Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile bileşen temsilcilerinin 9 Şubat 2018 tarihinde Efrin savaşına karşı ortak basın toplantısı ardından yapılan operasyonla tutuklanan HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) eski Sözcüsü Fadime Çelebi’nin  serbest bırakılması için HDK binasında ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. “Eşsözcümüz Onur Hamzaoğlu’na özgürlük” pankartının açıldığı toplantıya, HDK bileşenlerinin yanı sıra çok sayıda kişi destek verdi.

 

‘ÇIĞLIK BOĞULMAK İSTENDİ’

 

Toplantıda ilk olarak söz alan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, hem siyaset yürüten hem de halklara dönük ciddi bir operasyon yürütüldüğünü belirterek, şu ifadelerde bulundu: “9 Şubat 2018 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile HDK Eş Genel sözcüleri ile HDP’nin eş genel başkanı ve bileşenlerimizin eş sözcüleri, eş genel başkanları ile genel başkan yardımcısı arkadaşların da aralarına olduğu toplam 7 kişi evlerine yapılan baskın sonucunda gözaltına alınmışlardı. Operasyonun Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülmesi nedeni ile gözaltına alınan arkadaşlar Ankara’ya götürüldüler.16 Şubat tarihinde mahkemeye çıkarılan arkadaşlarımızdan Eş Genel Sözcümüz Onur Hamzaoğlu ve Fadime Çelebi 17 Şubat tarihinde tutuklanıp Sincan cezaevine götürüldüler. Diğer arkadaşlarımız ise adli kontrol şartı ile serbest kaldılar. Yürütülen operasyona konu olan açıklama ise Efrin savaşının yarattığı ve yaratacağı insani felakete dikkat çekmekti. Savaşın  bedelini yoksul insanların ödediğini, Efrin  savaşının gerekçelerinin gerçeklikten uzak olduğuna kamuoyunun dikkatini çekmek amaçlı yapılmıştır. Yani barıştan yana tutum sergilenmiş savaşı kalkan olarak kullanan AKP-MHP ittifakının bu savaşı çıkarma gerekçeleri kamuoyuyla paylaşılmıştır. Savaşın sadece Efrin halklarına değil aynı zamanda ülkemizde yaşayan halklara ve ülkemiz deki halkaların bir arada yaşama isteğine büyük zarar vereceği dile getirilmiştir. Ama ne yazık ki en ufak bir itiraza bile tahammül edemeyen AKP-Saray rejimi bu itirazı bu insanlık adına olan çığlığı da boğmak istedi. Bu operasyonları aslında ülkeyi demokratik olarak yönetme ferasetinden uzak olan AKP-MHP ittifakının bunun yerine koyduğu yerli ve milli faşizmin sonucu olduğunu söylemek gerekiyor. Yine bu uygulamaların yeni olmadığını, bu açıklama ile başlamadığını da iyi biliyoruz.”

 

‘ARKADAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILSIN’

 

7 Haziran yenilgisini hazmedemeyen iktidarın o günden beri ülkeyi bir açık hava hapishanesine döndürdüğüne söyleyen Koçyiğit, şöyle devam etti: “O günden beri her an, her gün haksız hukuksuz uygulamaları arttırarak toplumsal yaşamı zapturapt altına almaya çalıştığı bir gerçeklik içinde yaşıyoruz. Korkutma ve ‘zorunlu rıza’ temel yönetim biçimi olmuş durumda.” 

 

‘ORTADOĞU’YU HALKLARIN CENNETİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ’

 

Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu da, “Aynı operasyonlarla gözaltına alınan bileşenlerden biriyim. Efrin savaşının yol açacağı sonuçlara dikkat çekmiştik. O günden bu güne o topraklarda yaşananlar bizim ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Biz benzer saldırıları Irak’ta da görmüştük. Ortadoğu halklarına bir cehennem yaratmak istiyorlar. Halkların omuz omuza kardeşçe yaşama azminin öne çıkarılması, cehennem yapılmak istenen coğrafyanın halkların cennetine dönüştürmek de bizim amacımızdır.  Arkadaşlarımızın masumiyeti gibi bir derdimiz olmadı. Emperyalistlerin gözünde masum olmayan arkadaşlarımız halkların gözünde de hiç suçlu olmadı” dedi. Ülkenin ağır bir karanlığa sürüklendiğini belirten Piroğlu, “Ya beraber mücadele edeceğiz ya da bu cehennemin içinde kıvranmaya devam edeceğiz. Başka çıkar yolu yok. Bedelini ödemeye hazırız ve kazanan son tahlilde biz olacağız” diye konuştu. 

 

 ‘KADINLARIN ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ DURMAYACAK’

 

SKM Sözcüsü Beycan Taşkıran da, savaş politikalarına karşı olmanın özelde kadınların ve tüm halkların sorumluluğunda olduğunu söyleyerek, “Ortadoğu’da yaşanan iki seçenek arasında kadın özgürlükçü, ekolojik seçenekle Rojava devrimi bunu ortaya koymuştur. Bugün devrimin ortadan kaldırılmasına karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Buna karşı ses çıkarmaya devam edeceğiz. Kadınların özgürlük yürüyüşü hiç durmayacak” diye konuştu. 

 

 ‘ORTAK MÜCADELE HATTI ÖRMELİYİZ’

 

78’liler Girişimi Üyesi Nimet Tanrıkulu da, siyaset yapma önündeki hakkın engellenmeye çalışıldığını hatırlatarak, “Ortak mücadele hattını örmemiz gerekiyor. Uzun tutukluluk sürelerinin de ceza yaratmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda ne kadar güçlü birlikte hareket edersek o kadar kazanan biz oluruz” diye ifade etti. 

 

‘ARKADAŞLARIMIZI SAĞ ALDINIZ SAĞLIKLI İSTİYORUZ’

 

78’liler Girişimi Eş sözcüsü Celalettin Can’ın cezaevindeki yaşadığı sağlık sorunlarına da dikkat çeken Tanrıkulu, “401 tane hasta mahpus uzun süredir tutuklu. Can, bunlardan biri olur mu olmaz mı göreceğiz. Arkadaşlarımızı sağlıklı aldınız sağlıklı istiyoruz. Tecrit ve işkencenin başka başka yöntemleri var. Biz susmayacağız ve kimse de bizden susmamızı beklemesin” diye belirtti.