten Akarsel, suikastla katledildi. Akarsel’i katledenlerin amacı neydi ve kadınlara nasıl bir mesaj verilmek istendi? 
 
 
Devrimin dayanaklarını oluşturan kimliklerden biriydi heval Nagihan. Bu devrimin belki düşünsel dayanaklarını çok güçlü oluşturduğu için bence hedef seçildi. Erkek egemenlikli sistem yani faşizm bunu açıkça ifade ediyor. 
 
Anlattıklarımın hepsiyle bağlantısının olduğunu düşünüyorum. Düşman şunu çok iyi biliyordu; Uzun vadede böyle bir bakış açısı, ele alış, yaratım tarzının bu mücadelenin yenilmezliğini gün be gün ispatlayan bir şey olduğunu biliyordu. Devrimin dayanaklarını oluşturan kimliklerden biriydi heval Nagihan. Bu devrimin belki düşünsel dayanaklarını çok güçlü oluşturduğu için bence hedef seçildi. Erkek egemenlikli sistem yani faşizm bunu açıkça ifade ediyor. Kürt özgürlük mücadelesinin temel yürütücüsünün kadınlar olduğunu biliyor. Bunun dayanaklarını güçlü oluşturan, kendindeki bu aklı toplumsal akla yatıran kimlikleri de çok daha fazla hedef aldı. Heval Nagihan'la oturup konuştuğunuzda, bir yazısını okuduğunuzda asla umutsuz olmuyordunuz. Daha fazla yapma istemi, daha fazla yaratma istemi oluşturuyordu. Jineoloji’nin kadın özgürlük mücadelesinin kalıcılaşmasında, kültüre dönüşmesinde çok büyük bir etkisi var. Onun karşısında örgütlenen sistem bunu çok iyi gördü ve bence sebebi buydu. İçte ve dışta Kürt kadın hareketinin çoktan hak ettiği değerini bulmasını sağlayan isimlerden biriydi. O yüzden bu sesi susturmak istediler. Ne kadar başardılar o da ayrı bir konu. 
 
Amaç; bir korku salmaktı. Başur'da ilk kez heval Nagihan'ın yürüttüğü çalışma hiç olmadığı kadar farklı kesimlere ulaştı, yanı başlarında seyirci kalındığı, “parçası değiliz” diye düşünülen mücadelenin ne kadar da kendilerine ait olduğunu heval Nagihan kadınlara hissettirdi. O yüzden de düşman bir korku salmak istedi. Acaba kadınları bu biçimde sindirebilir miyiz? Bu mücadelenin önünü alabilir miyiz? Ama tabi ki başaramadılar. 
 
Aradan bir yıl geçmesine rağmen neden Nagihan'ın failleri ve arkalarındaki güç bulunmadı? Sizce failler kim?
 
Bizim açımızdan ilk gün söylediğimiz gibi çok net. Bu Türk MİT'iyle birlikte organize edilen bir suikasttı. Bunun devamı da geldi. Sadece bir tetikçinin yakalanmasından ibaret olan bir şey de değildi. Bu ne bizim yüreğimize su serper ne de adalet arayışımızın önüne geçer böyle bir durum. Bu sadece Türk devleti, istihbaratıyla ilgili değil. Aynı zamanda onunla işbirliği halinde olan bütün çevrelerin, aynı zamanda bu katliama göz yuman ya da bunu olduktan sonra müdahale etmeye çalışmayan, izleyen herkes ortaktır. Jineoloji çalışmalarının yürütüldüğü kurum günlük olarak izlenen yerdeydi. Bunun izahatı yok. Bizim adalet arayışımız bu konseptin ortadan kaldırılmasına kadar sürecek. Adalet arayışımız bir katilin yakalanmasından ibaret değil. 
 
“Adalet arayışımız katil ile ibaret değil” dediniz. Bugüne kadar ne yaptınız, neler yapacaksınız? 
 
