Bit Pazarı da evin önü de yasak 2020-06-02 09:00:57 ADANA - Bit Pazarı’nın yasaklaması nedeniyle yüzlerce seyyar satıcı mağdur oldu. Evlerinin önünde tezgah açmalarına da izin verilmeyen seyyar satıcılar, durumu “Cebimizde ekmek alacak paramız yok” sözleriyle özetledi.    Adana'nın Seyhan ilçesine bağlı Kocavezir Mahallesi'nde Bit Pazarı olarak tabir edilen alanda, uzun yollardır ikinci el giyim, ayakkabı ve ev eşyası satılıyor. 19 Eylül 2019'da Dumlupınar Mahallesi'nde 11 yaşında bir çocuğa Suriyeli bir mültecinin cinsel saldırıda bulunduğu iddiası üzerine Kocavezir ve diğer mahallelerde Suriyeli mültecilere ait dükkanlara saldırılar yapılırken, valilik önlem olarak pazarı yasaklama kararı aldı. Seyyar satıcıların Pazar günü dahi tezgah açmasına izin verilmedi. Karar üzerine birçok seyyar satıcı, evlerinin önünde tezgah kurarak, ikinci el eşya satışına başladı. Polis, bir müddet sonra seyyar satıcıların bu girişimini de engelledi.    SÖZLER TUTULMADI   Bit Pazarı’nın eski müdavimlerinden Sabahattin Pişkinbaş, 50 yıldır burada tezgah açtığını ve Suriye’den gelen insanların da geçimlerini burada sağladıklarını söyledi. Yasak kararından önce yüzlerce insanın buradan geçimini sağladığını ifade eden Pişkinbaş, “Devlet, her yeri açmışsa pazarımıza da izin vermesi gerekir. Biz mağduruz, mağduriyetimiz giderilsin. Dünyanın her yerinde Bit Pazarı vardır. Salgın nedeniyle herkes zor durumdadır. Bizlere yer sözü verildi ama yerine getirilmedi. Söylenen yerler de çok uzak" dedi.   ‘EVE EKMEK GÖTÜREMİYORUZ'   Çocukluktan beri sokak sokak gezip sele sepet ve plastik ev eşyaları karşılığında ikinci el giyim, elektronik ve halı gibi eşyaları alıp, Bit Pazarı'nda sattıklarını ifade eden Behiye Tutak, tek geçim kaynaklarının bu iş olduğunu söyledi. Eylül 2019'dan bu yana pazarın yasaklandığını ve evlerinin önünde tezgah açtıklarını ancak hem zabıta hem bekçi hem de polislerin hakaret ve saldırılarına maruz kaldıklarını anlatan Tutak, 15 gün önce kızı ve oğlunun darp edildiğini ifade etti. Günlük 40-50 TL arasında satış yaparak hayata tutunduklarını aktaran Tutak, engelleme nedeniyle evlerine ekmek götüremediklerini belirtti.   Tutak, elektrik ve su faturaları ile kiralarını ödeyemediklerini, devletten herhangi bir destek de alamadıklarını dile getirdi. Tutak, "Cebimizde 10 liramız bile yok; çocuğumuza ekmek alalım. Ne yapalım, nereye gidelim? Başka bir mesleğimiz yok. 1 liraya çamaşır satıyoruz bunu bile engelliyorlar. Her birimizin 6-7 çocuğu var. Ne yapalım? Hırsızlık mı yapalım? Akşamdan beri çocuğumun ateşi vardı, kalkıp hastaneye bile götüremedim" diye konuştu.   VİRÜS DEĞİL AÇLIK ÖLDÜRÜR    Hamile kadınların polisler tarafından darp edildiğini iddia eden Tutak, "Virüsten değil açlıktan öleceğiz. 4 aydır pazar açmadık. Ne yiyelim, ne içelim? Siz söyleyin. Oy aldıktan sonra kimse yüzümüze bakmıyor" diye belirtti.    Sultan Gölge, evine ekmek götüremediğini belirterek, pazarlarının açılmasını istedi. Gölge, yetkililere seslenerek, "Geçim kaynağımız bu. Çoluğumuza çocuğumuza ne yedirip ne içireceğiz" diye sordu.   Yılmaz Tutak, belediyenin kendilerine yer sözü verdiğini ancak yerine getirmediğini, muhatap bulamadıklarını söyledi.    DERNEKLERDEN TEPKİ    Hatay Roman, Abdal ve Domlar Birliği Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Veysel Toplar ise Adana Valiliği’nin yasak kararının yurttaşları mağdur ettiğini kaydetti. Toplar, başka bir meslekleri olmayan yurttaşların evlerine ekmek götüremediğini belirterek, bu soruna çözüm bulmasını istedi.    Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus da, insanların pazarın yasaklanma sebebini dahi bilmediğini belirtti. İnsanların açlığa mahkum edildiğini vurgulayan Arus, sorunun çözülmesi için gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi.   MA / Hamdullah Kesen