Adalet arayışımız bu konseptin yıkılmasına dönük. Konseptin geniş anlamda kırılması için bir mektup kampanyası başlattık. BM'ler Avrupa Konseyi ve Irak hükümeti nezdinde,  bu aslında bürokratik, resmi anlamda sonuç verebilir. Ama bunun dışında da bu imza kampanyasına çok kısa bir süre de 5 kıtadan akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, kadın aktivistler, kolektifler ve şahıslar düzeyinde 352 imza topladık ve teslim ettik. Hem de aynı anda eş zamanlı eylemlerimiz de oldu. Bu arayışlarımız sürecek. 
 
Kadının özgürleşmesi ve hakikati için mücadele eden Nagihan Akarsel’i nasıl yaşatacaksınız? 
 
 
Özgürlük mücadelesinde bilimin gücüne dayanarak, yürüyen bir kadının ne kadar çok yönlü olabileceğini aslında göstermek istiyoruz. Söylediği her sözün tarihsel bir değeri var. Nagihan'ın toplantı ve konferans görüntülerine bakarsak, sadece günlük değil tarihsel mesajlar vermiş.
 
Düşünce ve duygunun bu kadar güçlü şekilde kendisinde yaşatan birinin toplumla buluşmaya hakkı var. Özgürlük mücadelesinde bilimin gücüne dayanarak, yürüyen bir kadının ne kadar çok yönlü olabileceğini aslında göstermek istiyoruz. Söylediği her sözün tarihsel bir değeri var. Nagihan'ın toplantı ve konferans görüntülerine bakarsak, sadece günlük değil tarihsel mesajlar vermiş. Bunu yaşatmak lazım. Onun söylediği her söz ve ürettiği her yazının topluma ulaşması gerektiğini düşünüyoruz. 
 
Jineoloji olarak da, jineoloji çalışmalarının çok yönlüleşmesi, toplumun özgürlük ihtiyacını, bu devrimin güçlü bir dayanağı olmasına dönük hem kurumsallaşma, potansiyelimizi açığa çıkarmaya çalışmalıyız. Nagihan'ın konuştuğu her kadında bahsettiğim o özgürlük potansiyeli kendisini gerçekten bir yaratılış anı olarak dışa vurduğunda heval Nagihan'ın anısına sahip çıkmış olacağız. Heval Nagihan anlatılmamış nice hikaye, tanınması gereken nice güzel kadın olduğuna inanan biriydi. Bu kadınların hikayelerini anlattığımızda onun anısına sahip çıkmış olacağız. Kadınların yaşamındaki küçük detaylar, yüreklerinde, hafızalarında sakladıkları her anı dile geldiğinde, kaleme döküldüğünde biz onun anısına sahip çıkmış olacağız. Dolayısıyla bu bizim özgürlük mücadelemizin süreklileşmesinin ve özgürlük mücadelesindeki ısrarın temeli olacak ona bağlılığımız. O’nun anısına sahip çıkmak çok yönlü bir sürdürebilirliktir. 
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

05/10/2023
11:02 Mutfak tüpüne 30 TL zam
10:14 Libya’daki selde ölü sayısı 4 bin 333'e çıktı
09:59 Fidan’ın açıklamaları sonrası Hesekê’ye saldırı
09:42 Şahin’in cenazesi Erdîş’te toprağa verildi
09:20 Benzine 2 lira 10 kuruşluk indirim
09:18 Abdullah Öcalan’dan ‘Demokratik Anayasa Kongresi’ önerisi
09:16 ANKA-DER’de Kürtçe ders kayıtları başladı
09:15 Gençlerden çağrı: Uyuşturucu ve fuhuşu evimizden defedelim
09:14 12 Eylül belleği: Geçmiş Bugündür
09:13 Sınırdaki hendek ve duvarlar ihlalleri arttırıyor
09:12 Kobanê serhildanı: Neler yaşandı, kim ne dedi?
09:12 Bu mahalleye ulaşım bin liradan başlıyor
09:08 Siyasi saikler hasta tutukluların tahliyesine engel
09:06 Rojhilatlı kadınlar: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:04 Meclis’e komisyon çağrısı: İmralı ziyaret edilmeli
09:00 05 EKİM 2023 GÜNDEMİ
01:26 Şenyaşar’dan AKP sıralarına: Katliam yapanları korumayın
04/10/2023
23:03 ÖHD: İmralı tecrit rejimine son verilmesi talebine ses olun
22:20 Polis HPG’li Şahin’in cenazesini aileden kaçırdı
21:39 Merdan Yanardağ’dan ilk açıklama: Boyun eğmeyeceğim
20:50 Mazlum Abdi Hakan Fidan’ı yalanladı
19:50 Cizîr’de 15 dakikalık yağmur yolları çamura çevirdi
19:25 Katledilen Suriyelilerin dosyasında etkili soruşturma yürütülmemiş
19:11 Meclis Kurdistan ifadesini ‘kaba ve yaralayıcı’ buldu!
19:03 Yeşil Sol Parti’li Eren’den AİHM’in Abdullah Öcalan kararı hatırlatması
18:50 KHK eylemi 262'inci haftasında: Mücadeleye devam
18:36 Avukat Karakaş davasında görgü tanığı: Polis aracıyla çarptı ezmeye çalıştı
18:02 Necmettin Fendik davasında ATK raporları inceleyecek
17:26 Kobanê Davası: HDP, 12 Eylül’den kalma barajı yıktı
17:13 Nagihan Akarsel Cenevre’de anıldı
16:05 Garawand’ın aile bireylerinin telefonlarına el konuldu
15:54 Gazeteci Merdan Yanardağ tahliye edildi
15:47 30 yıllık tutuklunun tahliyesi 6 ay ertelendi
15:34 Türkiye, 'internetin özgür olmadığı ülkeler' listesinde geriye gitti
15:33 Fidan, Kuzey ve Doğu Suriye'yi hedef aldı
15:27 Akarsel mezarı başında anıldı
14:20 Doğu Karadeniz'de sel ve heyelan
14:10 Avrupalı parlamenterler: Özerk Yönetim, krizin çözümünde yer almalı
13:57 İzmir Barosu: Hayvanları şiddetten kurtaracak düzenlemeler yapılsın
13:11 Kobanê Davası: Kendilerini yalanlayan tanıkların beyanları mütalaaya konuldu
13:08 Ahmet Türk davası: Demokratik siyaset yaptığımız için yargılanıyoruz
13:00 Milletvekili Doğan'ın davasında 'yargılamayı durdurma' talebine ret
12:06 Noori'yi katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet hapis
11:56 Gazeteci ve siyasetçilerin 'akademi' davası ertelendi
11:53 Hatay'da 4.0 büyüklüğünde deprem
11:43 İran'da rejim güçleri 16 yaşındaki genç kadına saldırdı
11:37 Özgürlük Yürüyüşü'nde 4'üncü gün: İktidar suç işliyor
11:02 Erdoğan'ın programları rahatsızlığı nedeniyle iptal edildi
10:44 Kırmızıgül: Nagihan yeniyi yaratmaktan korkmazdı
10:36 Jineolojî Dergisi: Nagihan'ın mücadelesi tüm dünyada yankılanıyor
10:32 Kadın cinayetinde 'haksız tahrik' indirimi onandı
10:22 3 günde 112 gözaltı
09:53 Giyadîn’in yeraltı suları hedefte
09:24 ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy kendi partisinin oylarıyla görevden alındı
09:08 Amed’te mahalleli uyuşturucuya karşı örgütlendi
09:08 Verimi düşük bağ bozumu
09:07 Êlih kayyımı Buğday Pazarı'na göz dikti!
09:06 9 Ekim’e çağrı: Kitlesel sahiplenmeyle tecrit aşılır
09:05 Av. Erol: İmralı zaman makinasıdır, geleceğinizi gösterir
09:04 Uluslararası komplo: 25 yılda savaşa 720 milyar dolar harcandı
09:00 04 EKİM 2023 GÜNDEMİ
03/10/2023
23:11 3’üncü İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali başladı
23:07 Nagihan Akarsel için Kobanê’de anma töreni
22:39 Yeşil Sol Parti’nin Çanakkale’deki futbol turnuvası engellendi
22:07 Mêrdîn’de savcıdan kadına şiddet: Kamera kayıtları toplanmadı
21:28 Dilan Kortak davasında mahkeme görevsizlik kararı verdi
20:56 Durak, uzaklaştırma kararı ve şikayetlere rağmen katledildi
19:52 Nijerya’da Lassa salgınından 181 kişi hayatını kaybetti
18:55 EŞİK Meclis’te: Eşitlikten vazgeçmeyeceğiz
18:45 Kadınlar Birlikte Güçlü: Şüpheli şekilde yaşamını yitiren Kübra’ya ne oldu?
18:02 ‘Üniformalıların işlediği suçlara karşı sessiz kalmayacağız’
17:56 Yeşil Sol Parti: Savaştan beslenenlerin tehditleri yok hükmündedir
17:51 Muğlalılar, imar planının iptalini istedi
17:47 'Gençler özel savaş politikalarınıza boyun eğmeyecek'
17:43 Kobanê Davası’nda fotoğraflarla konuştu: Erdoğan’a hangi ceza istenecek?
17:17 Edremit'te moloz dökülen alanda yangın
17:01 Kadınlardan Uçar'a destek: İrademizdir
17:00 HDP eski Gençlik Meclisi üyesinin davası ertelendi
16:26 Kaldıraç okurları: Taciz ve tehdit ediliyoruz
16:01 Vartinis’te anma: 30 değil, 300 yıl da geçse unutmayacağız!
15:46 Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 10 yaralı
14:58 MKGP’den Nagihan Akarsel için açıklama
14:52 Ayşenur Arslan serbest bırakıldı
14:48 İran saldırısında bir kolber katledildi
14:40 ‘Suruç için adalet’ istedikleri için tutuklanan iki kadın tahliye oldu
14:30 DAD: Canlarımız serbest bırakılmalı
13:57 İki üniversitede yemekhane zamlarına tepki
13:24 Skandal sözler eden İmam hakkında suç duyurusu
12:54 Gazeteci Ayşenur Arslan gözaltına alındı
12:46 Akın: Yeni anayasa için önce yol temizliği yapılmalı
12:07 Evde emniyete ait dinleme cihazı bulundu
12:06 Eylül ayında Rojhilat ve İran’da en az 463 gözaltı
11:57 'Özgürlük Yürüyüşü'nde 3'üncü gün: Zeytinlikler talan ediliyor
11:51 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:15 Ankara eyleminde hayatını kaybedenlerin kimlikleri açıklandı
11:08 Kömür ocağında göçük: Bir işçi yaşamını yitirdi
10:56 Cumartesi Anneleri eylemine dönük polis şiddeti bilirkişi raporunda
10:43 DFG: 4 gazeteci tutuklandı, 268 habere erişim engeli getirildi
10:42 43 öğrenciye taciz davası: Tanık gelmedi, duruşma ertelendi
10:35 İzmir'de polis bir kadını katletti
10:34 Gözaltı protestosunda gözaltına alınan 10 kişi serbest
10:25 Dersim merkezli operasyonda 6 gözaltı
10:13 Sağanak yağış etkisini sürdürüyor
10:05 Ankara saldırısıyla ilgili 18 ilde 90'ı aşkın gözaltı
09:59 ENAG'ın enflasyon rakamı: Yüzde 95,33
09:23 Kayyımın ithal bürokratından geriye usulsüzlükler kaldı
09:13 ‘Çatışmada öldürüldü’ denilen taksicinin dosyası 6 yıldır gizli
09:12 Kayyım yıkımına karşı bir araya gelme daveti
09:09 Türkdoğan: İmralı’daki hukuk Türkiye’de ikili sistem yarattı
09:08 TJA, İstanbul’un 3 bölgesinde sahada olacak
09:07 Uluslararası komploya karşı özgürlük talebi
09:06 'Özgürlüklerin gasp edildiği ortamda yeni anayasadan bahsedilemez'
09:05 Kadınlar ‘jin, jiyan, azadî’ etrafında birleşti
09:04 'Tecrit topyekun mücadele ile kaldırılır’
09:00 03 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:56 Gazeteci Merdan Yanardağ'ın ilk duruşması yarın
02/10/2023
23:55 HPG’li Oğuz polis ablukasında defnedildi
23:49 Adana’daki iki belediyeden 13 kişi tutuklandı
20:21 Qoser’de bir kadın katledildi
20:10 Kürtçe basın toplantısı nedeniyle Öcalan hakkında tutanak tutuldu
19:46 İzmir’de okulda yaşanan tacize karşı suç duyurusu
19:30 Kuzey ve Doğu Suriye’nin aile hukuku tartışıldı
18:34 HPG’li Oğuz’un cenazesi polis tarafından kaçırıldı
18:32 Avukata şiddet uygulayan polisin dosyası Ağır Ceza’ya gönderilecek
18:09 Bedlîs’te su kesintisi nedeniyle okul ve cami kapatıldı
17:57 Nijer’deki askeri yönetimden Cezayir’in ‘arabuluculuk’ teklifine olumlu yanıt
17:53 Kobanê Davası: HDP’nin yaptığı çağrıyı BM de yaptı
17:22 Kadınlardan uzman çavuş tacizi protestosu: Sessiz kalmayacağız
17:05 Yılmaz Özalp sloganlar eşliğinde uğurlandı
17:05 Irak Cumhurbaşkanı Reşid: Türkiye’nin ihlalleri sivillerin ölmesine neden oluyor
16:56 TJA: İktidar üniformalı tecavüz faillerine alan açtı
16:47 30 yıl sonra tahliye olan Çalışır’a kitlesel ziyaret
16:24 Mêrdîn’de bir genç tutuklandı
16:21 Gözaltılara tepki: HDP ve Yeşil Sol Parti’ye saldıran iktidar, kumpas iktidarıdır
15:51 Sağlık emekçilerinden bakan’a: Sağlıkta şiddeti tweetle’mi önleyeceksiniz?
15:03 Kadınlar Nagihan Akarsel için BM ile görüştü
14:54 'Qers halkı kayyıma yerel seçimde cevap verecek'
14:43 Aydın'da bir günde 4 ÇED kararı
14:14 Gözaltına alınan siyasilerin soruşturmasında ‘gizlilik’ kararı
14:10 'Nükleer silah kullanma' davasında mütalaa verilecek
14:01 Nobel Tıp Ödülü sahiplerini buldu
13:59 'Can Atalay'a Özgürlük Yürüyüşü' ikinci gününde
13:32 Tahliye talebinin ret edilmesinden 2 gün sonra yaşamını yitirdi
12:55 4 vekilin dokunulmazlık fezlekeleri Meclis'te
12:04 İstanbul'da gözaltılar protesto edilecek
11:50 Çocuğa tecavüz davası: Sanık korucunun 'zorla kaçırdım' mesajı dosyada
10:39 Bangladeş'te dang humması salgınında can kaybı bini aştı
10:04 11 il için sarı ve turuncu kodlu uyarı
09:26 Xwebûn 'Her şey özgürlük için' manşetiyle çıktı
09:21 Akın: Krizlerin temelinde İmralı tecridi var